Türkiye nüfusunun yüzde 30’u çocuk. Bu çocukların 900 bini “çocuk işçi.” Doğacak her 3 çocuğun ikisi çocuk işçi olmaya aday. Her yıl 34 çocuk iş kazalarında can veriyor.
Devletin resmi rakamlarına göre Türkiye’de 16 milyon yoksul var. Bunların yarısı çocuk.
OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğu, bebek ölümleri ve çocuğa sağlık-sosyal yardım harcamalarında en kötü durumda ülkeyiz.
Türkiye’de adliyelerin bir yılda gördüğü çocuklara yönelik cinsel taciz davası sayısı 40 bini buluyor.
Adli Tıp Kurumu’na her ay bine yakın çocuk cinsel istismar vakası geliyor.
Ağrı’da, Muş’ta her 2 kızdan biri hâlâ okula gönderilmiyor. Son 5 yılda Türkiye’de 232 bin kız zorla evlendirilerek “çocuk gelin” yapıldı.
Son 5 yılda suça sürüklenen çocuk sayısı 300 bini aştı. 2014 verilerine göre 2 bin 374 çocuk cezaevinde.
Pırlantadan vergi alınmayan, asitli içecekten yüzde 8 vergi alınan ülkemizde oyuncaktan yüzde 18 vergi alınıyor. Ve devletin çocuğa bakışını sanırım en güzel bu özetliyor.
En son Nusaybin’de güvenlik güçlerini taşıyan konvoya ateş açılması sonucu sokakta oyun oynayan 12 yaşında Muğdat Ay isimli çocuk öldü.
Sadece son 1 yılda patlayan bombalar, seken kurşunlar sonucu 40’dan fazla çocuk hayatını kaybetti.
Evet, o hepimizin ezbere bildiği şiirde söylendiği gibi “Bugün 23 Nisan...”
Gel gör ki, ülkemde çocukların haline bakınca bırak neşe dolmayı yerin dibine giriyor insan.