“Bu komployu kuran polisler, hakimler ve savcılar bu cezaevine girdiğinde bu ülkeye adalet gelecek.”
Nedim Şener’e ve Ahmet Şık’a o komployu kuran polisler ve hakimler cezaevinde; savcılar ise kaçtı.
★
Devletin en kritik kurumlarına sızan ve 50 sene boyunca bu ülkenin iliklerine kadar nüfuz eden çete temizlenirken hepimizin umudu bir vatandaşın devletten en büyük beklentisi olan adaletin geri gelmesiydi.
Peki ne oldu?
Dün FETÖ’cülerin içeriye attığı Ahmet Şık bugün yine içeride. Hem de FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla hakkında 2 kez müebbet istenen bir savcının hazırladığı dosyayla...
★
Dedik ki hatadır, düzelir, düzeltilir. Dedik ki düğün basıp kuvvet komutanlarını rehin alan MAK timindeki darbeciler tahliye ediliyorsa Ahmet 50 kez tahliye edilir.
★
Biz tahliye beklerken tutukluluğun devamı kararı çıktı. Yetmedi, Ahmet’e bir de yaptığı savunma nedeniyle suç duyurusunda bulunuldu.
Oysa “Savunma en temel haktır” diye hukuk fakültesinin birinci sınıfında öğretirler...
Savunmanın suç olduğu bir hukuk anlayışı olmaz.
★
Bir baba için dünyadaki en değerli şey, çocuğunun büyüdüğü her anı görmek...
Ahmet’in elinden haksız yere alıyorsunuz bunu. Tarihi her zaman haklılar yazmıştır. Haksız yere hapse atılan bir adam içeride küçülmez, büyür.
Ama bir kız çocuğunu 5 yıl arayla 2 kez haksız yere babasından koparıp cezaevi yollarına düşürmek, vazgeçtim hukuktan, adaletten; günahtır kardeşim günah.
Hukuka inanıyorsanız hukuk adına, Allah’a inanıyorsanız Allah aşkına yapmayın bunu!
30 Temmuz 2017, Pazar 05:00
Haberin Devamı