Pahalı bulunduğu için gözardı edilen kasko sigortası aslında 30 milyon araç sahibi için önemli teminatlar sağlıyor. Hırsızlık, yangın, sel-su baskını, dolu riskine ve kaza sonucu oluşabilecek zararlara karşı koruma kalkanı sunan kaskoyu, belli şartlarda ucuza yaptırmak mümkün. Bu detaylara dikkat!
YÜZDE 57’Sİ MADDİ HASARLI
Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Başkanlığı verilerine göre; ilk 11 ayda Türkiye genelinde 571 bin 132 trafik kazası meydana geldi. Bu kazaların 323 bin 990’ı maddi hasarlı, 245 bin 4’ü yaralanmalı, 2 bin 138’i ölümlü kazalardan oluşuyor. Maddi hasarlı kazaların toplam kazalara oranı yüzde 57. Trafik kazası, dolu, yangın, deprem, sel-su baskını, hırsızlık gibi risklere karşın sigortasızlık oranı da son dönemde artmaya devam ediyor. Türkiye’de trafiğe kayıtlı araç sayısı 30 milyona yaklaşırken, zorunlu trafik sigortası olmayan araç sayısı ise 6 milyonu aştı. Yani 5 araçtan 1’inde sigorta yok.
5 ARAÇTAN 4’ÜNDE YOK
Ortalama trafik sigortası 8-10 bin lira arasında bulunurken, sigorta yaptırmamanın cezası sadece 690 lira. Trafik sigortasını pahalı bulan sürücüler 690 liralık cezasını tercih ediyor. Trafik sigortası karşı tarafa verilen maddi ve bedeni zararları teminatlar kapsamında karşılıyor. Kendi aracınızda oluşan hasar için kasko gerekiyor. Yine lüks veya birden çok araca verilen zararda da trafik sigortasının teminatları yeterli olmazsa kasko imdada yetişiyor. Bu avantaja rağmen 5 araçtan 4’ünde kasko yok. Bir başka deyişle 30 milyon aracın 6.7 milyonu kaskolu.
PARÇA VE TAMİRAT PAHALI
Oysa 100 binlerce lira ödenerek alınan sıfır veya ikinci el araçlar için kasko en az trafik sigortası kadar gerekli. Çünkü en küçük kazada oluşan zararın tamiri 20-30 bin liradan başlıyor. Hem servis hem de yedek parça maliyeti yükselen araç fiyatlarına paralel arttı. Araçsız kalındığı noktada iş kaybı, yaşanan sıkıntı cabası. Araç sahipleri kaskodan genelde fiyatı nedeniyle uzak duruyor. Ancak bazı hallerde bütçeyi aşan kasko maliyetini düşürmek mümkün. Dikkatli sürücülere, bazı meslek gruplarına daha avantajlı fiyatlar sunuluyor. Yıl bitmeden yenilemek de avantajlı. Hatta bazı muafiyetler kaskoyu ucuzlatıyor.
Türkiye maden zengini bir ülke olmasına rağmen bazı madenleri ithal etmek zorunda kalıyor. Çünkü yeterli üretim yapılmıyor. 3.5 trilyon dolarlık maden potansiyelinin gün yüzüne çıkarılması şart. Milli gelirin katlanması, cari açığın tarihi dip seviyelere inmesi için bu elzem. Tıpkı enerjide olduğu gibi ‘milli madencilik hamlesi’ başlatılmalı. Madenler sadece sanayide değil hayatın her alanında kullanılıyor. Evde, ‘Alo’ dediğimiz telefonda, izlediğimiz TV’de, sağlıkta, gıdada ve güzellik sektörlerinde... Özetle hayatımız maden!
MAALESEF DIŞ AÇIK VERİLİYOR
Dünyada 90 çeşit maden var. Bunun 70 çeşidi Türkiye’de mevcut. Maden konusunda çok zengin bir ülkeyiz. Türkiye madenler konusunda çok zengin bir ülke olmasına rağmen çıkarılan madenler yeterli gelmiyor. Evet, yıllık 5-6 milyar dolar civarında ihracat yapılıyor. Ancak buna karşılık 8-9 milyar doları bulan ithalat da söz konusu. Bir başka deyişle dış ticarette madencilik kaynaklı açık söz konusu. Yani maden ithalatı cari açığın da en önemli sebepleri arasında yer alıyor. Maden yatırımlarıyla bu açık rahat kapanır.
