Ahmet Hakan’a saldıran zırzopların polise verdikleri ifadeler dehşet verici...
Yakalanmadan önce olayın bir trafik kavgasından çıktığını anlatmak üzere sözleşiyorlar. Ancak iş büyüyüp vaatler gerçekleşmeyince dördü birden çark ediyor. Birbirlerinden habersiz şekilde çapraz sorguya alınan saldırganlar olayın nasıl derin bir tezgah olduğunu ve kimler tarafından planlandığını açık açık anlatıyorlar.
Saldırganların dördü de ağız birliği etmişçesine talimatın, eski bir özel harekatçılar Yahya Kemal Gezer, Soner Arık ve Nezih Özbirinci’den geldiğini itiraf ediyorlar. Dahası gazeteci Ahmet Hakan’a saldırdıktan hemen sonra buluştukları yer de Gezer’in Vatan Caddesi’ne 200 metre uzaklıktaki kafesi!
Bilhassa saldırganlardan Fuat Elmas’ın polisteki ifadesi çok önemli. Elmas, eski özel harekatçı Yahya Kemal Gezer’in kendisini nasıl ikna ettiğini şu cümlelerle anlatıyor: “Gazeteci Ahmet Hakan. Şehitlere ‘Ölü’ diyor. ‘Oyum HDP’ye’ diyor. Tahrik ediyor. HDP’ye o verilmesi için teşvik ediyor. Bunun indirilmesi lazım. Bu akşam talimat verildi. İşin içinde MİT var. Emniyet var. Reis var. Bu işi 2-3 gün içinde bitirin bize paketi verecekler.”
Sadece Fuat Elmas değil... Diğer 3 saldırgan da bir gazeteciye saldırıya aynı “motivasyonla” azmettirildiklerini anlatıyor: Vatan... Şehitler... HDP... “Merak etmeyin işin içinde devlet var”... Ve tabii ki para!
Anlayacağınız, derin devlet çeteleri en iyi bildikleri yöntemler ve araçlarla çalışmaya devam ediyor.
Şu çok net ki Ahmet Hakan’a saldırı bu dört meczubun planı değildi. Bu dört saldırgan Ogün Samast örneğinde de olduğu gibi maşa! İşin içinde çok daha sinsi bir “üst akıl” var... Gel gör ki polisteki ifadelerinde her şeyi anlatan saldırganlar, adliyeye geldiklerinde ifadelerini değiştirdiler. Artık adliyede ne olduysa! Ve an itibarı ile sadece 1 tek tutuklu var... O da bugün yarın çıkar.
Gazeteciler bu işin peşini bırakmayacak. Ancak gazetecilerden daha çok bugün memlekete hükümet eden AK Parti peşini bırakmamalı. Neden mi? Şöyle düşünün, derin çeteler Ahmet Hakan’a saldırması için farkındalığı diz seviyesinin çok altında dört kişilik bir “serseri timi” oluşturuyor. Ve bu dört saldırganın üçü AK Parti üyesi çıkıyor! Sizce bu serseri timini oluşturan “üst akılın” bunu bilmiyor olma ihtimali var mı?