Can Kantar

20 Mayıs 2024, Pazartesi 07:00

Sigortacıların kulağı sigortalılarda!

Asrın deprem felaketi, pandemi ve ardından iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan felaketlerle dolu yılları alnının akıyla geride bırakan sigorta sektörü, bu felaketler sonrası kendi içlerinde yeni organizasyon yapıları kurarak, ürünlerinde değişiklikler yaparak farklılaşmayı hedeflediler. Bu arada ülkemizdeki ekonomik gelişmeler ve reasürans piyasalarındaki fiyat artışları da bu döneme denk geldi. Şimdi sektör yeniden yapılanma sürecini geride bırakarak geleceğe çok daha umutla bakıyor.

Evet fiyatlar bir miktar attı. Kabul ediyorum poliçe fiyatları çok yükseldi. Neyin fiyatı artmadı ki bu dönemde? Araçların değeri 2-3 kart artınca doğal olarak kasko fiyatları da arttı. Bu dönemde sigortalılıktan vazgeçenler de oldu mu? Elbet oldu. Fakat onlar şimdi sisteme geri dönmeye başladılar. Çünkü ekonomide çalkantı yaşanan dönemlerde sigortasızlık çok daha büyük risk. Belki fiyat artışları ekonominin stabil hale gelmesi sonucu yavaşlamışa benziyor. Fakat gelirlerdeki artış gerçekleşmediği için en azından orta ve dar gelirli vatandaşlarımızın alım gücü hala zayıf. Yani kaybedeceği bir değerini tekrar yerine koyması bu şartlarda imkansız… Bu nedenle ne yapıp edip sigortasını tekrar yaptırmaya başladı.

SİGORTALILARA ANLAŞILIR BİR DİLLE YAKLAŞIYORLAR

Sigortacılar ne yapıyor derseniz. Özellikle enflasyon oranının altında artış yaparak sigortalı sayısını artırmaya çalışıyorlar. Ve bu arada da sadeleşip tüm vatandaşlarımızın anlayacağı basit dile dönmeye çalışıyorlar. Bu arada en büyük dağıtım kanalı olan acenteler de artık potansiyel sigorta yaptıracaklara ve halen poliçesini devam ettiren sigortalılarına daha anlaşılır bir dille yaklaşmaya çalışıyorlar. Bu arada şirketlerin müşteri memnuniyetine yaklaşımları da değişti. Her kanaldan şikâyet bildirimi almaya çalışıyorlar. Suistimal görmedikleri her hasarı da hemen ödemeye çalışıyorlar. Artık eskisi gibi şikâyet sitesine yazıp ya da şirket sitesine veya sektörün en üst kurumu SEDDK’ya yazmaya gerek duyulmuyor. Geçenlerde gördüm. Şikâyetini sosyal medyanın bir kanalından düzgün bir şekilde yazan sigortalıya 5 dk içerisinde ulaşılıp sorununun çözüldüğünü ve sigortalının teşekkür ettiğine tanık oldum. Sigorta sektörü güveni en üst düzeye taşımak istiyorsa kulağı sigortalılarında olmalı!

13 Mayıs 2024, Pazartesi 07:00

Sigorta primleri hızla artıyor mu?

Sigorta primlerinin hızla arttığı konusunda sosyal medyada çok fazla yorum yapıldığını görüyorum. Gerçekten Pandemi sonrası gerek konut gerek otomobil fiyatlarındaki hızlı artış sigorta primlerine de elbet yansıdı. Aracımızın fiyatının iki üç kat artmasını normal karşılayıp sevinirken, aracımızın kasko priminin aynı oranda artışına anlam veremedik. Aynı şey özel sağlık sigortaları için de geçerli. Özel bir hastanede artık küçük bir ameliyat bile 10-20 bin TL’lerden başlarken, özel sağlık sigortasındaki prim artışlarını çok da kavrayamadık. Şu anda muhtemelen tüm vatandaşlar fiyatlardaki artışların bazılarına anlam veremiyor. Hadi bu nedenle artıyor diyelim. Peki bunun fiyatı neden 4 kat artmış diyeceğimiz birçok örneği hepimiz yaşamışızdır. Sigorta primlerinin hesaplanmasında çok fazla parametre var. Enflasyon, dövizin artışı, asgari ücret artışı ve bunlara bağlı hasar maliyetleri, işçilik ve bunun gibi birçok birleşen hesaplanıp üzerine risk faktörü eklenip prim belirleniyor. Risk ölçümlenirken ise aracınızın renginden, mesleğinize, yaşınızdan önceki kaza sayısına kadar birçok faktör de sizin için oluşacak primi etkiliyor.

