YSK karar verdi, İstanbul seçimi 23 haziranda yeniden yapılacak. Hal böyle olunca adaylar yine çıktı meydana. CHP “Hakkımızı çaldılar” diyor. AK Parti “Oyumuzu çaldılar” diyor. Her iki taraf da özellikle sosyal medya üzerinden karşılıklı birbirlerinin açığını arıyor, birbirlerine vuruyor. Siyasetin doğasında var bu, buyursun yapsınlar. Lakin hem Binali Bey hem de Ekrem Bey şunu akılda tutsunlar: Vatandaş son tahlilde sandığa giderken “İstanbul için ne yapacak?” sorusuna cevap arayacak. Oy verdiğim kişi İstanbul’un hangi derdine deva olacak diye bakacak. Siyasi tartışmalar, karşılıklı polemikler, sataşmalar, göndermeler, laf çakmalar... Bir yere kadar tamam ama unutmayın İstanbullu iyi bir siyasetçiden çok iyi bir belediye başkanı arıyor.
YAHU SİZ İNSANLARI KOYUN MU SANIYORSUNUZ?
SP Lideri Karamollaoğlu seçimden çekilmeme kararını açıklarken, “Çekilirsek tabanımız CHP’ye oy vermez” demiş. Bu arada DSP’nin seçimden çekilmesinin CHP’ye yarayacağı söyleniyor. Teorik olarak bunların hepsi doğru olabilir ancak pratikte böyle bir garanti yok. İletişimin bu kadar yaygın, hızlı, bireyselliğin bu kadar ön planda olduğu bir çağda insanlar üzerinde hiçbir partinin, liderin böyle bir hükmü yok! Hangi düşünceden, eğitim seviyesinden ya da sosyokültürel sınıftan olursa olsun bugün bir vatandaşa “Seçime girmeyeceğim, benim yerime git şuna oy ver” dersen alacağın cevap, en kibar ifadeyle “Hadi oradan” olur. Herkesin oyu çok kıymetli kardeşim... Ve tapusu kendinden başkasında değil!
LUCESCU’YU GETİRİRSENİZ OCAKTA YİNE SERGEN’E GİDERSİNİZ!
İddia o ki, Beşiktaş’ın yeni teknik direktörü Lucescu olacak. Umarım doğru değildir. Zira Lucescu’yu geri getirmenin ne teknik açıdan, ne iletişim açısından elle tutulur tarafı var. En son Milli Takım’a Oğuzhan’ı çağırmayı unutup, ertesi gün kadroya dahil eden birinden bahsediyoruz. Kaldı ki tribünleri peşine takacak bir hocaya ihtiyacı var Beşiktaş’ın. O hoca kim bilmiyorum ama asla Lucescu değil. Peki kim? Önceki gün Vodafone Park’ta gördük kim olduğunu: Sergen Yalçın.
Başkan çevresinde “Sergen İstanbul’a gelince tutamayız. Takım üzerinde disiplini sağlayamaz” gibi laflar eden tayfanın hayatı boyunca Sergen’le 1 dakika oturup konuşmuşluğu yok. Ben size Sergen’i anlatayım. Sergen Yalçın müthiş zeki bir adamdır. Beşiktaş’a gelmenin ne demek olduğunu herkesten çok daha iyi o bilir. Böyle bir fırsatın hayatında bir kez geleceğini ve ancak o fırsat geldiğinde yeni bir Fatih Terim, Şenol Güneş, Mustafa Denizli olunabileceğinin herkesten çok farkındadır. Sergen’in hayali bir gün Premier Lig’de hocalık yapmak. İngiltere’ye giden yol da Beşiktaş’a sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da kupa kaldırtmaktan geçiyor. Kaldı ki şunu da yazın bir kenara; Sergen bir gün öyle ya da böyle Beşiktaş’ın hocası olacak. Dua edelim de bugün Lucescu’yla anlaşıp ocak ayında Sergen’in kapısını çalmak zorunda kalmayalım.