Bir tartışma programı izlerken geçen yaz eşimle yaptığımız keyifli tatil yolculuğu geldi aklıma. Yolculuğun hedefi, Selimiye’ydi. Direksiyonda eşim, fonda Tarkan’dan “Ona Sor” şarkısı.
Şimdi bu soğuk kış gününde neden o yolculuk aklına geldi diye merak ediyor olabilirsiniz. Hemen anlatayım…
İzlediğim programda, bir gazetecinin profesyonel koçluk mesleği ile ilgili içler acısı sözlerine şahit oldum. Bu sözleri dinlerken, İstanbul Üniversitesi’nde okuduğum yıllarda Gazeteciliğin Etik İlkeleri dersinde not aldığım bir söz geldi aklıma: “Verdiğiniz bilginin doğruluğu namusunuz gibidir. Ya bilgiden yüzde yüz emin olun, ya da o bilgiyi vermeyin.“
29 Haziran 2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak Türkiye’deki yaklaşık 600 meslek grubunun içine katılan bir meslektir koçluk.
Peki koçluk mesleği tam olarak nedir?
“Koçluk alan ile koç arasında yürütülen ve koçluk alanın hedeflediği konuya ulaşmasına katkı sağlayan bir süreçtir” ve bu süreçte koçluk yaklaşımı; “Her insanın kendi hayatının uzmanı olduğunu kabul eder ve insanın sonsuz bir potansiyeli olduğuna inanır. Bu nedenle de kişinin varmak istediği hedefe dair en iyi cevapların kendisinde gizli olduğunu kabul eder.”
Bu nedenle de;
- Yönlendirme yapmaz, nötr dinler.
- Geçmişle ilgilenmez, hedefe odaklanır.
- Tavsiye vermez, soru sorar.
Tam da geçen yaz yaptığımız, Selimiye yolculuğu gibidir koçluk süreci.
Koçluk yapmak; Selimiye hedefine giden o araçta tüm kontrollerin kendisinde olduğu şoföre yan koltukta yol arkadaşlığı yapmak gibidir.
Koç ise; yol boyunca Tarkan’ın şarkısını mırıldanan kişidir.
Yağmura sor çöle sor
Dağlara sor bir tek bana sorma
O'na sor
O'na sor
O'na sor
O'na sor