KÖTÜ SÜRÜCÜNÜN VEBALİNİ İSTEMİYORUM!

Özellikle Zorunlu trafik sigortasında son yıllarda yaşanan sorunlar sigorta şirketlerinin belini bükmüş durumda. Geçmişte 1000 TL’ye yaptırılmış bir Trafik sigortası için bedeni hasar dahil 10 milyon TL tazminat ödenmiştir. Bu işten nemalanmak isteyen birçok aracı da bu işin içinden çıkılmaz bir hal almasına neden olduğu bir gerçek. Bütün gelişmiş ülkelerde uygulanan Zorunlu trafik sigortası, yani mali sorumluluk sigortası son yıllarda bu sebeplerden ötürü yönetilemez oldu. Sigorta şirketlerinin bu işten bir para kazanma hedefi yok. Sadece istedikleri, yönetilir olması ve ceplerinden para çıkmamasıdır. Bu sigorta zorunlu olduğu için de fiyatları devletimiz belirliyor. Sigorta şirketleri de bu fiyatların serbest belirlenmesini istiyor. İyi sürücüye iyi fiyat kötü sürücüye de yüksek fiyat verilmesini istiyorlar. Ve ekliyorlar: “Kötü sürücülerin vebali neden iyi sürücülere yüklensin ki.” SEDDK haziran ayı için trafik sigortalarındaki prim oranlarının aylık yüzde 3.25 olarak artırılmasına izin verdi. Onlarda kamu menfaati gözetiyorlar haklılar ama... Ben bir vatandaş olarak şunu istiyorum. Devletimiz buna bir üst ve bir alt marj koysun, ben iyi sürücüysem iyi bir fiyat alabileyim. Yılda 4-5 kaza yapanın priminin bana yüklenmesini istemiyorum özetle. Kalın sağlıcakla. Kazasız günler dilerim...

TSS’DE BÜYÜME HIZ KESMİYOR!

Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) en çok talep gören sigorta branşları arasında yer alıyor. Özellikle bireylerin pandemiden sonra yoğun ilgi gösterdiği TSS’de poliçe sayısı 4 milyonu aştı. TSS’deki büyüme en çok da sigorta şirketlerini memnun ediyor. Her sene düzenli bir büyüme gösteren bu branşta 2023 yılında yükselen primler, alternatifli tamamlayıcı sağlık sigortası paketlerinin de kapısını araladı.

Sigorta sektöründe son yıllarda yıldızı en fazla parlayan branşlar arasında Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) yer alıyor. 2015 yılında hayatımıza girmesine rağmen aradan geçen 9 yıllık süreçte büyümesini hız kesmeden sürdüren TSS, önümüzdeki yıllarda da sektörün lokomotifi olmaya devam edecek gibi gözüküyor. İlk çıktığı yıllarda uygun fiyat stratejisiyle dikkat çeken TSS’de özellikle 2023 yılında enflasyon nedeniyle poliçe fiyatları artsa da talep artışı hız kesmeden devam ediyor. 2024 yılında da medikal enflasyon artmaya devam ettikçe, tamamlayıcı sağlık sigortasına olan talebin de doğru orantıda artacağı sektör yetkilileri tarafından sıkça dile getiriliyor. Çünkü devlet hastanelerinde sağlık hizmeti almak gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Doktor randevusu bulmak yeterince zor iken, istenilen tetkik ve tahliller için günlerce hatta aylarca beklemek durumu çok daha vahim bir hale getiriyor. Tüm bu olumsuzluklar tüketiciyi tamamlayıcı sağlık sigortası almaya itiyor çünkü tamamlayıcı sağlık sigortası ile özel hastanelerden çok daha hızlı ve konforlu sağlık hizmeti almak mümkün. Öte yandan Türkiye’de TSS’nin önemi özellikle pandemi döneminde daha da iyi anlaşıldı. 2023 yılında yüzde 168 büyüme gösteren bu branşta sigortalı adedi ise 4 milyonu aştı. Sadece 2024 yılının ilk iki ayını dikkate alırsak ise TSS’ye sahip sigortalı sayısı 4 milyon 154 bin 298’e ulaştı.

