Giriş
Berfin 20 yaşındaydı. Hatay’da yaşıyordu. Geçen yıl evine giderken eski erkek arkadaşı tarafından asitli saldırıya uğradı. Yüzü tanınmaz hale geldi. Asit sadece yüzüne değil, göğsüne geldiği için süt bezlerine de ağır hasar verdi.
Berfin’in hikayesi herkesi kahretti. Güzeller güzeli Berfin’in ameliyat olması için Türkiye çapında kampanyalar başlatıldı.
Dün bu davanın duruşması vardı. Karar açıklandı. Berfin’e saldıran şahıs 13.5 yıl hapis cezası aldı. Yatarı 9 yıl! 1 yıl da denetimli serbestlik desen 8 yıl! Bu nasıl bir adalet anlayışı? Bu nasıl hukuk devleti? 20 yaşında bir genç kızın hayatını karartmanın bedeli 9 yıl mı?
Berfin’in yerine koyun kendinizi, babasının-annesinin yerine… Hayatının baharında birine o hayatı zehir etmenin karşılığı bu mu?
ÖLENİN KIYMETİNİ CENAZEYE KATILIMIYLA ÖLÇMEK!
Çok sevdiğim bir arkadaşımın yakınının cenazesinde kulak misafiri oldum. Taziye için gelenler bir köşede “Ne kadar az insan gelmiş değil mi?” diye konuşuyorlardı. Aralarından biri el büyütüp devlet protokolünden şu geldi bu gelmedi diye hesap yapmaya başladı.
Çok sevdiğim bir yazar demişti ki “Kalabalık cenazeyle övünülmez, düğünle belki…”
Cami avlusunda dedikodu mu daha iğrenç yoksa cenazeye “ev partisi” muamelesi yapıp insan saymak mı, bilemedim. Ama bildiğim bir şey var: Bu ülke korkunç bir çürüme yaşıyor arkadaş.
KENDİNDEN KONUŞTURMAK MEZİYET Mİ?
Şeyma, kendisini köşesinde eleştiren gazetecilere “Siz bile beni konuşuyorsanız, kendimle gurur duyuyorum. Doğru yoldayım, çok başarılıyım” demiş. Türkiye’de başarıyı-popülariteyi “kendinden konuşturma” diye saçma bir kavramla ölçme gafletinde ilk Şeyma bulunmuyor. Maalesef medyada böyle bir algı uzun süredir var.
Şeyma’nın annesi-babası hatta dedesi yaşındaki gazeteciler, sanatçılar, birbirlerini “kendinden bahsettirdi” diye tebrik ettiler, etmeye de devam ediyorlar. Sen bakma onlara Sevgili Şeyma. İnsanın gazete köşelerinde, tv programlarında… kendisinden bahsettirmesi her zaman bir gurur vesilesi değildir.
Misal senden “bahsettikleri” için kendinle gurur duyduğun gazeteciler aynı köşelerde günlerdir Emine Bulut’un katilinden “bahsediyorlardı”. Bak, bu köşede bugün en tepede 20 yaşında bir gencin hayatını karartan bir alçaktan bahsediyorum! Gurur mu duymalılar kendileriyle?
