Meral Akşener’in evinin kapısının önüne gidip gözdağı verenler ne oldu? Kemal Kılıçdaroğlu’na şehit cenazesinde yumruk atanlar, linç çığlıkları atanlar ne oldu?
Gazeteci Yavuz Selim Demirağ’a saldıran 7 kişi ne oldu? Gazeteci Sebahattin Önkibar’a saldıran 4 kişi ne oldu? Hepsi serbest bırakıldı.
Soru 1: Tutuklamak için ille birilerinin öldürülmesi mi gerekiyor? Soru 2: Dünyanın kendisine hukuk devleti diyen başka hangi ülkesinde böyle bir şey olabilir?
ZEYTİNYAĞI VE FINDIK
Dünyanın zeytinyağı üretiminde en hızlı yükseliş gösteren ülkesiyiz. Üretimde de ilk dörtteyiz. Zeytinyağımızı en çok zeytinyağı üretiminde ilk iki ülkeden biri olan İtalyanlara satıyoruz. Onlar ambalajlıyorlar, markalarını yapıştırıyorlar ve dünyaya bizim zeytinyağımızı Türkiye’den aldıklarının 50 katına satıyorlar.
Fındık üretiminde dünyada 1 numarayız. Fındığımızı İtalyanlara satıyoruz. İtalyanlar bizim fındığımızdan yaptıkları çikolatalı fındık ezmesine markalarını yapıştırıyorlar. Türkiye’den aldıklarının 100 katına satıyorlar.
Bizim 1 liraya sattığımız zeytinyağımız, fındığımız üzerine İtalyan markasının logosu yapıştırıldığında nasıl 50 liraya, 100 liraya satılıyor? İşte Türkiye ekonomisini yönetenlerin, oyuncularının cevap bulması gereken en mühim soru budur. İnanın bana Türkiye’yi müreffeh, aydınlık yarınlara kavuşturacak bundan daha dev bir proje yoktur.
İTİRAF EDİYORUM: SURİYE MESELESİ BENİM HATAM!
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu kendi danışmanlığı ve dışişleri bakanlığı döneminde hayata geçirilen Türkiye’nin Suriye politikasıyla ilgili eleştirilere itiraz etmiş.
Hatta karşı taarruza geçip Suriye’yi kendisine havale edenleri eleştirmiş. Hoca haklı! Komşularla sıfır sorun politikasını sıfır komşuya çeviren, Neo-Osmanlıcılık diye bir kavram “üretip” 7 düveli Türkiye’ye düşman eden, Esad’ın iktidarına 7 yıl önce (2012) birkaç ay ömür biçen Davutoğlu değildi, bendim!!!
Bizim memleketin en enteresan yönü ne biliyor musunuz? Ortada bir başarı oldu mu kime sorsan “Benim sayemde” diyor. Lakin başarısızlık olunca bir tane sorumlu bulamıyorsun.