SOMPO SİGORTA SAĞLIK HİZMETLERİNİ DİJİTALE TAŞIDI

Sağlık branşının Sompo Sigorta için öncelikli stratejik alan olarak belirlenmiş branşlardan biri olduğunu belirten Sompo Sigorta Genel Müdürü ve İcra Kurulu Başkanı Fahri Uğur, “Bu noktada bugüne kadar çok önemli adımlar attık. Online doktor, diyetisyen, psikolojik danışmanlık görüşmeleri gibi hizmetlerimiz mevcut. Bu hizmetleri Tamamlayıcı Sağlık sigortası ürünümüzde sunuyoruz” dedi.

22 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

İklim değişimleri ezber bozuyor

Sigorta yaptırmak için artık daha çok sebebimiz var. Geçtiğimiz hafta Sigorta Ekranı’na konuk olan AcnTurk Sigorta Genel Müdürü Murat Dişci son yıllarda özellikle kaza yapmayan iyi sürücülerin özellikle Kasko yaptırmadığını söyledi. Sistemden çıkmışlar. Yani, “ben iyi sürücüyüm, kaza da yapmıyorum, neden kaskoya para ödeyeyim diye düşünerek sistemden çıkıyor. Tehlikeli tarafı da bu. Çünkü siz çok iyi bir sürücü olabilirsiniz ama karşıdan gelen iyi sürücü olmayabilir. Ama tüm bunların yanı sıra araç durduğu yerde de hasar yaşayabilir ya da çalınabilir. Veya iklim değişimlerinden dolayı meydana gelecek risklerle karşılaşabilir.

UÇAN ŞEZLONG EVİN CAMINI KIRABİLİR

Geçtiğimiz günlerde Dubai’de yaşanan faciayı sosyal medyadan takip ettim. Seyrederken bile korktum. Amerikan Hollywood film stüdyoları gibiydi. Yıllar önce Dubai’ye gittiğimde bir taksi şoförü ile sohbet ediyordum. “Bizim burada trafik kazası olmaz. Yılda bir iki kez yağmur yağar bütün trafik kazaları da o günlerde olur” demişti. Ama gördük ki riskler sadece bir yağmur ve trafik kazaları ile sınırlı değilmiş. Yer yerinden oynadı. Hortum her şeyi alıp götürdü. Ceviz büyüklüğünde dolu yağdı. Geçtiğimiz aylarda da benzeri Antalya’da yaşanmıştı. Dolu yağdı. Havaalanının pisti buzla kaplandığı için uçaklar inemedi. Antalya’da kış ne kadar olabilir ki? Ama yaşandı ve yaşam felç oldu. Her şeyimiz risk altındaydı. Geçtiğimiz yıllarda bir yazımda ucuz olsun diye, “zaten dokuzuncu katta oturuyorum cam kırılması teminatını almayayım, top mu gelip de kırılacak” diye sigorta yaptıran dostlarımı yazmıştım. Top gelmesini bırakın 9’uncu katın camına şezlong bile gelip kırabiliyor. Artık iklim değişimleri çok büyük bir risk. Değerlerinizi korumak için en yakın bir sigorta acentesi ile mutlaka görüşün derim.

08 Nisan 2024, Pazartesi 07:00

Sigortasız yola çıkmam abi!

