Bilal Emin Turan1 Samsonite için 3 deri çanta!

HABERİ PAYLAŞ

1 Samsonite için 3 deri çanta!

Dünya valiz devi Samsonite, 1982 yılından beri Türkiye pazarında. Gümrük duvarlarının ve ithalatın yasak olduğu o dönemde Samsonite’ı Türk tüketicisiyle tanıştıran ise Desa’nın kurucusu Melih Çelet. ‘Barter’la yani ‘1 Samsonite ithalatına karşılık 3 kadın deri çantası ihracatı şartıyla’ başlayan sürecin hikayesini Desa CEO’su Burak Çelet’ten dinledik.

Gaziantepli bir çiftçi ailesinin oğlu olan Melih Çelet, İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) gördüğü bir duyuruyla deri sektörüne adım attı ve 52 yıl önce Desa’yı kurdu. Amerika’dan gelen ilk çanta siparişi, Desa’nın Kapalıçarşı’daki küçük bir atölyede başlayan ve dünyaya yayılan yolculuğunun başlangıcı oldu. Deri çanta, mont, kemer, cüzdan ve ayakkabı gibi ürünler üreten Desa, bugün İstanbul, Çorlu, Düzce ve İtalya Toskana’daki fabrikalarında dünyanın lüks markalarına üretim yapan, 1550 kişinin çalıştığı bir gruba dönüştü.

Haberin Devamı

EN CESUR ADIMLARDAN BİRİ

Desa aynı zamanda Amerika merkezli seyahat ürünleri devi Samsonite’ı Türkiye’ye ilk getiren firma. Geçtiğimiz günlerde bir araya geldiğimiz Desa’nın ikinci jenerasyon temsilcisi ve CEO görevini yürüten Burak Çelet, bu süreçle ilgili dikkat çeken detaylar paylaştı. “1982 yılında, babam Melih Çelet’in girişimcilik hikayesinin en cesur adımlarından biri Samsonite ile olan hikayedir” diyen Çelet, babasının bu markayla yollarının kesişmesinde yaşadığı bir deneyimin etkili olduğunu söyledi.

1 Samsonite için 3 deri çanta

DAĞILINCA EKSİĞİ FARK ETTİ

Çelet, sözlerine şöyle devam etti: “O dönemde Türkiye’de valiz kültürü neredeyse yok gibiydi. Babam, yurtdışına numune götürürken aldığı valizlerin daha havalimanına varmadan dağıldığını görünce, bu alanda bir eksiklik olduğunu fark etti. ‘Türkiye’de bu iş önem kazanacak’ diyerek Samsonite’ın merkezine, Amerika Denver’a gitmeye karar verdi. Orada kimse Türkiye’nin haritadaki yerini bile bilmiyordu. Kapıdan içeri girdiğinde ‘Türkiye’ye valiz ithalatı yasak, bu iş olmaz’ demişler. Ama babam yılmadı.”

DUVARLARI AŞAN ZEKİ ÇÖZÜM

“1982 gümrük duvarları olduğu için Türkiye, dışarıya döviz veremiyor yani ithalat yapamıyordu” diyen Burak Çelet, Melih Bey’in, Ekonomi Bakanlığı ve Samsonite’la barter (takas) konusunda anlaştığını söyledi. Çelet, “Her gelen valiz karşılığında 3 tane deri kadın çantası ihraç ediyordu. Bu sayede Samsonite Türkiye’ye gelen ilk valiz markası oldu. Diğer markalar yıllar sonra geldi. Bu hikaye sadece bir ticaret anlaşması değil, bir vizyon meselesiydi. Samsonite ile işbirliği 24 yıl süren distribütörlük, ardından 2007’de kurulan ortak girişimle devam ediyor” dedi.

Haberin Devamı

İSTANBUL HAVALİMANI’NDA YUNANISTAN’I YAKALADI

Havalimanlarının trafiğinin her geçen gün arttığını bu sebeple satışlarda da havalimanlarının payının yüksek olduğunu ifade eden Burak Çelet, “Samsonite 2024’ü cirosal büyüme ile kapatıyor. İstanbul Havalimanı’nda 6 mağazamız var. Yunanistan’ın toplam ülke satışı kadar ciroyu biz sadece İstanbul Havalimanı’nda yapıyoruz. İstanbul Havalimanı bütün dünyaya erişebildiğimiz muazzam bir merkez” diye konuştu.

