Bilal Emin Turan

30 Ocak 2025, Perşembe 07:00

Yaparsa gençler yapar

Dünya büyük bir dönüşümden geçiyor. Sanayi devrimi, elektrik devrimi derken şimdi teknoloji dilimizden düşmüyor. Özellikle yapay zeka ile ilgili gelişmeler hem heyecanlandırıyor hem gerçeklerle yüzleşmemizi sağlıyor. Türkiye’nin bu teknolojik dönüşümü ıskalama lüksü yok. Gençlere çok büyük iş düşüyor. Bu noktada özel sektör-üniversite işbirlikleri çok daha kıymetli.

“Gençlerimizin müthiş bir potansiyeli var. Biz de bu potansiyeli ortaya çıkarmak için, 100 yıllık Sabancı sorumluluğuyla, ‘Sabancı Gençlik Seferberliği’ni hayata geçirdik ve ‘beyin göçünü beyin gücüne dönüştüreceğiz’ dedik. Büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Dijitalleşme ve yapay zeka yaşamımızın tam ortasında. Böyle bir dönüşümün içinde gençlere olan inancımız hiç değişmiyor. Siz istediğiniz kadar üretim tesisleri kurabilirsiniz, istediğiniz makineleri alabilirsiniz, üretimi artırabilirsiniz ama gerçek değer gençlerle yaratılır. Bu, bizim temel ilkemiz.”

BİLGİ VE BİRİKİM PAYLAŞILIYOR

Bu sözler Sabancı Holding Mobilite Çözümleri Grup Başkanı Cevdet Alemdar’a ait. Bu mesajları Çukurova Üniversitesi’nde Temsa Teknoloji ve Etki Merkezi’nin açılışında gözleri ışıldayan gençlerle paylaşan Alemdar, “Sabancı’nın tüm teknoloji altyapısını, bilgi birikimini gençlerimize ve akademisyenlerimize açıyoruz” dedi. Mobilite çözümlerinin önemine değinen Alemdar, “Merkezimizdeki programlardan yararlanan gençlerimizin ve akademisyenlerimizin, dünyanın yaşadığı mobilite dönüşümünde, ülkemize çok büyük katkı sağlayacağına eminim” dedi.

FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLIYOR

Bu yolculuğa Mayıs 2024’te başladıklarını hatırlatan Alemdar, şöyle devam etti: “O ilk adımdan sonra 8 ay geçti, bu 8 ayda 10 merkez açtık. Hızın bu kadar önemli olduğu bir dünyada bizim 8 ayda 10 tane merkez açabilmemiz bu seferberliğe nasıl tutkuyla bağlı olduğumuzun da çok büyük bir göstergesi. Bu merkezler, gençler ile girişimcilere, inovasyona ve teknolojiye erişim konusunda fırsat eşitliği sağlamayı amaçlıyor. Proje kapsamında 3 yılda en az 30 bin gence ulaşılması hedefleniyor.”

 

24 Ocak 2025, Cuma 07:00

TL yatırımcısının yeni gözdesi: Borçlanma araçları fonları

Faizlerdeki düşüşle birlikte sabit getirilerin azalması, TL yatırımcısını yeni arayışa yönlendirdi. Bu noktada portföyünde ağırlıklı olarak uzun vadeli kamu ve özel sektör tahvilleri olan ‘borçlanma araçları fonları’nın yıldızı parlamaya başladı. Yılbaşından sonra yüzde 5-6 civarı getiri sunan bu fonlar, altını, dövizi, borsayı ve mevduatı da solladı.

FAİZ İNDİRİM DÖNGÜSÜ ETKİLİ

Merkez Bankası, aralık itibarıyla faiz indirim döngüsüne girmişti. 2.5 puanla başlayan indirim dün de devam etti. Böylece politika faizi yüzde 45’e geriledi. Faizlerdeki düşüş özellikle mevduat ve para piyasası fonlarındaki getirileri direkt etkiliyor. Daha açık anlatımla Merkez Bankası’nın faizle ilgili attığı tüm adımlar anında getirilere yansıyor. Aralık ayındaki indirimle birlikte mevduat faizlerinin 1-2 puan gevşediğini, para piyasası TL fonların günlük getirilerinin de aynı şekilde düştüğünü görmüştük. Dünkü faiz indirimiyle bu getiriler daha da azalacak.

