Sigorta şirketlerinin göz bebeği oto sigortalarıdır. Prim üretiminin çoğu zorunlu trafik sigortası ve kaskodan gelir. Geçmiş yıllarda bu branşlardan iyi karlar edilmişken son 5-6 senedir sigorta şirketleri adına sıkıntılı süreçler yaşanıyor. Bu iki branşı takip eden sağlık sigortaları açısından ise ivme yükselişte. Evet hepimizin bildiği gibi pandemi sağlık sigortalarının önemini bir kez daha ortaya çıkardı.
Salgın hastalıklar teminat kapsamında olmamasına rağmen sigorta şirketleri önemli bir toplumsal sorumluluk üstlenerek pandemiyi sağlık sigortalarında kapsama dâhil etti. Bu toplumda sigorta şirketlerine olan güveni pekiştirdi. Çünkü bir hasar olduğunda “ödememek için bin takla atıyor” denilen sigorta şirketleri, sağlık sigortalılarına bu ayrıcalığı vermek için bir takla! attı denilebilir bence.
Sistem doğru kurgulanmalı
Bundan sonrasında önemli olan ise bu gelişmenin tüketici, sigorta şirketleri ve özel sağlık kuruluşları nezdinde devam ettirilebilmesi. Sistemin doğru kurgulanması en kritik nokta. Çünkü bundan sonrası için anlaşıldı ki Covid19 gidecek, Covid 20 gelecek. Gelecek yıllarda benzer olaylar yaşayacağımız artık bir gerçek. Bu nedenle sağlığımız en öncelikli konu ise bunu sigortasız bırakmak da en büyük ihmal bence.
NART Risk Management Forum’un bu seneki konusu da sağlık sigortalarıydı. Forumun açılış konuşmasını NART Brokerlik Yönetim Kurulu Başkanı Levent Nart yaptı. Foruma TSB Başkanı Atilla Benli, OHSAD Başkanı Dr. Reşat Bahat, AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken ve daha birçok önemli isim konuşmacı olarak katıldı.
SUT fiyatları ayarlanmalı
Öncelikle şunu vurgulamakta fayda var. Sağlık sigortalarında özellikle tamamlayıcı sağlık sigortalarında dört taraf var. Bunlar sırasıyla devlet, tüketiciler, sigorta şirketleri ve özel sağlık kuruluşları. Sağlık sigortalarında özel sağlık kuruluşları ile sigorta şirketleri arasında yıllardır hep bir çekişme yaşanır.
Kiminle konuşsan karşı tarafı suçlardı. Fakat özellikle pandemi sırasında sigorta şirketlerinin yaptığı jest belki de özel sağlık kuruluşlarını iflasın eşiğinden döndürdü diyebilirim. Sonrasında sanırım karşılıklı jestler yapıldı ve bugünlere kadar geldik. Şimdi Devletimizin SUT fiyatlarında belirli bir artış yaparak bu sistemin sağlıklı sürdürebilmesine destek sağlaması gerekiyor.
Aksi takdirde dövizdeki artış ne yazık ki tüketiciye prim artışı olarak yansıyacaktır. Biz tüketiciler de suiistimale başvurmayacağız ve basit sağlık sorunlarımız için hastanelere koşmayacağız. Hastaneler ve sigorta şirketleri de fiyatlarını artırmayacak. Sağlıktan önemli ne olabilir ki?