Ortaçağ’ın sonları… Avrupa’nın muasır medeniyetler seviyesinin çok çok gerisinde kaldığı, insan hayatının hiçbir değerinin olmadığı, din adamlarının bile kendi menfaatleri karşılığında insanların günahlarını affettiği, bilimin, mantığın ve insani değerlerin tamamen yok olduğu zamanlar.
İşte tam da bu dönemde İtalya’nın Floransa şehrinde Rönesans (Yeniden Doğuş) adında bir hareketlenme başlıyor. Önce Venedik, İngiltere, Portekiz ve Hollanda’ya, daha sonra ise tüm Avrupa’ya yayılıyor. Git gide sanat, bilim, düşünce, edebiyat ve hümanizm gibi değerler ön plana çıkmaya ve tüm Avrupa’yı aydınlatmaya başlıyor.
Floransa, o günlerden bugünlere, özellikle tarih, kültür ve sanat alanında dünyanın en önemli şehirlerinden biri olarak varlığını sürdürüyor. Meydanları, sokakları, parkları, binaları, müzeleri, heykelleri ve tablolarıyla tam bir açık hava müzesi gibi. Ayak bastığımız ilk andan itibaren kalp atışlarımızı hızlandırıyor, şaşırtıyor ve hayranlık uyandırıyor. “Neden daha önce buraya gelmedim?” diye kendinize kızmanıza sebep oluyor.
Dünyanın en güzel şehri
Floransa, İtalya’nın kuzeyinde bulunan Toskana Bölgesi’nin başkentidir. 1864-1870 yıllarında ise ülkenin başkentliğini yapmıştır.
Şehir, Arno Nehri’nin her iki yakasına kurulmuş olup kent merkezi ve birçok yapısı UNESCO tarafından koruma altındadır. Birçok otorite ve anket tarafından 'dünyanın en güzel şehri' seçilmiştir.
İtalyanca “Firenze” diye yazılır. İsmini ve sembolünü bir çiçekten almıştır.
Ülkeye giriş için Schengen Vizesi gerekir. Para birimi ise Euro’dur.
Nüfusu yaklaşık 400 bin olmasına rağmen her yıl ortalama 12 milyon turist çekmesi nedeniyle şehir merkezi kalabalıktır. Genelde turist sayısı İtalyan sayısından fazla olur.
İstanbul ve Gaziantep ile kardeş şehirdir.
Tarih, kültür ve sanat anlamında çok gelişmiştir. Paris’teki Louvre Müzesi’nden sonra dünyanın en önemli ikinci sanat galerisi olan Uffizi Müzesi buradadır.
Çocukluğumuzun çizgi filmi Ninja Kaplumbağalar’ı izleyenlerin de çok iyi bileceği Leonardo, Michelangelo, Rafael ve Donatello gibi dünyaca ünlü sanatçılar yetiştirmiştir. Ünlü şair ve yazar Dante Alighieri de burada yaşamıştır.
Not: Bir zamanlar Fiorentina’yı çalıştıran Fatih Terim bu şehirde hala çok tanınan ve sevilen bir şahıs.
Floransa her daim canlı ve hareketlidir. Tüm sokaklarında sanatsal ve tarihi detaylar barındırır. Bence Floransa’da gezilmesi ve görülmesi gereken en önemli yer, Floransa sokaklarıdır. Tek kelimeyle mükemmeldir. İnsana tüm karmaşık duyguları bir arada yaşatır. Her köşe başında bir müzisyene ya da ressama rastlar, etkilenirsiniz. Bir bina görür, büyülenirsiniz…
İşte böyle bir şehir Floransa. Bir kere gördün mü alışkanlık yaratan, ayrılırken ise mutlaka tekrardan gelmeliyim dedirten cinsten.
Floransa’ya ne zaman gidilir?
Floransa ılıman okyanusal iklime sahiptir. Yani yazlar sıcak ve yağışlı, kışlar ise serin ve yağışlı geçer.
Bence Floransa’ya gitmek için en uygun dönem bahar ayları. Çünkü, her mevsim aşağı yukarı aynı miktarda yağış görülüyor. Kış akşamları kuru soğuk, yazın da gündüzleri çok nemli. Ve bu değerler hissedilen sıcaklıklara etki ettiğinden dolayı ben, ilkbaharda nisan ve mayıs aylarının, sonbaharda ise ekim ve kasım aylarının Floransa’ya gitmek için en uygun zaman olduğunu düşünüyorum.
Floransa’ya nasıl gidilir?
Öncelikle şunu belirteyim: Türkiye’den Floransa’ya (Amerigo Vespucci Havaalanı) direkt uçuş yok. Avrupa’dan ise hemen hemen tüm şehirlerden, Floransa’ya direkt uçuş ve tren seferleriyle ulaşmak mümkün.
Türkiye’den gidecek olanlar Bologna Guglielmo Marconi veya Pisa Galileo Galilei Havaalanı'na inip; tren ve otobüs ile ya da araç kiralayarak ulaşabilirler. Bologna-Floransa arası 105 km, Pisa-Floransa arası ise 100 km’dir.
Bence Floransa’ya gidiş için en uygun güzergah kesinlikle Bologna üzerinden olanı. Pisa Havaalanı, Bologna kadar işlek değil ve Türkiye’den de çok fazla uçuş yok.
Floransa’da nerede kalınır?
Floransa’da uygun fiyata kalacak yer bulmak gayet kolay. Tek sorun binaların eski olması nedeniyle odalarının da eski ve bakımsız olması. Biz Duomo Katedrali'ne 5 dakika yürüme mesafesinde olan Hotel Rex’de kaldık. 1 ay öncesinden yer ayırtıldığı takdirde hafta sonu için geceliği ortalama 50-60 euro olan bir otel. Konumu, kapalı otoparka yakınlığı, personelin ilgisi, odaların temizliği, rahatlığı vs. her şey verdiğimiz paraya oranla çok iyiydi. Tam karşısında ise gece geç saatlere kadar açık olan Dublin Pub var. Çok güzel ve samimi bir mekan. Akşamları otele dönerken mutlaka uğrayıp burada biraz zaman geçiriyorduk. Hem dönüşü de kolay oluyordu. Tavsiye ederim.
Çok sayıda konaklama seçeneği mevcut
Floransa tam bir otel ve hostel cenneti. Her bütçeye göre kalacak yer var. Özellikle hostellerini çok beğendim. Booking’den araştırmanızı öneririm. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, konum. Benim tavsiyem önce konuma bakıp sonra diğer parametrelere bakmanız. Duomo Katedrali’ne yakın olması yeterli. Eğer şehir merkezine yakın bir yerde kalırsanız toplu taşıma ile zaman kaybetmez, ulaşım için gereksiz para harcamazsınız.
Keyifli vakit geçirmeniz dileğiyle…
Instagram: @birgezgininnotlari
App Store & Play Store : Trip Trend