Amerikan yargısı sahiden bağımsız mı?

Amerika’daki Reza Zarrab mahkemesinde adeta bir hakim ve savcı şovu yaşanıyor.
Dünyanın gözüne Amerikan yargısının ne kadar bağımsız, ne kadar “mükemmel” işlediğini sokmaya çalışıyorlar. Yersen!

★

Aslına bakarsanız Amerika’da yargı işine geldiğinde -daha doğrusu Amerikan devletinin stratejisini, pozisyonunu destekleyen bir dava olduğunda- son derece bağımsız.

Bakınız: Zarrab davası. Ancak dava konusu Amerika’nın çıkarlarıyla çatıştığında Demokratik Kongo Cumhuriyeti ne kadar demokratikse Amerikan mahkemeleri de ancak o kadar bağımsız olabiliyor.

Bakınız: Fetullah Gülen ve örgütü davası. “Davası” dediğime bakmayın ortada henüz öyle açılmış bir dava filan da yok.

Oysa elde istihbarat var, bilgi var, dahası iki ülkenin dışişleri ve adalet bakanlıklarının kayıtlarına giren belgeler var. Ne diyor o belgeler?

“15 Temmuz Darbe Girişimi’nde FETÖ militanlarının dahli ispatlanmıştır” diyor.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Binali Yıldırım son Amerika seyahatinde bu belgeleri bilmem kaçıncı kez bizzat muhataplarına elden verdi.

★

Sonuç?

FETÖ elebaşı ve militanları Amerika sokaklarında ellerini kollarını sallayarak dolaşmaya devam ediyor. Hani o bağımsız Amerikan yargısı?

Nerede o suçluların korkulu rüyası, her şüphenin üzerine korkusuzca giden gözü pek Amerikan savcıları-hakimleri? Ara ki bulasın!

★

Şöyle de anlatmak mümkün: Söz konusu Amerika olduğunda dünyanın öteki ucundaki bir terörist paketlenip uçaktan denize atılarak imha edilebiliyor, söz konusu başka bir ülke olunca “bağımsız yargı” devreye giriyor!