1 OCAK İTİBARIYLA YÜZDE 6 KÂR

Mevduat ve para piyasası TL fonlardaki getiriler faiz indirimine paralel azar azar gerilemeye devam ederken TL yatırımcısı daha çok fırsat sunan fonlara gözünü dikti. Bu noktada ise son günlerde ‘borçlanma araçları fonları’ öne çıkmaya başladı. Bu fonların özelliklerine geçmeden önce son dönemdeki performansına değinmek isterim. Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu (TEFAS) verilerine göre; bu fonların yılbaşından sonra, yani son 22 gündeki kazancı yüzde 5-6 civarında. Mevduat ve para piyasası fonlarının performansı ise yüzde 2-3 aralığında.

BURADA ‘BEKLENTİ’ SATIN ALINIYOR

17 Ocak 2025, Cuma 07:00

Kredi kartı aidatında 2025 sezonu açıldı

1 Ocak’tan itibaren bankalar kredi kartı aidatlarını hesap ekstrelerine zamlı olarak yansıtmaya başladı. 1.200 liraları aşan yıllık kart aidatlarıyla ilgili şikayetler artarak devam ediyor. Ancak her yıl bu ücretlerle muhatap olmaktan ve iade derdiyle uğraşmaktan kurtulmanın çok basit bir yolu var. Yasal hakkınız olan bu detayları sizin için araştırdık....

SAYISI 129 MİLYONU BULDU

Bankalararası Kart Merkezi verilerine göre; vatandaşın cebindeki toplam kredi kartı sayısı 129 milyon. 15 yaş üstü nüfusun yaklaşık 67 milyon kişi olduğu dikkate alınırsa, kişi başına yaklaşık 2 kart düşüyor. Kart sahipleri her yıl ‘aidat’ yani ‘kart üyelik ücreti’ nedeniyle bankalarla karşı karşıya geliyor. Özellikle ocak itibarıyla aidatlara yapılan zamlarla birlikte tepkiler biraz daha fazla olabiliyor. Üstelik ceplerde en az 2 kart olduğu hesap edilirse bu ücret oldukça can sıkıyor.

ŞİKAYETLER BİTMEK BİLMİYOR

1 Ocak itibarıyla şikayet platformlarına ve sosyal medyaya yansıyan yorumlar kart sahiplerinin ruh halini yeterince yansıtıyor. Öncelikle yasalara göre bankaların kart aidatı alma hakkı bulunduğunu belirtelim. Bu hak, 3 Ekim 2014’te Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’le yasal zemine kavuşmuştu. Bu hükümler 7 Mart 2020’deki ücret ve komisyon düzenlemesinin 11’inci maddesinde de aynı şekilde yer almıştı.

YASALAR TÜKETİCİYİ KORUYOR

Yasal düzenlemeler bankaları, belli bir hizmetin karşılığı olarak yıllık üyelik ücreti alma konusunda engellemiyor ancak tüketiciyi koruyan hükümler de içeriyor. Diğer bir ifadeyle yasa “Kart çıkaran kuruluşlar, yıllık üyelik ücreti ve benzeri ad altında ücret tahsil etmedikleri bir kredi kartı türü sunmak zorundadır” diyor. Yani tüketici aidat ödediği kartı değiştirmek isterse, banka aidatsız kart talebini karşılamak zorunda.

10 Ocak 2025, Cuma 07:00

TL'de fon bereketi

2025 yılının ilk günlerinde TL para piyasası fonları yine yüzleri güldürdü. Son bir yılda yüzde 60-62 arası bileşik getiri sağlayan fonlar, yılbaşından bu yana yüzde 0.90’ın üzerinde kazandırdı. Bir başka deyişle 1 milyon lirası olan en az 9 bin lira artıya geçti. Yapılan hesaplamalar bu yılın tamamında bileşik fon getirilerinin yüzde 40’ın üzerinde kalabileceğine işaret ediyor. Özetle ‘Türk lirası’ bu yıl yine risksiz getirinin adresi olacak.

Merkez Bankası’nın faiz artırımına hız verdiği Haziran 2023 itibarıyla para piyasası fonlarına giriş artmaya başlamıştı. Faiz artırımından önce para piyasası TL fonların toplam portföy değeri Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu (TEFAS) verilerine göre; 160 milyar seviyelerindeydi. Politika faizi Mart 2024’te yüzde 50’ye çıkınca fonlara para girişi de hızlandı. Mart ayında 381 milyar lira olan fonlardaki tutar ekim ayında 1 trilyon lira barajını aştı. 9 Ocak 2025 itibarıyla ise 1.6 trilyon liraya ulaşarak rekor kırdı. Son 1 yıllık artış yüzde 546 oldu.

