Çok sayıda antik kente, kaplıcaya ve doğal güzelliğe ev sahipliği yapan Denizli Ege, Akdeniz ve Anadolu mutfaklarından etkilenen yapısıyla zengin bir gastronomi kültürüne sahip.
Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinin kesişiminde konumlanan Denizli seyahatlerinde damak tadına doyulmayan lezzetleri deneyipleyip dönüyorum her defasında. Geçen hafta da böyle bir deneyim için Denizli’deydik. Yerelliği, mevsimselliği temel alan Labada Brasserie’nin 5. yılını kutlaması sebebiyle düzenlediği iki günlük Denizli turu için İzmir’den meslektaşlarımızla yola çıktık.
GASTRONOMİ KEŞFİ
Aydem Enerji, Tabea, Tale’s, Buldan’s ve Sevilen Group sponsorluğunda, Labada’nın kurucusu Gonca Saldanlı’nın ev sahipliğinde ‘Tam anlamıyla Denizli gastronomisini keşfettik’ diyebilirim. Tekke yöresinde Buldan’a has Girye domatesi hasadımız ve 700 rakımdaki yöresel ürünlerden oluşan yer sofrasındaki kahvaltı eskiye has izler taşıdığı için benim açımdan unutulmazdı.
Denizli’nin en önemli yeme içme markalarından biri olan Labada Brasserie, Ege, Akdeniz ve Anadolu mutfağını sahipleniyor, bölgenin bereketli topraklarından ve tarihsel köklerinden ilham alıyor. Bu nedenle de iki günlük bu keşif, bölgeyi de ne kadar sahiplendiklerini bir anlamda göstermiş oldu.
‘NEFES ALMAYAN EVLERDE YAŞIYORUZ’
Binlerce insanın aynı binada oturup birbirinden haberi olmadığı evlerde yaşıyoruz. Apartmanda ya da gökdelende ve yaşadığımız mahallede biri ölse yani komşumuz, haberimiz bile olmuyor. Hala mahalle, komşuluk kültürü olan yerlerde yaşayanlarımız ise ne şanslı. Binalar büyüdükçe, sokaklar kalabalıklaştıkça yalnızlaşıyor günümüzde insanoğlu.
Komşu, Eski Türkçe konşı kelimesinden geliyor. Sözcüğün kökü kon- “durmak, ikamet etmek.”
Konak, konum, konu ve konuk da aynı kökten. Kelime Bulgarca ve Sırpça gibi dillere de geçmiş.
Komşu, karşılıklı konanlara denirmiş. Modern dünyada ise hiçbir pencere açılmıyor bir diğerine.
“Nefes almayan evlerde oturuyoruz. Bunlar sağlıklı evler… Komşu penceresi yapmış, komşusuyla muhabbet edebilsin diye… Aşağıdaki kalabalık mahallelerde komşusu ölse haberi bile olmaz insanın. İnsan sıcaklığının kaybolmadığı mahallelerde yaşıyoruz…” diyor Denizli Buldan Dokumacılar Sokağı’nda bize rehberlik eden Sait Yalçın…
Buldan’daki Dokumacılar Sokağı yeniden canlandırılıyor. Bu sokağı ben de çok sevdim. Hele Sait Yalçın anlattıktan sonra daha uzun zaman geçirmek istedim. Sokakta dokumacılar, küçük el sanatları dükkanları var. ‘Yolunuzu bu sokağa, Buldan’a düşürün’ derim…
Bir de en büyük dileğim; gerçek anlamda komşularınız olsun şu hayatta. İmece usulü zeytininizi kırdığınız, kışlık erzak hazırladığınız, sabahları sorgusuz sualsiz bir kahve içimiyle güne başladığınız…