Bizim sporcularımız terörle mücadele eden askerine, polisine selam verdi diye soruşturma başlattılar. Bizim sporcumuz askerine destek mesajı yayınladı diye takımından kovdular.
Milli takımımızın asker selamı verdiği görüntüleri sansürlediler, yayınlamadılar. Neden? Çünkü onlar sporcuymuş! Sporla “siyasetin” ne alakası varmış? Önceki gün NBA’da oynayan basketbolcu Enes Kanter CNN International’a çıktı. Kanter, Türkiye’nin Suriye politikasından girdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çıktı.
Ağzına geleni söyledi. Kanter bir FETÖ militanı ondan Türkiye’ye dair farklı bir söz bekleyen yok! Ama hani Batı dünyasının o spora siyaset karışmasına olan duyarlılığı? Bir basketbolcunun dünyanın en önemli haber kanallarından birine çıkıp “siyaset” yapmasına Batı dünyasından tek bir tepki, eleştiri yok!
Bizimkiler asker selamı verince “siyaset”, başkası Türkiye’nin Suriye operasyonuna, ülkesinin seçilmiş liderine sayıp sövünce “demokrasi” öyle mi? Necip Fazıl ne güzel özetlemiş durumunuzu zamanında: “Size alçaksınız demeyeceğim, alçaklık bir seviyedir, siz çukursunuz çukur!”
Avrupa'nın en büyük korkusu
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Suriyeli mültecilerle ilgili AB politikaları üzerine şöyle bir söz söyledi: “Kapıları açarız dediğim zaman tutuşuyorlar. Tutuşmayın, vakti saati gelince bu kapılar da açılır.
Hadi bakalım, yüz binleri bir de siz ağırlayın. Paranız var güçlüsünüz, Yunanistan’a 100 kişi gidince bizi telefonla arıyorsunuz. Burada 4 milyon var. Kararlıyız.” Erdoğan son 1 ayda bunu üçüncü kez söylüyor. Erdoğan her söylediğinde yazacağım.
Türkiye’nin şu an özellikle Avrupa ile ilişkilerini dizayn ederken dış politikada kullanması gereken elindeki en büyük güç budur! Bunu daha önce kullanmamış olmamız büyük bir hatadır.
Türkiye’nin gerçekten o kapıları açma ihtimali bugün Avrupalı siyasetçiler, devlet adamları için bir felaket senaryosudur. Hal böyleyken Türk dış politikasını yönetenler bu gücü milli menfaatlerimiz doğrultusunda kullanmalı.
Futbol dünyası bunu tartışmalı!
Yıllardır aynı anlamsız konuları “konuşan”, bu kayıkçı kavgalarıyla yerinde saymaya mahkum olan futbol dünyamızda ilk kez önemli bir tartışma gündeme geldi.
Kırmızı Çizgi Fitbol’da Serdar Ali Çelikler’in ortaya attığı soru şu: “Artık üç büyükler efsanesi sona mı erdi? Milli takımdaki oyuncuların ağırlığı, oynanan futbol ve bu sezonki skorlara bakınca acaba Türk futbol ekolü değişiyor mu?” Çelikler, tezini son derece mantıklı gerekçelerle izah ediyor ve Türkiye futbol dünyasının tüm paydaşlarını bunu tartışmaya davet ediyor.