Osmanlı’nın mimarisi, şehir hayatı ve kültürünü günümüze kadar aktaran; han, hamam, konak, çeşme, cami ve köprüleriyle açık hava müzesini andıran kent Safranbolu... Bu yüzden hep “zamanın durduğu kent” olarak anılıyor. Karabük’ün ilçesi Safranbolu denince aklımıza ilk gelen şey özgün mimariye sahip etkileyici evleri... Oysa Safranbolu, evlerinden çok daha fazlasını gözler önüne seriyor.
Tarihi değerleri, kent kültürü, yaşam tarzı, gelenek ve görenekleri, yöresel lezzetleri, doğal güzellikleri ile önemli turistik kentlerimizden biri. 1975’te Yüksek Anıtlar Kurulu’nun Safranbolu’yu “Kentsel Sit” ilan etmesiyle, akademik düzeyde başlayan kente olan ilgi, zamanla tüm dünyaya yayıldı.
O yıllarda gelen ziyaretçileri evlerinde konuk eden Safranbolulular, bundan maddi kazanç sağlamadan turizmle tanışmış oldu. 90’lı yılların başından bu yana küçük ve orta ölçekli turistik tesis sınıfına giren işletmelerin oluşumuyla, nihayet turizm, il ve ilçe ekonomisinde önemli yer tutmaya başladı. Sahip olduğu kültürel mirası ve bu mirası korumadaki başarısıyla UNESCO tarafından 1994’te “Dünya Miras Kenti” unvanını alması, Safranbolu’nun tüm dünyada daha çok ilgi çekmesini sağladı.
SADECE TARİHİ EVLERDEN İBARET DEĞİL
Tarihi Çarşı kesimi kentin turistik ve tarihi eserlerinin yoğunlaştığı bir bölge. Burası kuzeydeki Kale ve güneydeki Hıdırlık Tepesi’nden izlenebiliyor. Daha güneyde kalan mezarlık ise en iyi panoramik görüntüyü veriyor. Kale ve çevresi ilk yerleşim alanı. Tepede bulunan Kent Tarihi Müzesi, Tarihi Saat Kulesi, Tarihi Cezaevi Binası bu bölgede görülmeye değer yapılardan. Üzerinde iki anıt mezar bulunan Hıdırlık Tepesi, eski zamanda açık hava namazgahı olarak kullanılmış. Kentteki 25’in üstündeki tarihi camilerden özellikle Köprülü Mehmet Paşa, İzzet Mehmet Paşa, Kazdağlıoğlu ve Lütfiye Cami turistlerin büyük ilgisini çekiyor.
EL İŞÇİLİĞİNE DEVAM
Safranbolu’da üretim ve ticaret, lonca sistemiyle yürütülen çarşılarda yapılıyor. Halen üretimin sürdüğü Demirciler, Bakırcılar, Kalaycılar ve Semerciler çarşıları, kentteki el işçiliğinin devamını sağlıyor. El sanatlarının satıldığı merkez haline gelen Yemeniciler Arastası ve çevresindeki dükkanlar, kente gelen turistlerin Safranbolu’ya özgü hediyelik eşya bulabileceği yerler arasında.
GEÇMİŞİ YANSITAN EVLERİ
İlçeyi ülkemizde ve dünyada üne kavuşturan Safranbolu Evleri, Tarihi Çarşı’da, Kıranköy ve Bağlar semtlerinde toplanıyor. Her yıl yüzlerce turistin kente gelmesine vesile olan Safranbolu Evleri, 18. ve 19. yüzyıllarda yapılan genellikle üç katlı, 6-8 odalı, ihtiyaca uygun tasarlanarak estetik biçimde şekillendirilmiş geleneksel evler; Türk toplumunun geçmişini, kültürünü, ekonomisini, teknolojisini ve yaşam biçimini yansıtan mimarlık tarzıyla yapılmış.