Bu hafta Ramazan Bayramı öncelikle tüm okurlarımızın bayramı kutlarım. Bayramlar aynı zamanda özellikle genç jenerasyon açısından bir tatil ve dinlenme vesilesi oluyor. Yaşı ileri olan bizler için ise aynı zamanda büyüklerimizin hatırlanması, ayrı ayrı şehirlerde olan aile bireylerinin ziyaretleri için bir fırsat oluşturuyor. Özetle, bayram tatilinde de aile ziyaretleri ve buluşmaları için milyonlarca vatandaşımız yollara düşecek. Bu yazı yayınlandığında belki çoğunluğumuz yolculuklarının gidiş kısmını tamamlamış olacak. Yolculuğa yeni çıkacak olanlar ise çoğunluğu oluşturuyordur. Öncelikle bu yolculuklara özel araçları ile çıkacak olanlar çok dikkatli olmalı diye umuyorum. Duble yollar, otoyollar bize güvenli bir yolculuk sunuyor. Bu nedenle son yıllarda Bayram yolculuklarında kaza sayısı azalmış olsa da dikkati elden bırakmamak gerekiyor. Uykusuz araç kullanmamalıyız, trafik kurallarına mutlaka uymalıyız. Çünkü her ne kadar biz dikkatli olsak da yolun karşı tarafından uçup üzerinize gelebilecek hızlı araç kullanan biri olabilir. Allah korusun diyorum.

SİZ DİKKATLİ OLUN, GERİSİNİ SİGORTA ŞİRKETİNE BIRAKIN

Otomobil kazalarının çoğunluğu, fren ve ömrünü yitirmiş lastikleriniz yüzünden olduğunu da unutmayalım. Ve tabii ki insan faktörü olarak hızdan kaçınan, dikkatli, trafik kurallarına uyan sürücülerimiz arttıkça kazalar da o oranda azalacaktır. Tüm bu önlemlerimizi aldıktan sonra maddi kazalara karşın gerisini sigorta şirketine bırakabilirsiniz. Siz kendi önleminizi alın gerisini sigorta şirketi düşünsün. Ülkemizde trafik sigortalılık oranı yüzde 80. Yani karşınızdan gelen ve size zarar verebilecek 5 araçtan biri sigortasız. Bu nedenle yola çıkmadan önce Zorunlu Trafik Sigortası tarihini kontrol etmenizi öneririm. Bütçeniz elveriyorsa da mutlaka Kasko’nuzu yaptırmaya gayret edin. Yurtdışına gidiyorsanız Seyahat Sağlık Sigortanızı ihmal etmeyin. Planlı bir uçak yolculuğunuzu bayram sırasında yaşanacak tüm plansız aksaklıklar için uçak biletlerinizi sigortalayarak güvence altına alabilirsiniz. Riskli ve adrenalini yüksek sporlar tercih ediyorsanız bunun içinde kendinize tüm bunları kapsama alan Ferdi Kaza Sigortasını yaptırmanızı öneririm. Her ne olursa olsun, keyfinizi kaçırmayacak sigortaya ihtiyaç duymayacağınız güzel bir bayram ve tatil diliyorum sizlere.

18 Mart 2024, Pazartesi 07:00

Trafik sigortasını yaptırmazsanız başınıza neler gelebilir?

Her şeyde olduğu gibi sigorta primlerinde de artışlar oluyor. Sigortasını en çok önem verdiğimiz maddi varlığımız otomobiller olduğu için bu konu oldukça geniş bir kesimi ilgilendiriyor. Araçlar için yaptırılan ‘Zorunlu Trafik Sigortası’ bir çeşit sorumluluk sigortası olarak da tanımlanabilir. Yani aracınız bir kazaya karışırsa karşı tarafın hasarını karşılamak için kullanılan bir sigorta. Kaza tespit tutanağı ile SBM’deki değerlendirme yüzde 50/50 oranında karar verilmişse sizin aracınızdaki hasarı da karşı tarafın sigorta şirketi karşılamış oluyor. Bu sadece kazalarda maddi ve bedeni hasarlar için geçerli bir sigorta ürünü. Burada primler devletin izin verdiği marjlarda sigorta şirketlerince artırılıyor. Siz tek taraflı bir kazaya karıştınız, aracınızı duvara çarptınız, aracınız kapının önünde yandı, çalındı. Tüm bu zararların karşılanmasını istiyorsanız o zaman isteğe bağlı olan Kasko’yu yaptırmalısınız. Bunda bir zorunluluk yok. Ama araçlarımız o kadar değerli oldu ki artık Kasko yaptırmak da kaçınılmaz oldu. Tabii ki Kasko primleri Zorunlu Trafik Sigortası primlerinden oldukça daha yüksek.