TEMKİNLİ TÜKETEN TURİST GELİYOR

Genel satışlarda turistlerin iç tüketimdeki payının düştüğünü aktaran Burak Çelet, şu bilgileri paylaştı: “Bu, bizim ilk kez yaşadığımız bir durum. Çünkü yaz ayları son derece bereketli geçer. 2022-23 döneminde de bu şekilde ilerledi, turist alışverişinin katkısı çok büyüktü. Ancak 2024’te yerli tüketicinin payının çok daha kuvvetli olduğunu gördük. Geçtiğimiz yıllara göre önemli bir trend değişimiydi bu. Desa’da yerli tüketici payı daha yüksekti ama özellikle yaz aylarında Samsonite’taki satışların yüzde 50’sinden fazlası her zaman turist alışverişi şeklinde olurdu. Bu sene bu oran yüzde 30’lara ulaştı. Parasının hesabını bilen, temkinli tüketen turist geliyor diyebiliriz.”

Haberin Devamı

YENİ TREND ‘SESSİZ LÜKS’

2024 yılında lüks markaların zorlanmaya başladığına da dikkat çeken Burak Çelet, şunları aktardı: “Bu süreç 2025’te de devam edecek gibi. Genelde lüks segment en son etkilenen ve ekonomik iniş çıkışlara karşı en korumalı segmentlerin başında gelir. Ancak burada bir polarizasyon var. Çok bilinen büyük birçok yabancı markanın gerek hisse değeri gerekse cirosal düşüş yaşadığını görüyoruz. Milyar dolarlık firmaların cirolarında yüzde 25-30 civarında düşüşler oldu. Aynı zamanda yüzde 98 oranında büyüyen başka bir lüks marka olduğunu gördük. Dolayısıyla markalar arasında ciddi bir polarizasyon var. Bu durum bir başka trendin de önünü açıyor: ‘Sessiz lüks’. Çok fazla marka bağırmayan, logolanmamış, iyi kalite malzeme ve işçilik ile yapılmış, iyi tasarlanmış minimalist birtakım markaların ve ürünlerin yükselişte olduğunu görüyoruz. Bu durum bizim için de önemli bir fırsat sunuyor.”

‘YAPAMAZSIN’ DEDİLER İTALYA’DA ÜRETİME BAŞLADIK

Bir işte ‘mümkün değil’i kabul etmediklerini, yapılmayanı yapmaya odaklandıklarını dile getiren Burak Çelet, “İtalya’daki yatırım da öyle. İtalya’da bizim dışımızda bu sektörde üretim yapan bir Türk firması yok. ‘Değmez’, ‘Yapamazsınız’ dediler. Biraz da o yüzden yaptık. Melih Bey, bize potansiyel riskleri nasıl fırsata çevirebileceğimizi öğretti. Genel reflekslerimiz bu şekilde çalışıyor” diye konuştu.

ÇİN KAYGISIYLA TALEP TÜRKİYE’YE KAYIYOR

“Trump ile beraber küresel ticaretteki değişimler, Türkiye gibi alternatif üretim merkezleri için fırsatlar yaratabilir. Çin’in rolünün azalması, özellikle Avrupa ve Orta Doğu pazarlarında Türk markalarının daha fazla tercih edilmesini sağlayabilir” diye konuşan Çelet, bunun ilk işaretlerinin de görülmeye başladığını, bazı dünya lüks markalarının Türkiye’de üretim arayışında olduğunu dile getirdi. Desa, deri çantada akla gelen hemen hemen bütün lüks markalara üretim yapıyor. Çelet’in verdiği bilgiye göre firma, adı henüz açıklanmasa da daha önce Türkiye’de hiç çanta ürettirmeyen büyük lüks markalarla da anlaşma yapmak üzere.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder