Giriş
Efendim öncelikle kendimi tanıtayım. Ben Twitter fenomeniyim... Aslen Vine fenomeniyim ama Twitter’da çok daha güçlüyüm. Bilmem kaç yüz bin takipçim var. Bir tivit atıyorum şu kadar kişi ritivit ediyor...
Sanatçıların, siyasetçilerin ödü patlıyor benden. Şuna şöyle laf çaktım, buna böyle taşı gediğine oturttum...
Bilirsiniz mutlaka o meşhur falanca tivit bana ait...
[[HAFTAYA]]
POSTA’nın Yayın Yönetmeni Rıfat Ababay’ın odasında şahit olduğum bir iş görüşmesiydi... Bu cümleyle başlayıp, Ababay’ın şu sorusuyla devam ediyordu:
- Peki, evladım ne iş yaparsın?
- Dedim ya efendim fenomenim ben.
- Yok onu anladık, gerçek hayatta ne iş yaparsın?
Karnını nasıl doyuruyorsun?
Moral bozucu bir sessizliğin ardından cevap geldi:
- Virallerden filan geliyor bir şeyler ama öyle bakarsanız işsizim tabi.
- Nasıl bakarsak işlisin?
Çocuğum ona buna laf çakana kadar önce bir iş bulsana kendine!
- Çok fazla vaktim olmuyor takipçi sayımı arttırmak için günün büyük bir kısmını sosyalde geçirmek zorunda kalıyorum.
- Sosyal?
- Tivitır, vine, feysbuk filan işte...
İnanın bazen öyle zaman oluyor ki yemek yemeyi unutuyorum.
- Peki bizden ne istiyorsun?
- Gazetecilik için uygun olduğumu düşünüyorum... o yüzden geldim size?
- “Dışarı çıkmıyorum” diyorsun. Dışarı çıkmadan, insanlarla konuşmadan nasıl gazetecilik yapacaksın?
Sessizlik....
Bu işten para ve göreceli şöhret kazanırken hayatı fena halde ıskalağından bihaber, bütün gün evde donla bilgisayar karşısında oturup sosyalleştiğini zanneden kafası fena halde karışık bir nesil var. Anasının babasının koyduğu ismi bırakıp Twitter’daki isimler ve karakterlerle yaşıyorlar. Referanslara bakar mısın? “Bununla ilgili benim de şöyle bir tivitim var...”
“Arayıp rica ettiler ne olur sil o tivitini diye...”
“O konuda var ya yemin ederim az kalsın ben de tivit atıyordum, zor tuttum kendimi...”
İsminin altında Twitter fenomeni dışında hiçbir şey yazmayan bir delikanlı bir üniversitede katıldığı panelde şöyle bir laf ediyor: “Ülkemizin dış ilişkilerini zora sokacak şeyler yazmam tabi...” Mahalle bakkalında bile hükmü olamayan bu kardeşimi tivit atarak diplomatik kriz çıkarabileceğine inandıran ne acaba?
Büyük Usta Yaşar Kemal’e Allah’tan şifa dilerken Fransız Konsolosluğu’ndaki bir davette kendisinden duyduğum bir söz geldi aklıma... “Twitter’daki takipçiniz kadar değil sokakta aldığınız selam kadar adamsınız.” Twitter’a koyarsanız kaç RT alır bilmem ama aklınıza koyabilirseniz işinize yarayacağı kesin. o yüzden kesin bilgi, yayalım...
RT ltfn.