EKO TURİZM
Safranbolu tarihi eserleri ve evlerinin yanı sıra ilgi çekici doğal güzelliklere de sahip. Safranbolulu Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından 18. yüzyılda yaptırılan İncekaya Su Kemeri, görkemli evlere sahip Yörük Köyü, ‘Dünya Mağara Literatürü’ne girmiş Bulak Mencilis Mağarası, Tokatlı Kanyonu, yaylaları kentin diğer turizm olanakları arasında. Hacılarobası ve Üçbölük köyleri çevresindeki kaya mezarları, Osmanlı mimarisini yansıtan çeşmeleri, Safranbolu’nun uzun tarihi geçmişine ilişkin bilgi veriyor. Son yıllarda revaçta olan Tepetakla Evler de Safranbolu’nun dikkat çeken mekanları arasında bulunuyor. Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, Safranbolu’yu şu sözlerle anlatıyor:
“HERKESİ BEKLİYORUZ”
“Geçmişten günümüze taşınan ve bugün adeta bizlere bir nefes gibi hayat vermeye devam eden, sadece tarihi evlerden, konaklardan, hanlardan, hamamlardan, meydan ve sokaklardan ibaret olmayan bir şehiriz. Aynı zamanda gözün gördüğü varlığın ötesinde gizlenen enginliğin getirdiği dinginlik içinde kaybolup, güzelliğe, sevgiye, doğallığa, saygıya, hoşgörüye ve iyiliğe susayanların sığınma noktası konumunda olan bir şehirdir Safranbolu... Geleneksel evlerimiz ile tüm dikkatleri üzerimize çekmişsek de tarihi boyutları ve doğal güzellikleriyle de gün geçtikçe gördüğümüz ilgi artarak devam ediyor. Ve bugün Safranbolu’muz tarih turizminin yanı sıra kültür turizminin de en önemli noktalarından biri haline geldi.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE
Safranbolu’muzda her köşede, her sokakta farklı bir hayat var. Ama hepimizin ortak noktası; değerlerimize sonuna kadar sahip çıkarak, yaşamaya ve yaşatmaya devam etmek. Kısaca, adının bile bir marka olduğu, geçmişten günümüze bozulmadan gelebilen ve ülkemizin nadide kentlerinden biri olan Safranbolu’ya hizmet etmek, Safranbolu’yu gelecek nesillere geçmişten aldığımız gibi bırakmak ve daha yaşanılır bir kent haline getirmek için ara vermeden çalışmalarımıza devam ediyoruz. Tüm bu güzellikleri, saygıyı, korumacılığı, Arnavut kaldırımlı sokakları, tarihe tanıklık etmiş konakları, hanları, hamamları, doğayı, doğallığı görmeleri için herkesi Safranbolu’ya davet ediyoruz.”
22 YILDIR ARALIKSIZ
22 yıldır aralıksız sürdürülen, alanında ilk ve tek olma özelliğine sahip “Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali”, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, bu yıl 16-18 Eylül tarihleri arasında Safranbolu’da yapıldı. Ana teması “Kültürel Miras ve Korumacılık” olan festivalin bu yılki yan teması ise Ahilik teşkilatının önderi Ahi Evran’ın doğumunun 850. yılı olması nedeniyle “Ahilik Kültürü” olarak belirlendi.
Festivale ilişkin bilgiler veren Başkan Köse, şöyle konuşuyor: “Yan temanın amacı kültürümüzde bulunan sanat, zanaat ve unutulmaya yüz tutan iş dallarını gün yüzüne çıkarmak, yeniden canlanmasını sağlamak. Festival öncesinde, ödüllü belgesellerin ve unutulmaz Yeşilçam filmlerinin de gösterimini yaptık. Yarınımız olan çocuklarımıza özel etkinlikler de gerçekleştirdik. Katılımcılar, Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örneklerini yansıtan konaklarda ağırlandı. Festivalimiz her yıl büyüyerek devam ediyor.”
EVLERİN ÇATISINDAKİ GEYİK BOYNUZLARI
Safranbolu’da, evlerin dış duvarlarında çiçek buketi, Arapça yazılar, mavi zemin üzerine çizilmiş hilal süslemeleri yer alıyor. Dünyaca ünlü Safranbolu evlerine, koruyucu ve uğur getirici özelliğe sahip olduğu inancıyla “geyik boynuzları” da asılıyor. Ahşap ustalığının en güzel örneklerinin görüldüğü Safranbolu evleri, “geyik boynuzları” ile ilgi çekiyor.
