Bilal Emin TuranDuygularını frenleyen parasını yönetir

HABERİ PAYLAŞ

Duygularını frenleyen parasını yönetir

PLANLAR SÜREKLİ ERTELENİYOR

Parayla ilişkimiz çok duygusal. Bir başka deyişle parayı genellikle duygularımız yönetiyor. O nedenle bütçe yapmak istesek de bazen bunu yapamıyoruz. Küçük tutarları önemsemiyor, harcadıkça harcamaya çalışıyoruz. Gelecekle ilgili bir tasarruf planına ihtiyacımız olduğunu bilsek dahi bunu sürekli erteliyoruz. Yoğun ve anlık duygular nedeniyle kredi kartı kontrolünü kaybediyoruz.

ARAMIZI DÜZELTMEMİZ ŞART

Ay sonu geldiğinde ise gerçekle yüzleşip bazen pişman olup kendimize kızıyoruz. Para ile aramızı düzeltmek istiyorsak duygularımızı kontrol etmemiz ve bizi pişman edecek harcamalardan vazgeçmemiz şart. Peki bunu nasıl başarabiliriz? Psikolojik Danışman Dr. Feyza Çelen’e sorduk. İşte 2025 yılında harcama ve tasarruf dengesini sağlamanıza yarayacak ipuçları...

Haberin Devamı

Duygularını frenleyen parasını yönetir

BORCU İMKAN ÖLÇÜSÜNDE AZALTMAYA ODAKLANIN

2025’te finansal sağlık için ruhsal sağlığımız da çok önemli. Bu sağlığı korumak için neler yapmalıyız?

Harcama kontrolünü görselleştirmek önemli. ‘Kafamda hesap kitap yaptım’ diyecek kadar soyut bir ifade kullanmamak gerekir. Her zaman borcu azaltmak ana düstur olmalı. Temizleyerek gitmek mühim. Yapılan ödemeleri izledikçe, ‘Aslında bu parayla neler yapardım’ diye düşünmek, bir sonraki hamlenin daha kaliteli atılmasını sağlar. ‘Nasıl olsa bir şekilde ödüyoruz’ diyerek her geçen gün borcu katlamak, bizi işin içinden çıkamaz hale getirir. Borcu borçla kapatmalar, kartları kredi çekerek ödemeler bir süre sonra raydan çıkar ve zorlanırız. ‘Bir daha mı dünyaya geleceğiz’, ‘harca’, ‘kendini şımart’ gibi sloganlar, bir yandan kendinizi önemli hissetmenizi sağlıyormuş gibi görünürken bir yandan sizi sizden uzaklaştıran davranışlar yumağına dönüştürebilir. Haliyle yaşanılan her çatışma gibi, bu da kişinin ruh sağlığını tehdit eder.

BU TUZAKLARA SAKIN DÜŞMEYİN!

Birikim yapma konusunda sürekli bahane arıyor, bir yerden artanı başka bir yere harcıyoruz. Bu konuda ne dersiniz?

‘Benim biriktirdiğimden ne olacak ki?’ düşüncesi, kişinin kendi yapabileceklerinin önünü keser. Daha çok kazandıkça lüks tüketimimiz artıyor, ihtiyacımızdan fazlasını almak için kendimizi ikna etmek için yollar arıyoruz. En iyi çeldiricilerimiz şunlar:

Haberin Devamı

1 Evden çalışıyorum, yol parasına vereceğime buna harcadım.
2 İçkim, sigaram yok, ben de gidip bunu aldım. Neticede sürekli kullanacağım.
3 Kötü zamana denk geldi ama mecburduk. Bir ev kolay kurulmuyor ki.
4 Evde yapsam daha pahalıya geliyor, uğraştığıma değmez.
5 Alışveriş yaparak rahatlıyorum, psikoloğa gitsem daha pahalı, bu işi daha ucuza hallettim.

HARCAMA YAPARKEN BU ANLARINIZI DÜŞÜNÜN

Elimiz taksit cazibesiyle kredi kartına giderken aklımıza hangi düşünceleri getirmeliyiz?