EN AZ 1.107 LİRA GETİRİSİ VAR

Para piyasası fonlarına bu yılın ilk 6 iş gününde 50 milyardan fazla giriş oldu. Bu fonlara ilginin her geçen gün artıyor olması elbette tesadüf değil. Faizde ilk indirim adımından sonra bile paranın bu tarafa doğru kaymasında günlük faiz getirilerinin cazibesini koruması etkili. Ayrıca bu yüksek getirinin kısa süre içinde de sona ermeyeceği öngörülüyor. Şu anda para piyasası fonların günlük getirileri yüzde 0.1230 ila yüzde 0.1410 arasında seyrediyor. Daha açık anlatımla 1 milyon lirasını günlük fona yatıran stopaj dahil 1.107 lira ila 1.269 lira arasında net kazancı cebine koyuyor.

İŞTE BİLEŞİK HESAP MUCİZESİ

Para piyasası TL fonların bileşik getiri mucizesi de var. Bu, günlük faiz getirilerinin anaparaya eklenip tekrar getiriye dönüşmesi anlamına geliyor. Bir başka ifadeyle faiz kazancından faiz elde ediliyor. Para hem günlük değerleniyor hem de günlük getirisi katlanarak artıyor. Eğer fonun günlük getirisi yüzde 0.1230’da sabit kalırsa 32 günün sonunda getirisi yüzde 4.01 oluyor. Oysa yüzde 0.1230’u 32 günle çarpsaydık yüzde 3.96 olurdu. Fark çok az gibi ama 1 milyon liranın getirisini net 450 lira etkiliyor. Bu farkları dikkate almak gerekiyor.

KESİNTİ VAR MI?

09 Ocak 2025, Perşembe 07:00

Krediyle ev alamayan tasarruf finansmana koştu

Kredi faizlerindeki yüksek seyir ve bankaların kredi musluklarını kısması geçen yıl konut sektörünü olumsuz etkiledi. Yüzde 3’lerin üzerinde seyreden faizler nedeniyle 1 milyon liralık konut kredisinin maliyeti 3.7 milyonu, 3 milyon liralık kredinin maliyeti ise 11 milyonu aştı. Krediyle konut alamayanların yeni adresi ‘tasarruf finansman’ şirketleri oldu. ‘Topraktan ev’ modeline de ilgi arttı.

Yükselen kredi ve mevduat faizleri nedeniyle geçen yılın ilk yarısında konut talebi diplerde seyretti. Parası olan vadeli mevduata yöneldi, ev ihtiyacı olup parası çıkışmayan ise istediği krediyi çekemedi. Kredilerde hem maliyet yüksekti hem de bankalar kredi verme konusunda isteksizdi. Bu nedenle konut fiyat artışı yavaşladı, hatta enflasyonun altında kaldı. Yılın sonlarına doğru ise ‘faizde indirim olacak, fiyatlar artacak’ beklentisi nedeniyle konuta ilgi artmaya başladı.

VADELİDEN ÇIKANLARIN TALEBİ

Altından ve vadeliden kazananlar ile kur korumalı mevduattan çıkanların bir kısmı konuta yöneldi. ‘Faizler düşünce yapılandırırım’ diyenler de krediyi tercih etti. Ancak kredili satışlar (100 konuttan 16’sı) halen çok düşük. Özetle nakdi olanın konut aldığı bir dönemdeyiz. Taksitlerin zorladığı, kredi kısıtlamalarının olduğu böyle bir ortamda faizsiz konut ve taşıt edindiren ‘tasarruf finansman’ şirketlerine ilgi arttı. Daha önce dar gelirlinin tercih ettiği sisteme son dönemde orta gelirli vatandaşların da katılmaya başladığı belirtiliyor.