250 YILLIK KİM GELDİ PENCERESİ
Safranbolu’da 250 yıl önce konaklara tasarlanan ‘Kim geldi penceresi’ görenleri hayrete düşürüyor. Bu pencereler, kafesli bir üslupla ahşaptan yapılı olan ve içeriden bakanın görülmeden, eve kimin geldiğini görülmesini sağlıyor. İmam Akbulut, sahibi olduğu 250 yıllık Akbulut Konak’ta bulunan bu pencereyi şöyle anlatıyor:
“Kapı tokmağı zil olarak kullanılıyor. Ev halkı kimin geldiğini buradan görüp ona göre kapıyı açıyor. Erkek misafir geldiyse erkek, kadın misafir geldiyse kadın tarafından karşılanıyor. Eğer istenmeyen, yabancı bir kişiyse o zaman kapı açılmıyor. Bu zamanın kapı dürbünü, kamera sistemi veya görüntülü diyafonu diyebiliriz. Kapıdaki kişi dar kafesli olan pencereden bakan kişiyi göremiyor. Yerli ve yabancı ziyaretçilerimiz ‘Kim geldi penceresi’ni anlattığımda hayretler içerisinde kalıyor.”
MANİYE DOMATESİ ÇAVUŞ ÜZÜMÜ
2020’de faaliyete giren belediye serası, yüksek verimliliği ve üretimdeki kalitesiyle dikkat çekiyor. Serada çok sayıda çiçeğin yanı sıra ilçeye özgü Maniye Domatesi ve Çavuş Üzümü de üretiliyor. Başkan Elif Köse, seranın sadece üretmekle kalmadığını, üretilen ürünlerin satılmasıyla belediye bütçesine de katkı sağlandığını söylüyor. Köse, şöyle devam ediyor:
“Seranın 2 dönümlük alanında ilk etapta 3 ton maniye domatesi, şeker fasülye, empürme fasülye, biber çeşitleri, sulu sultaniye bamyası ve patlıcan gibi sebzeler de üretiliyor. Yazlık sebzeler belediyenin aşevine gönderilerek taze sebze, salça ve sos olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Yerli tohumlarla tohum bankası da oluşturduk. Toplamda yazlık ve kışlık olarak 150 binin üzerinde çiçek ekimi yaptık. İlçemizin adını aldığı, dünyanın en değerli bitkilerinden birisi olan safranda ise hem üretim hem de üreticiyi özendirmek amacıyla 2 buçuk dönüm safran soğanı dikimi gerçekleştirdik.”
KADINLARA POZİTİF AYRIMCILIK
Safranbolu Belediyesi’nin hayata geçirdiği kadınların her alanda kaliteli vakit geçirebilecekleri Hanım Evi projesinin ardından Kadın Üretici Pazarı’nın temelleri atılmış.
Kadınların hayatın her alanında yer aldıklarını ancak toplumsal eşitlik konusunun ülkemizde henüz yeterli seviyede olmadığını ifade eden Başkan Köse, “Bu nedenle biz kadınlarımıza pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Çünkü kadınlarımız her alanda hak ettiği değeri bulamıyor” diyor. Başkan Köse, şunları da ekliyor: “Mevut pazar yerini hafta sonu kadınlarımıza ayırdık. Kadınlarımız evlerinde el emeği ürünler üretiyor ancak pazarlamasını yapamıyorlardı. Kadın Üretici Pazarı bu konuda nokta atışı oldu. Çok talep oldu, kura sonucu 200’ün üzerinde kadın üreticimizin yerleri belirlendi. Hala talep gelmesi ise ayrı bir mutluluk. Kadınlarımızın hem günlük hayata hem de ticarette aktif olmaları, aile bütçesine katkı sağlamları da öz güvenlerini artırıyor. Kadınlarımız SAKEM kurslarımıza giderek bir takım hobileri öğrendiler.”
UNESCO’nun 1994’te Dünya Miras Listesi’ne aldığı Karabük’ün Safranbolu ilçesi, Türkiye’de bulunan yaklaşık 50 bin korunması gerekli kültür ve tabiat varlığının bin 400’ünü barındırıyor.