Bunaldığımız ve yetersiz kaldığımızı hissettiğimiz zamanları, sanki birine anlatırmış gibi kendimizi ses kaydına almak etkili olur. Bu, ciddi bir durdurucudur. Ayrıca bu karanlık anları film şeridi gibi görselleştirmek de aynı etkiyi verir.

Şunlar da sürekli aklımızda olmalı:

* Alışverişe çıkarken bir limit belirlemek.
* Listeler hazırlamak. Acil ihtiyaçlar, ertelenebilecek olanlar şeklinde kategorize etmek.
* ’Nasıl olsa bitince yine alacağım, şimdi alayım ne olacak ki’ diyerek hesap dışı harcamamak.
* Nakitte kalmaya gayret etmek.
* Yürüyebileceğimiz veya toplu taşıma kullanabileceğimiz alternatifleri hayatımıza eklemek.
* Uygun, ekonomik dinlenme planları yapmak. Sağlıklı atıştırmalıklar hazırlamak, evde üretmek, mekan stresine girmemek.
* Sosyal medyada görünür olmak için olmadığımız ve çok kazanan biri gibi davranmaya çalışmamak.

Haberin Devamı

AZ OLSA DA KÜÇÜMSEMEYİN

Küçük tutarlar birikim için genelde yeterli görülmüyor. Bu duygudan nasıl sıyrılabiliriz?

Siz deyin ‘kefen parası’, diğeri desin ‘çeyiz parası’, biri desin ‘çocuğumun sünnet altınları’. Acil durum fonu, annenin bileziği, eşinizin gün parası, biriken dolar hesabı adı ne olursa olsun düşünmesi kişiyi çok rahatlatır. ‘Sen ne kirli çıkınsındır’ sözü hepimizi gülümsetir. Konsolda biriken bozuklukların unutularak, gündelik bir derde anlık derman olduğunu hepimiz biliriz. Aslında ödemesi taksitlenen sigortalar, 50-100 liraya dahi yatırım yapılan fonlar, bireysel emeklilik sistemi (BES) gibi araçlar uzun süreli tatmin sağlayan ciddi yatırımlardır.

HER AY BİRİKİM GEREKİYOR

Tasarrufu çoğaltmak adına motivasyonlarımız neler olmalı?

Şimdilerde uzun vadeli birikim ve yatırım yapmak imkansız görünüyor. Motivasyon becerimiz, sonunda gelecek ödülü beklemek için yeterli değil maalesef. Gereksiz tüketmeyi, çılgın alışverişleri, umursamaz tatilleri, ‘Aman bu da arada ödenir gider diye düşündüm’leri geride bırakmamız gerekiyor. Eskiden çalışmayan büyükannelerimiz dahi her ay artırdıkları paralarla bir altın alıp kenara koyarlardı. Bizim de mazide kalan bu davranışları geri kazanmamız şart.

‘PARA ELİNİN KİRİ’ ANLAYIŞINA SON!

Sürekli harcama isteğine karşı zihnimizde nasıl bir düşünce geliştirmeliyiz?

Sürekli harcama isteği, sağlıklı bir davranış değil. ‘Battı balık yan gider’, ‘Para elinin kiri’, ‘Az parayla bir şey yapamam, en iyisi harcayayım’ zihniyeti, kendi olmaktan vazgeçmek kavramıdır. Bu yüzden, gördüğümüz ilk anda alışveriş yapmamak, en azından bir gün üstüne düşündükten sonra yeniden karar verebilmek, online alışverişlerde daha önce eklenen ürün sepetinin uyarı kısmını kapatmak önleyici olarak sayılabilir.

ALMADAN ÖNCE EN AZ BİR GECE DÜŞÜNÜN

Pahalı bir ürünü alırken kendimize hangi soruları sormalı ve bu ürünü alırken kendimize ne kadar süre tanımalıyız?

Sadece pahalı değil, almak istediğimiz her şey için en azından birkaç güne ve mutlaka bir gece süreye ihtiyacımız var. ‘Bir ürün pahalıysa iyidir’ ciddi bir algı kalıbıdır. ‘Gerçekten ihtiyacım var mı?’ önemli bir sorudur. ‘Yerine ne koyabilirim?’, ‘Bu işimi görür mü?’, ‘Asıl amacım ne?’, ‘Bu amaca hizmet eden başka neler olabilir?’ sorularını sormak gerek.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder