Giriş
Ahmet Davutoğlu demiş ki “Cumhurbaşkanı’nın şahsında Türk milleti ve devleti rencide edilmiştir. Özür dilenmediği takdirde yarın yapılması beklenen görüşmeler ve ABD ziyareti acilen iptal edilmelidir.” Hoca yine yanılıyor!
Bu mektup muhtemelen Türkiye-ABD ilişkileri daha da çıkmaza girsin diye sızdırıldı. 9 Ekim’de yazılan o mektuba verilebilecek en güzel cevap Suriye operasyonunu yapmak yani umursamamaktı. Türkiye bunu yaptı.
Bu saatten sonra yapılacak olan sahadaki avantajı masada da sürdürebilecek müzakere koşullarını yaratmaktır. Masayı terk etmek, reddetmek değil. Ayrıca Davutoğlu’nun son “Neo Osmanlı” gazının Türkiye’yi soktuğu bataklık ortadayken, hâlâ bu gazlarda ısrarcı olması bir dramdır.
Hiçbir mektup sızmaz sızdırılır!
48 saattir Türkiye gündemini meşgul eden Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı mektupla ilgili belki de en güzel yorumu Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan yaptı: “Hiçbir mektup sızmaz, sızdırılır. Çoğunlukla da mektubun sahibi tarafından.” Ülke Hoca kendi alanında sadece Türkiye’nin değil, dünyanın belki de en iyi 10 ismi arasında.
Dünyanın neresine giderseniz gidin konuşmaya başladığında herkesin susup sözlerini dikkatle dinlediği bir isim. Keşke bugün Türk dış politikasını yöneten kadrolar arasında olabilseydi. Ülke Hoca’nın da söylediği gibi Suriye krizi sadece Türkiye ve Amerika arasında bir kriz değil.
Aynı zamanda başından beri Trump’a karşı olan ve her vesileyle bunu gösteren Amerikan derin devletiyle ABD’nin ruh hastası başkanı arasında da bir kriz! Trump’ın akıllara ziyan bütün hamlelerini, açıklamalarını bu şekilde de okumak gerek.
YPG'nin Esad'la anlaşması iyi haber mi kötü haber mi?
Amerika, Türkiye’ye yönelik her türlü baskısına rağmen Suriye’de çok açık bir pozisyon aldı ve YPG/PYD’nin arkasından çekildi.
Amerika’nın desteğini alamayan YPG/PYD de gidip bir zamanlar azılı düşmanı olan Esad’la anlaştı. Bu Türkiye için hem iyi haber hem de kötü haber. İyi haber çünkü biz tam da Erdoğan’ın söylediği gibi Suriye’de rejim terör örgütlerine karşı ayakta duramadığı, Suriye’nin toprak bütünlüğü tehlikede olduğu için oradayız. Bu tehlikenin ortadan kalkması bizim için iyi haber.
Haberin kötü olan tarafı ise şu: Suriye’de rejimi yani Esad’ı tehdit eden terörist unsur diye tanımladığımız YPG/PYD, Esad’la işbirliğine gidiyor. Bu bizim birçok bölgeyle ilgili birçok tezimizi çökertecek bir durum. Dahası “Madem Suriye’de Esad’ın varlığından memnunduk, niye ta başından bu işe bulaştık?” sorusunun cevabı koskoca bir boşluk. Neticede Türkiye şu an için istediğini aldı, bölgede bir güvenli bölge oluşturuluyor. Süreci, sakin davranıp buna göre şekillendirmeliyiz.