100 MİLYAR DOLAR HAYAL DEĞİL
Çıkarılan maden çeşidinin ve kapasitesinin artırılması halinde ihracatın 30-40 milyar dolara çıkacağı hesaplanıyor. 100 milyar dolar dahi hayal değil. Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre; Türkiye’nin 3.5 trilyon dolarlık yer altı maden potansiyeli bulunuyor. Böyle bir zenginlik üzerinde yaşarken, madencilik kaynaklı dış açık düşündürücü. Maden kaynakları yeterince kullanılır ve çıkan madenler katma değerli ürünler haline dönüştürülürse 1 trilyon dolar barajını aşan milli gelir daha da yukarılara taşınır, işsizlik ve mega kentlere göç azalır.
YEŞİL DÖNÜŞÜMDE İHTİYAÇ ÇOK
Yeşil dönüşümle birlikte madenciliğe olan ihtiyacın 8-9 kat artacağına işaret eden Mehmet Yılmaz, “Madencilik artık stratejik bir sektör. Fosil yakıttan uzaklaşalım, daha fazla yenilenebilir enerji kullanalım ve daha fazla batarya, güneş paneli üretelim ve elektriği depolayalım diyoruz. Ancak bunun için daha fazla lityum, kobalt, nikel, bakır, hatta altın bile daha fazla üretilmek zorunda. Bunları üretmez ve dışarıdan alırsak ticaret açığımız daha da büyüyecek” dedi. Yılmaz ayrıca çevresel endişelerden etkilenen madencilik sektörünün önündeki engellerin bazı mevzuatlar ve diyalogla çözülebileceğini dile getirdi.
Dünyada satılan her 100 halıdan 7’sini karşılayan Erdemoğlu Holding şirketlerinden Merinos, Amerika ve Avrupa pazarında Çinli rakiplerini geride bıraktı. Yılda yaklaşık 40 milyon metrekare halı dokuyan ve yeni yatırımlarla kapasitesini artıran şirket, 2025’in ortalarında halka açılacak.
Baba merhum Mehmet Erdemoğlu’nun 2 kilim tezgahı alarak temellerini 1970’lerde attığı Merinos, bugün dünyanın sayılı halı üreticilerinden biri haline geldi. 82 ülkeye satış yapan şirketin dünyadaki halı pazarından aldığı pay yüzde 7. Bir başka deyişle dünyada satılan her 100 halıdan 7’si Merinos’un fabrikalarından çıkıyor. Merinos’un Gaziantep’teki üretim tesislerinde gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu, “Amerika’da satılan her 4 halıdan 1’ini, Avrupa’da her 3 halıdan 1’ini, Türkiye’de de 4 halıdan 1’ini üretiyoruz” dedi.
WALMART DA MÜŞTERİSİ
Sasa’dan sağladığı polyester ipliklerle onlarca tezgahta aralıksız halı dokuyan şirket, üretiminin yüzde 90’ını ihraç ediyor. Erdemoğlu, ihracatla ilgili şunları söyledi: “Satışların yüzde 42’si Avrupa ve İngiltere’ye, yüzde 38’i Amerika’ya, yüzde 12’si Ortadoğu ve Afrika’ya, yüzde 8’i iç piyasaya yapılıyor. Halı ihracatının ortalama kilogram birim fiyatı 2 dolar. Amerika’daki en büyük alıcı Walmart. Birçok dünya devi Merinos’tan ürün alıyor. Avrupa’ya satılan halıların metrekaresi ortalama 5-7.5 dolar. Avrupalılar ve Amerikalılar sık halı değiştiriyor. Bu bölgelerdeki ortalama halı değişim süresi 6 ay. Makine halısında Çinliler Merinos’la rekabet edemiyor. Çünkü üretimimiz daha verimli.”
HALKA ARZA HAZIRLANIYOR
Erdemoğlu Holding, yılda yaklaşık 40 milyon metrekare halı dokuyan Merinos’u halka arz edecek. İbrahim Erdemoğlu bu konuda, şu bilgileri paylaştı: “Holding, Merinos’ta sahip olduğu yüzde 100 hissenin yüzde 25’ini halka açacak. Halka arzın 2025’in 5’inci ayında gerçekleşmesini bekliyoruz. Halka arz edilecek hisselerin yüzde 50’si de yurtdışı yatırımcılara satılacak. Bu konudaki çalışmaları HSBC ile JP Morgan yürütüyor. Kısa süre içinde Londra’da halka arzla ilgili roadshow’a da çıkılacak. Yıl sonu bilançosu belli olduktan sonra Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvuracağız. Elde edilen kaynağın yarısı Merinos sermayesine eklenecek, diğer yarısı holdinge aktarılacak. Bu kaynağın bir kısmını Sasa’ya aktarmayı planlıyoruz.”