TRAFİKTE CANLI BOMBALAR GEZİYOR

Ülkemizde rakamlara bakıldığında bugün zorunlu olan trafik sigortasını yaptırmayanların oranının yüzde 20’lere çıktığı belirtiliyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Yani trafikteki her 5 araçtan biri sigortasız demek. Daha açık bir ifade ile caddelerde bombalar dolaşıyor. Diyelim ki size trafik sigortası olmayan bir araç çarptı. Karşı tarafın araç sahibi yandı diyebiliriz. Hele hele çarpılan araç da pahalı bir araç ve hasarı yüksek maliyetliyse gerçekten zor durumdasınız. 5-6 bin liralık bir masraftan kaçınayım derken bu kaza size belki yüz bin TL’lerle ifade edilen rakamlara mal olabilir. Allah korusun hele hele bedeni hasar ile sonuçlanmışsa bu rakamlar milyonlarla bile ifade edilebilir. Çevirmede yakalanırsanız ise aracınız zaten sigortanızı yaptırana kadar bağlanacaktır. Buradan çabuk kurtulabilirsiniz belki ama bir kazaya karıştığınızda işiniz çok zor. Altından kalkamayacağınız rakamlar karşınıza çıkabilir. Siz siz olun özellikle Zorunlu Trafik Sigortası’nı mutlaka yaptırın.

11 Mart 2024, Pazartesi 07:00

Trafik sigortasında ‘serbestlik’ primleri artırır mı?

Zorunlu trafik sigortasında son günlerde “serbest tarife”ye geçiş sıkça konuşulmaya başlandı. Sigorta şirketlerinin zorunlu trafik sigortalarında uygulanacak primleri serbestçe belirlemek istemesinin tüketiciler tarafından endişe ile karşılandığını duyuyorum. Haklılar, günümüzde hangi ürünün fiyatı kontrol altında tutulabiliyor ki? Bir de serbest bırakılırsa kim bilir kaç TL’ye çıkar diye düşünülüyordur mutlaka. Zorunlu trafik sigortasında primler geçmişte sigorta şirketleri tarafından serbestçe belirleniyordu. O dönemde ortalama 200-300 TL’ye trafik sigortası yaptırılabiliyordu. Trafik sigortalarında yaşanan bir takım olaylar sonrası primler Devlet tarafından belirlenmeye başlandı. Sebep ise bazı kötü sürücülere verilen prim tutarından yola çıkılarak devlet ‘primleri ben belirleyeceğim’ dedi. Yılda 6-7 hatta 9 kaza yapan bir ticari araç için 20-30 bin TL fiyat verilmişti. Ortalık ayağa kalkmıştı. Sonrasında ise bugünkü sisteme geçildi.

ÇOK KAZA YAPAN ÇOK AZ KAZA YAPAN AZ ÖDESİN

İşin özeti... Mevcut sistem yılda 2-3’ten çok kaza yapanları koruyan bir sistem. Çok kaza yapan sigortalıların primlerini daha fazla artırmamak için şimdi havuza atılıyorlar. Bu havuzda oluşan zarar sigorta şirketlerine paylaştırılıyor. Buradaki zararı ise şirketler havuzda olmayan poliçeler arasında paylaştırmak zorunda kılıyor. En anlaşılabilir izahı bu şekilde. Serbest tarifeye geçildiğinde 10 bin TL’ye Trafik sigortası yaptıran biri 5 kaza yapıp sigorta şirketine 80- 90 bin TL’lik hasar faturası çıkardığında bir dahaki sene poliçesini 40 bin TL’ye yaptırabilecek. Yılda 1-2 ya da hiç kaza yapmayan iyi sürücü ise bu marjı bozmadığı sürece 10 bin TL’ye yaptırdığı poliçeyi bir sene sonra 5 bin, sonraki sene belki 3 bin TL’ye yaptırabilecek. Sözün özü bu sistemde iyi sürücü kötü sürücünün primine ortak oluyor. İnşallah kısa sürede trafik sigortalarında aşamalı olarak serbest tarifeye geçilebilir.

