BM’nin Kaşıkçı cinayeti raporu açıkça Suudi Arabistan devletinin Türkiye’de bir gazeteciyi öldürdüğünü söylüyor. BM, Suudileri Türkiye’den özür dilemeye davet ediyor. Lakin özür falan kurtarmaz bu işi. Ortada bir terör operasyonu yok, masum bir gazeteci öldürülen. Uluslararası bir suç işlemiştir Suudi devleti. Türkiye, bugüne kadar çok iyi götürdüğü süreci bundan sonra çok daha aktif yürütmeli. Elimiz artık daha güçlü. Veliaht Prens bu saatten sonra ABD’ye rüşvet vererek yırtamaz.
RUSYA'NIN ZARARLI DİYE REDDETTİĞİ ÜRÜNLERİ KİM YİYOR?
“Rusya, 51 ton güveli domatesi iade etti.”
“Kayısı sezonu da iade ile açıldı.”
“Rusya, Türk çileklerini yine reddetti: Tarım haşeresi var.”
“Rusya, Türkiye’den giden 25 ton mandalinayı geri çevirdi.”
“20 ton çilek ve kayısı Rusya’ya sokulmadı.”
Düzenli olarak Rusya’dan zararlı olduğu için Türkiye’ye iade edilen ürünlerle ilgili haberler okuyoruz. Peki, Türkiye’ye iade edilen bu ürünlerin akıbeti ne oluyor? Bir şekilde bize yediriliyor mu bu ürünler yoksa imha mı ediliyor? Bu soruların cevabını hiçbirimiz bilmiyoruz. Tarım Bakanı bu sorunun cevabını açıklamak zorunda. Bekliyoruz... (T24 sitesinde Barış Soydan bu konuda çok kapsamlı bir yazı yazdı, tavsiye ederim okumanızı.)
O GÖRÜNTÜLERİN İFŞASI BİR SKANDALDIR!
Ertuğrul Özkök de yazdı dün, İsmail Küçükkaya’nın röportaj öncesi Ekrem İmamoğlu’yla görüştüğü otelin güvenlik kamerası görüntülerini basına sızdırması kabul edilemez. Kişisel verilerin izinsiz ifşası açısından suçtur. O otelin yaptığı İstanbul turizmini baltalamaktır. Çok açık söyleyeyim: Bu saatten sonra o otelde kalan, o otele giden hiç kimse bu anlamda güvende değildir. Bugün AK Parti’nin işine yarayan bir “sızdırma”yla başlar ve önüne geçilmezse canlarının her istediği kişiyi, kurumu hedef alabilecek korkunç bir hal alır bu iş. Bu durum önce İçişleri Bakanlığı ardından da Turizm Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Umarım gereğini yaparlar.
HER YIL SELE ONLARCA CAN VERMEK 'KADER' DEĞİLDİR!
Yine Karadeniz yine sel felaketi ve yine hayatını kaybeden insanlar... Her yıl düzenli olarak yaşanıyor bu Türkiye’de. Ve her defasında can veriyoruz sele... Tarım Bakanı afet yerinden yaptığı açıklamada demiş ki “Yani sel, taşkın ve heyelanla ilgili saat 12 civarında uyarılarımızı yaptık ama en nihayetinde bu işler Allah'ın işi. Nerede ne olacağını da bilemiyorsunuz.” Bakan Bey yanılıyor. Japonya’da da deprem oluyor misal ama kolay kolay insan ölmüyor. Dolayısıyla şunu bir bilelim: Plansız, adeta mantar gibi HES’ler yapılırken, dere yataklarına binalar dikilirken, gözü dönmüş yapılaşma doğayı katlederken seyirci kalırsanız maalesef bu son kaçınılmaz olur.