VARLIK DEĞERİ 2 MİLYAR DOLAR
Havaların soğumasıyla birlikte ısınma amaçlı enerji tüketiminde ciddi artışlar oluyor. Faturaların kabarmasında yanlış cihaz tercihi de etkili. Özellikle ev ve işyerlerinde sıkça kullanılan elektrikli ısıtıcılar cepte adeta delik açıyor. Klima masum gibi dursa da tek bir oda için oldukça fazla elektrik tüketiyor. En avantajlısı ise şimdilik kombi.
KOLAY KULLANIM CEZBEDİYOR
Soğuk havalar etkisini artırırken enerji faturaları da aylık gider kalemleri içinde önemli bir yer tutmaya başladı. Herkes kendi hesabına göre farklı ısınma aracını tercih ediyor. Fakat elektrikli sobalar, kızılötesi (infrared) ısıtıcılar, fanlı ısıtıcılar, klima bu mevsimde elektrik canavarına dönüşüyor. Evde kombisi olanlar dahi bazen bu elektrikli cihazları çalıştırıyor. Çünkü çok pratik ve hemen ısı vermeye başlıyor. Ama bu cihazlar bütçeyi sarsıyor.
TARİFE LİMİTİNE DİKKAT EDİN!
Elektrikli ısıtıcıların her türlüsünü kullanmadan önce iki kez düşünmekte fayda var. Buradaki tüketim hesabını yapmadan güncel tarifeleri hatırlayalım. Meskenlerde şu anda 2 kademeli bir tarife uygulaması söz konusu. Günlük 8 kilovatsaat (aylık 240 kilovatsaate denk geliyor) altı tüketimlerde kilovatsaat başına tüm vergiler dahil 2.26 lira, 8 kilovatsaat üstü tüketimlerde ise 3.29 lira fiyat uygulanıyor. Herhangi bir hanede elektrikli soba kullanılıyorsa mutlaka ikinci kademeye geçiliyor.
INFRARED ISITICI CEBİ YAKIYOR
Doğalgaz kombiyle evin tüm odalarını (2-3) ısıtabiliyorsunuz. Ancak elektrikli sobalar sadece bulunduğu odanın ısısını yükseltiyor. Eğer cihaz verimsizse sadece karşısındaki kişinin belli bir bölümünü ısıtabiliyor. Odadaki havayı da kuruttukları için baş ağrısı yapabiliyor. Infrared ısıtıcılar ve fiyatı ucuz olduğu için tercih edilen elektrikli sobalar 2500-3000 Watt’a kadar güç kullanıyor. Watt yükseldikçe enerji tüketimi artıyor. 2500 Watt’lık bir ısıtıcı her gün 8 saat çalışırsa ayda faturayı yaklaşık 1.595 lira artırıyor.
DÜZENLEME 1 OCAK’TA DEVREDE
Yeni tarifedeki fiyatlar nedeniyle faturası yükselecek olan mesken ve ticarethane aboneleri, fatura yükünü azaltmak için tıpkı GSM operatörlerinde olduğu gibi elektrik firmalarıyla pazarlık yapıp ‘serbest tüketici’ anlaşması imzalayarak uygun tarifeye geçebilecekler. Peki bu nasıl olacak? Faturayı düşürmek için başka hangi yollar izlenmeli? Tüm bunları Kolen Elektrik Genel Müdürü Kaya Uğur Karayurt’a sorduk. İşte milyonlarca aboneyi ilgilendiren ayrıntılar...
TELEFON TARİFESİ MODELİ GİBİ
Yeni tarifedeki fiyatlar nedeniyle faturası yükselecek olan mesken ve ticarethane aboneleri, fatura yükünü azaltmak için tıpkı GSM operatörlerinde olduğu gibi elektrik firmalarıyla pazarlık yapıp ‘serbest tüketici’ anlaşması imzalayarak uygun tarifeye geçebilecekler. Peki bu nasıl olacak? Faturayı düşürmek için başka hangi yollar izlenmeli? Tüm bunları Kolen Elektrik Genel Müdürü Kaya Uğur Karayurt’a sorduk. İşte milyonlarca aboneyi ilgilendiren ayrıntılar...