HEDEF ‘AİLE SİGORTACILIĞI’ İLE BÜYÜMEK

AXA Türkiye’nin 2024 yılı hedefleri arasında sigortalı sayısıyla büyümek var. Bu kapsamda ‘aile sigortacılığı’ kavramına önem verdiklerini belirten AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken, “Müşteri başına poliçe adetinde önceki yıllara göre artışlarımız var. Burada çimento aile kavramımız. Aile sigortacılığını yaklaşık 2 yıldır lanse ettik. 2024 ve 2026 yıllarında da AXA Türkiye olarak hayat, emeklilik, hayat dışı ve sağlık alanlarındaki bu sinerjiyi etkin bir şekilde kullanacağız” dedi.

Sigortalılık oranlarının artması, finansal güvenlik ve risk yönetimi açısından önem taşıyor. Daha fazla insanın sigorta sistemine dahil olması, toplumun genel refahının yükselmesi ve beklenmedik durumlar karşısında korunma sağlanması açısından da değerli. Öte yandan sigorta şirketlerinin sigortalı sayılarını artırmaları şirketlerin büyümesi için de kritik bir faktör olarak öne çıkıyor. Daha fazla sigortalı, şirketin, müşteri tabanını genişletip finansal gücünü artırarak risklere karşı daha geniş koruma sunmasını sağlıyor. AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken, AXA Türkiye olarak 2024 ve sonrası için sektördeki tüm fırsatları müşteri perspektifinden değerlendirerek yöneteceklerini söyledi. AXA Türkiye’nin yılın ikinci yarısında Groupama sinerjiyle beraber sektörden biraz daha pozitif ayrıştığını söyleyen Ölken, “Sağlık, kasko, ticari ve kurumsal sigortalarımızı bir araya getirdiğimizde, müşteri sayılarımızın gelişimi her zaman odak noktamız olmuştur. Çeşitli yıllara yayılan trendleri incelediğimizde müşteri sayımızın 3 milyon bandında seyrettiğini görüyoruz. Ancak, artık bu sayıyı aşarak 3 milyon bandının üzerine çıkmış bulunmaktayız. Bu bizim için ve gelecek için çok önemli bir gösterge. Müşteri başına poliçe adetine döndüğümüzde, burada da önceki yıllara göre artışlarımız var. Burada çimento aile kavramımız. Bizim aile sigortacılığını yaklaşık 2 yıldır lanse etmemiz, bunun üzerine odaklanmamız, sağlığı, kaskoyu, konutu, bunları birbirine bağlantılılık olarak gerek indirim gerek sadakat gerek ürün kâr zararlarında farkı dikkate almamız, bireysel segmentte büyümemizi sağlıyor. 2024 ve 2026 yıllarında, Axa Türkiye olarak 6.000 dağıtım kanalımız aracılığıyla, hayat emeklilik, hayat dışı ve sağlık alanlarındaki sinerjiyi etkin bir şekilde kullanacağız” diye konuştu.

SAĞLIKTA YENİLİKÇİ ÜRÜNLERLE GÜÇLENDİK

19 Şubat 2024, Pazartesi 07:00

Tek ‘tık’la sigorta sektörü

Dünya hızla gelişiyor. Bu gelişimde teknolojik gelişmelerin payı elbette çok yüksek. Yapılan teknolojik yatırımların çoğu insan yaşamını kolaylaştırmak için. Geçmişte sıraya girip, bir yerden bir yere giderek satın alabildiğimiz şeyleri teknolojik gelişmelerin sayesinde oturduğumuz yerden akıllı telefonlarımız sayesinde satın alabiliyoruz. Gerçeği söylemek gerekirse cihazlar akıllandıkça biz de aynı oranda beynimizi daha az kullanmaya başlıyoruz. Çevirmeli telefonların olduğu dönemde telefon numaralarını aklımızda tutarken artık çocuklarımızın cep telefon numaralarını bile ezberden bilmiyoruz.

