Şu anda Total, ENI, BP ve Shell gibi enerji devlerinin odaklandığı Kıbrıs, Lübnan, Suriye, ve İsrail arasında kalan ve Levant Havzası adı verilen bölümle ilgili en kapsamlı çalışmayı Amerikan Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS) 2010 yılında yayınladı. Bu rapora göre Levant Havzası’nda toplamda 1.7 milyar varillik iki petrol rezervi var. Bölgenin çıkarılabilir doğal gaz rezervi ise 3.45 trilyon metreküp.
HANGİ BÖLGE KİME AİT?
Rezerv bu kadar büyük olunca hak iddia edenlerin çatışması da o derece büyük oluyor. Doğu Akdeniz’deki enerji savaşlarında münhasır ekonomik bölge sınırları tartışması sadece Türkiye/KKTC ve Rum Kesimi arasında yok. Mısır, İsrail, Lübnan, Suriye ve Gazze (Filistin) de benzer tartışmaların içindeler...
Ve bu tartışmaların hiçbiri doğru düzgün bir neticeye kavuşmuş değil. Kıbrıs Rum Kesimi, İsrail ve Fransa arasında çok yakın bir temas var ve bu üç ülke sürekli ortaklık anlaşmaları imzalıyorlar.
Türkiye, tam da bu noktada sürece müdahil oldu ve Kıbrıs Rum Kesiminin 2010 yılında İsrail'le vardığı deniz sınırlarının belirlendiği anlaşmayı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yetki alanları yok sayıldığı için geçersiz saydı. Türkiye’nin itiraz ettiği bu bölgede bulunan ilk doğalgaz rezervi 129 milyar metreküp!
SÜPER GÜÇ DEVLETLER KIBRIS KONUSUNDA KİMİ DESTEKLİYOR?
Ekonomik siyasi ve askeri anlamda dünyada artık sadece Amerika ve Rusya’nın değil, Çin’in de borusu ötüyor. Öyle ki Kıbrıs konusunda esas başı Çin ve ABD çekiyor. Rusya daha geri planda. Çin, Deniz İpek Yolu projesi kapsamında Doğu Akdeniz’i stratejik görüyor. Ve çılgınlar gibi para harcıyor.
Çin için Doğu Akdeniz’de iki önemli nokta var; biri İsrail, diğeri ise Güney Kıbrıs. Bu doğrultuda görüşmeler ve anlaşmalar imzalıyorlar. Çin’in Güney Kıbrıs’a bu ilgisi ABD’yi de harekete geçmek zorunda bıraktı. Müttefikimiz, Güney Kıbrıs’ta bir askeri üs kurmayı planlıyor. Ve Beyaz Saray kulislerinden gelen haberler o ki Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları konusunda ABD, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail bölgesel ittifakından yana tavır alacak.