MESKEN
YÜZDE 5-10 ORANINDA TASARRUF
Mevcut durumda meskenlerde elektrik tarifesi nedir?
OYAK çatısı altında faaliyet gösteren Erdemir’de çeliğin doğuşuna tanıklık ettik... Yüksek fırında 1430 derecede kaynayan demir yanardağdan çıkan lav gibi akıyor. Sonra merdanelerin içinden geçerek her sektörün ihtiyacına özel yassı çeliğe dönüşüyor. Galvaniz hattında ise paslanmazlık özelliği kazanıyor. Bu ürünler savunma sanayisinden otomotive, beyaz eşyadan makine imalatına kadar hayatın her alanında kullanılıyor. Yeşil dönüşüme de hız veren şirket bu yılı 1.1 milyar dolar yatırımla kapatacak.
Türkiye’nin yassı çelikte 25 milyon ton civarında kurulu üretim kapasitesi bulunuyor. Ancak yıllık üretim 13.5 milyon ton seviyesinde. Diğer yandan Türkiye’nin yıllık ortalama yassı çelik tüketimi 19 milyon ton. Yani ihtiyacının bir bölümünü ithalat yoluyla temin ediyor. OYAK Maden Metalürji Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (Erdemir) ve İskenderun Demir ve Çelik (İsdemir), yıllık yaklaşık 7 milyon ton yassı çelik üretimiyle Türkiye’nin ihtiyacının önemli kısmını karşılıyor.
OTOMOTİVİN ANA TEDARİKÇİSİ
Geçtiğimiz hafta basına kapılarını açan Erdemir’de demir cevherinin nasıl katma değerli bir ürüne dönüştüğünü gözlemledik. 1965’te faaliyete başlayan ve Türk sanayisinin geleceği için stratejik bir öneme sahip şirket, 2006’da OYAK Grubu’na geçmişti. Şirket bugün sıcak ve soğuk haddelenmiş, çinko, kalay ve krom kaplı (galvaniz kaplamalı) çeliklerle pek çok sektöre hammadde sağlıyor. Altay tankının zırh çeliğini, denizaltılarda kullanılan yüksek basınca dayanıklı çeliği üreten Erdemir, OYAK Renault’nun yanı sıra Tofaş, Toyota, Ford’un da tedarikçisi.
2030’A KADAR 3.2 MİLYAR DOLAR
Dünyanın sayılı, Türkiye’nin ise ilk ve en büyük entegre yassı çelik üreticisi Erdemir, son dönemde yatırımlara hız vermiş durumda. Bu yatırımların odağında ise ‘yeşil dönüşüm’ yer alıyor. Doğal kaynakların sınırsız olmadığı anlayışıyla çevresel etkileri en aza indirmek, enerjiyi etkin ve verimli kullanmak için harekete geçen şirket, 2030 yılı sonuna kadar 3.2 milyar dolarlık dönüşüm yatırımı yapacak. Bu yılı ise 1.1 milyar dolarlık yatırımla tamamlayacak. Grubun 2016 yılından bu yana toplam çelik yatırımı 4.5 milyar doları buluyor.
İSTİHDAMI VE ÜRETİMİ KORUYARAK YATIRIMLARA DEVAM
Asgari ücret artışı sadece çalışanları değil prim eksiği olan emekli adaylarını da yakından ilgilendiriyor. Çünkü doğum, askerlik borçlanması ile Bağkur primlerinin ihya maliyeti asgari ücrete endeksli. Yıl sonuna kadar borçlanma yapanlar en az yüzde 25-30 avantajlı çıkacak.
ÇOĞU KİŞİ BU ŞARTA TAKILIYOR
Emeklilikte üç şart aranıyor. Yaş, prim gün sayısı ve sigortalılık süresi. Bu şartları yerine getirenlere maaş bağlanıyor. EYT düzenlemesiyle 8 Eylül 1999’dan önce sigorta girişi olanlarda yaş şartı kaldırılmıştı. Yani bu kişilerin prim ve sigortalılık süresini tamamlaması gerekiyor. Çoğu kişi diğer şartları taşısa da primlerini tamamlamakta zorluk yaşıyor. Bu noktada belli şartlarda borçlanma hakkı tanınıyor.