REGÜLASYONLARA TABİ OLDULAR

Tasarruf finansman şirketlerine ilginin artmasında yasal düzenlemelerin de etkisi oldu. Faizsiz ev ve araç sistemine 2021 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) düzenlemeler getirmiş, bunun sonucunda 21 şirket tasfiye edilirken, sadece 6 firmaya faaliyet izni verilmişti. Bu firmalardan biri de Fuzul Holding çatısı altındaki Fuzul Tasarruf. Önceki gün bir araya geldiğimiz Fuzul Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Akbal, sistemin enflasyonist ve yüksek faiz ortamında sağladığı faydaya dikkat çekti.

1+1 ALIP 3+1 PARASI ÖDENİYOR

05 Ocak 2025, Pazar 07:00

En düşük emekli maaşına zam düzenlemesi

Son 6 aylık enflasyonun açıklanmasıyla birlikte emekli ve memur maaş zamları belli olurken gözler taban maaş ile refah payına çevrilmişti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, en düşük emekli aylığıyla ilgili çalışmanın ocak ayı içerisinde muhtemelen tamamlanmış olacağını söyledi. Yılmaz, refah payı beklentilerine ve sosyal konutlara ilişkin de mesajlar verdi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) aralık ayı enflasyon verilerini 3 Ocak’ta açıklamasının ardından emekli ve memur maaşlarına yapılacak zam da belli olmuştu. Buna göre; SSK ve Bağkur emekli maaşı yüzde 15.75, memur ve emekli memur maaşları da enflasyon farkıyla yüzde 11.54 oranında artacak. Bu rakamların ardından 12 bin 500 lira olan en düşük emekli maaşıyla ilgili bir düzenlemenin olup olmayacağı, zam oranlarına refah payının eklenip eklenmeyeceği merak edilmeye başlamıştı.

KÖK ÜCRETİ DÜŞÜK OLAN ALIYOR

İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlük binasında ekonomi basınıyla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bu konularda önemli mesajlar verdi. En düşük emekli maaşı düzenlemesinin ilk defa 2019’da gündeme geldiğini belirten Yılmaz, bunun kanunla yapıldığına işaret etti. Yılmaz, “Kök ücretleri düşük olan önemli sayıda emeklimiz bundan istifade ediyor. Yani primiyle bağlantılı kök ücretinden daha yüksek bir emekli maaşı almış oluyor” diye konuştu.

KANUNİ DÜZENLEME YAPILACAK

En düşük emekli maaşının artırılmasıyla ilgili çalışma yapılacağını söyleyen Yılmaz, “Burada diğer ücretler artarken en düşük maaşı olduğu gibi tutmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Kanuni düzenleme yapılacak. Grubumuzla bir çalışma yapıp bunu Meclis gündemine taşıyacağız. Ocak ayı içinde bu gerçekleşecektir diye düşünüyorum” dedi. Eğer bu düzenleme gündeme alınmasaydı son zam oranlarına göre kök ücreti 10 bin 800 liranın altında olanlara 12 bin 500 lira ödenecekti.

 

03 Ocak 2025, Cuma 07:00

Cep ekonomisinde 2025 kontrolü

2024 yılında devreye alınan düzenlemeler 2025 yılında da tüketicilerin bütçesini tayin edecek. Kredi kartlarında gecikme ve nakit avans faizi, asgari ödeme tutarları, KKM yenileme faizi, vadelide getiri durumu, trafik sigortası artış oranları, elektrikte yeni tarife bu yıl gündemde kalmaya devam edecek. İşte yılın hemen başında hatırlamamız ve yıl boyunca unutmamamız gereken detaylar...

GÜNDEMDEN DÜŞMEYECEK

Faiz geçen yılın en önemli gündem maddelerinden biriydi. Yüksek seyreden faizler acil nakit ihtiyacı olanların maliyetini artırırken hesabında nakit para olanların bir yılda yüzde 60 civarı bileşik gelir elde etmesini sağladı. 2024’teki yüksek faizden kredi kartları da nasibini aldı. 1 Ocak 2024’te akdi faiz (sadece asgari tutarı ödeyene uygulanan faiz) yüzde 3.66’yken, aralık sonunda dönem sonu kart borcuna göre değişmekle birlikte yüzde 4.75’e kadar çıktı. Ayrıca asgari ödeme tutarıyla ilgili limit de değişti. Yüksek faizlere ve düzenlemelere rağmen kartla yapılan harcamalar artmaya devam etti.