Ne olursa olsun akıllı telefonlar ve akıllı cihazlar hayatımıza büyük konfor katıyor. Aynı zamanda zaman kazandırıyor. Kazandığımız zamanı ne kadar faydalı kullandığımız ise bir başka soru işareti. Gelelim sigorta sektörüne. Sigorta sektörü özellikle son 10 yılda hızla ve büyük bütçelerle teknolojiye yatırım yapıyor. Dijital yatırımı çok ciddiye alıyor. Gelecek nesillerin ihtiyaçlarını ve kullanım tercihlerini göz önünde bulundurarak yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Artık bir ‘tık’la poliçe alınabildiği gibi, bir ‘tık”la tüm sigorta bilgilerine de ulaşılabiliyor. Sigorta şirketleri çeşitli kurumlarla işbirliği yaparak tüm sigorta bilgilerinizi mesela e-Devlet’inize taşıyor. Oradan poliçelerinizi görebiliyor ve başlangıç bitiş tarihlerini kontrol edebiliyorsunuz. Zaten buna da gerek kalmadan acenteniz bu teknolojik gelişmeleri kullanarak bilgileri sizlerle anında paylaşıyor.

TEKNOLOJİYE YATIRIM HIZLA DEVAM EDİYOR

Diğer taraftan oluşan hasarınızı bir tıkla Mobil Kaza Tutanağı ile sisteme bildirip hızla hasarınızın tanzim edilmesini sağlayabiliyorsunuz. Geçenlerde basında yer alan bir habere göre, Sigorta Bilgi Merkezi yeni uygulaması ile araç satın alırken o araç hakkında eksper raporlarında yer alan ‘değişen parça’ bilgisini sizlerle paylaşıyor. Evinizde bir hasar olduğunda cep telefonunuz ile çektiğiniz görüntüyü şirketinizle bir ‘tık’la paylaştığınız zaman hasarınız hemen ödeniyor. Car-data geliştirdiği yeni yapay zeka uygulaması ile ruhsat bilgisi sayesinde aracınızın değer tespitini yapabiliyor. Daha birçok uygulama ile sigorta şirketleri sigortalılarının daha hızlı hizmet alabilmesi için bir ‘tık’ uzağında. Şayet bu akıllı telefonlarla aranız iyi değilse yaygın dağıtım kanalı olan sigorta acenteleri aynı hızla size yardımcı olmak için her zaman en yakınınızda.

12 Şubat 2024, Pazartesi 07:00

Sanayiciler neden sigorta yaptırmaz!

Sigorta sektörü üst düzey yöneticileri il il gezip Sanayi ve Ticaret Odaları’nda toplantılar düzenliyor. Kendi işlerinden zaman ayırıp bu bilgilendirmeler için koşuşturuyorlar.

Ekonomik gündemimizde sigortalanmayan riskler veya ekonominin can damarı şirketlerin sigorta yaptırmada gönüllü olmamaları tartışılıyor. Diğer taraftan da bu kurumların bazıları için ise sigorta şirketlerinin neden sigorta yapmak konusunda gönülsüz olduğu tartışılıyor. Öncelikle büyük sanayi şirketlerinin fabrikalarını sigorta yaptırması konusunda bir sıkıntı yok. Onlar sigortalarını zaten yaptırıyorlar.

Poliçeleri risk analizleri yapılarak hazırlanıyor ve olası bir hasar oluştuğunda mağduriyeti elbette önleniyor. Bu kurumlar risk analizlerini yapıp, tüm temel önlemlerini aldıkları için de poliçe düzenlenirken bir sorun yaşamıyorlar. İşin diğer bir diğer tarafı ise risk analizi sonrası temel risk önlemlerini almayan işletmeler için yaşanan durum. Elektrik tesisatında, depolarında olası riski önlemek için tedbir almayanlar için poliçe düzenlenmesi zorlaşıyor. Çıkabilecek olası yangınları çeşmeye bağlı bahçe hortumu ile söndürmeyi planlayan bir işletmeye sigorta güvencesi verilmiyor elbette.

ÖNCE RİSKLER İÇİN ÖNLEM, SONRA SİGORTA!

Artık yazılarımda klasik bir hale gelmiştir. Kar ağırlığı ile çatısı çöken fabrika müdürüne eksper soruyor:

“Çatınız sağlam değilmiş zaten.”

Müdür cevap veriyor: “Müdür atandıktan sonra çatının sağlam olmadığını gördüm. Sonra gidip sigorta yaptırdım.”

Eksper devam ediyor: “Sigorta yaptırmadan önce çatınızı güçlendirseydiniz.”