BU HAKTAN KİMLER YARARLANIR?
Bağkur prim borcu olanlar, staj sigortasından veya SSK’lı işe girdikten sonra çocuk sahibi olan anneler, vatani görevini yerine getiren erkekler, yurtdışında çalışanlar veya yurtdışında kaldığı süre içinde çalışmayan ev kadınlarının borçlanma hakkı bulunuyor. Yine memurlarda ücretsiz izin süreleri, halk eğitimde usta öğreticilikte geçen eksik günler, doktora ve tıpta uzmanlık süreleri için SGK’ya prim borçlanması yapabiliyor.
EN DÜŞÜK TUTAR NE KADAR OLDU?
Prim borçlanması sigortalının emeklilik için ihtiyacı olan primi tamamlamasına yardımcı olurken, bazı durumlarda sigorta başlangıç tarihini geri çekebildiğinden erken emekliliğin de yolunu açıyor. Fakat prim borçlanmasının asgari ücrete göre her dönem değişen bir maliyeti var. Bu maliyet de brüt asgari ücrete göre belirleniyor. Şu anda 20 bin 2 liralık brüt asgari ücrete göre 1 günlük borçlanmanın en düşük tutarı 213 lira 36 kuruş.
Modanın ve tasarımın kalbi İtalya’da 7 yıl önce ihaleye girip 65 milyon Euro’ya dev bir fabrika aldı. Toplamda 210 milyon Euro’luk yatırımla üretime başladı. İtalya’daki mobilya ve ağaç benzeri atıkları yüzde 100 geri dönüştürerek yılda 450 bin metreküp yonga levha üretip ülkedeki ilk 5 firmadan biri oldu. Bu stratejik yatırımın mimarı Hayat Holding çatısı altında faaliyet gösteren Kastamonu Entegre.
İtalya ile 2022 yılında 26 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2023 yılında 27.3 milyar dolarla rekor kırdı. İtalya, ülkemizin en çok ihracat yaptığı 5’inci ve en çok ithalat yaptığı 6’ncı ülke. Türk şirketlerinin son dönemde İtalya’da yatırım ve üretim iştahı dikkat çekiyor. 2002-2023 yılları arasında Türk sermayeli firmaların İtalya’ya gerçekleştirdiği doğrudan yatırımların toplamı 600 milyon dolar. Hayat Holding’in MDF, yonga levha (sunta), parke ve kapı paneli üreten şirketi Kastamonu Entegre’nin stratejik yatırımı en çok dikkat çeken yatırımlardan biri oldu.
YÜZDE 100 GERİ DÖNÜŞÜM SAĞLIYOR
Romanya, Bulgaristan, Bosna Hersek ve Rusya’daki yatırımlarının ardından, 2017 yılında da İtalya’nın üçüncü büyük yonga levha üreticisi Gruppo Trombini’yi alan Kastamonu Entegre, bu hamleyle mobilyanın başkenti Pomposa’da 450 bin metreküp, Frossasco’da 320 bin metreküp yıllık üretim kapasitesine sahip iki tesisi bünyesine kattı. 2018 yılında Pomposa’daki tesisi devreye alan şirket, burada yüzde 100 geri dönüştürülmüş hammaddeden yonga levha üretiyor. Pazar payı yüzde 15’e çıkan şirketin yıllık cirosu 110 milyon Euro.
ATIĞI OLAN ÜSTÜNE PARA ÖDÜYOR
Pomposa’daki fabrikayı gezerken bize eşlik eden Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız ve fabrikanın müdürü Esat Özoğuz önemli bilgiler paylaştı. İtalya’da kimsenin mobilya ve inşaat atığını sokağa bırakmadığını vurgulayan Yıldız, “500 toplayıcı firma var. Atığı olanlar ton başına 60-80 Euro ödeyerek toplayıcılara teslim ediyor. Devlet de toplayıcılara ton başına 10-12 Euro destek veriyor. Toplanan atık bize geliyor. Biz bedel ödemiyoruz. En ucuz yonga levha maliyetimiz İtalya’da. Türkiye’de dünyanın en pahalı odununu kullanıyoruz, tonu 80-90 Euro. Avrupa’da ise 40-50 Euro” dedi.
MODA VE TRENDLER YAKIN TAKİPTE