LİMİTLERİN GÜNCELLENME ZAMANI

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre; son 1 yılda bireysel kredi kartıyla yapılan taksitli ve taksitsiz harcama 1 trilyon 154 milyar liradan, 1 trilyon 729 milyar liraya çıktı. En çok harcama ise ‘efsane’ indirimlerin olduğu kasım ayında görüldü. Kredi kartı limitleri gelirin 4 katıyla sınırlı. 1 Ocak zamlarıyla birlikte başta asgari ücretli olmak üzere emeklinin, memurun ve özel sektör çalışanlarının maaşı artacak. Yani kart limitleri yükselecek. 2025 yılında kart limitlerine güvenerek yüksek harcama yapmaktan kaçınmak gerekiyor.

KARTTA HESAP NEDEN ÖNEMLİ?

Çünkü Merkez Bankası, faizi yüzde 50’den 47.5’e düşürse de kredi kartı faizlerinde bir indirim olmadı. 1 Kasım itibarıyla kredi kartına uygulanacak faiz dönem borcuna göre olacak şekilde belirlenmişti. 1 Ocak 2025 itibarıyla eğer dönem borcu 25 bin liranın altındaysa yüzde 3.50 akdi faiz, yüzde 3.80 gecikme faizi, dönem borcu 25-150 bin lira arasındaysa yüzde 4.25 akdi faiz, yüzde 4.55 gecikme faizi, dönem borcu 150 bin liranın üzerindeyse yüzde 4.75 akdi faiz, yüzde 5.05 gecikme faizi işletilecek. Bu faiz, borcunu zamanında ödemeyenlere uygulanıyor.

30 Aralık 2024, Pazartesi 07:00

1 Samsonite için 3 deri çanta!

Dünya valiz devi Samsonite, 1982 yılından beri Türkiye pazarında. Gümrük duvarlarının ve ithalatın yasak olduğu o dönemde Samsonite’ı Türk tüketicisiyle tanıştıran ise Desa’nın kurucusu Melih Çelet. ‘Barter’la yani ‘1 Samsonite ithalatına karşılık 3 kadın deri çantası ihracatı şartıyla’ başlayan sürecin hikayesini Desa CEO’su Burak Çelet’ten dinledik.

Gaziantepli bir çiftçi ailesinin oğlu olan Melih Çelet, İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) gördüğü bir duyuruyla deri sektörüne adım attı ve 52 yıl önce Desa’yı kurdu. Amerika’dan gelen ilk çanta siparişi, Desa’nın Kapalıçarşı’daki küçük bir atölyede başlayan ve dünyaya yayılan yolculuğunun başlangıcı oldu. Deri çanta, mont, kemer, cüzdan ve ayakkabı gibi ürünler üreten Desa, bugün İstanbul, Çorlu, Düzce ve İtalya Toskana’daki fabrikalarında dünyanın lüks markalarına üretim yapan, 1550 kişinin çalıştığı bir gruba dönüştü.

EN CESUR ADIMLARDAN BİRİ

Desa aynı zamanda Amerika merkezli seyahat ürünleri devi Samsonite’ı Türkiye’ye ilk getiren firma. Geçtiğimiz günlerde bir araya geldiğimiz Desa’nın ikinci jenerasyon temsilcisi ve CEO görevini yürüten Burak Çelet, bu süreçle ilgili dikkat çeken detaylar paylaştı. “1982 yılında, babam Melih Çelet’in girişimcilik hikayesinin en cesur adımlarından biri Samsonite ile olan hikayedir” diyen Çelet, babasının bu markayla yollarının kesişmesinde yaşadığı bir deneyimin etkili olduğunu söyledi.

DAĞILINCA EKSİĞİ FARK ETTİ

Çelet, sözlerine şöyle devam etti: “O dönemde Türkiye’de valiz kültürü neredeyse yok gibiydi. Babam, yurtdışına numune götürürken aldığı valizlerin daha havalimanına varmadan dağıldığını görünce, bu alanda bir eksiklik olduğunu fark etti. ‘Türkiye’de bu iş önem kazanacak’ diyerek Samsonite’ın merkezine, Amerika Denver’a gitmeye karar verdi. Orada kimse Türkiye’nin haritadaki yerini bile bilmiyordu. Kapıdan içeri girdiğinde ‘Türkiye’ye valiz ithalatı yasak, bu iş olmaz’ demişler. Ama babam yılmadı.”

DUVARLARI AŞAN ZEKİ ÇÖZÜM