Parti için disiplin

Türkiye siyasetine özgü ve demokrasiyle uzaktan yakından bir alakası olmadığı halde bütün partilerin tüzüklerinde yer alan bir kavram var: Parti içi disiplin.
* * *
Ne demek parti içi disiplin?
Ortaokul öğrencisi mi bunlar?
Ne söyleyeceğini nasıl davranacağını size mi soracaklar?
Partinin politikaları ile uyumlu olmak mıdır disiplin?
* * *
Yıllardır genel başkanların, parti yönetimlerinin istemedikleri adamlardan, beğenmedikleri fikirlerden kurtulmak için kullandıkları bu ‘Parti İçi Disiplin’ kavramı en son CHP’de Süheyl Batum’u yedi.

[[HAFTAYA]]

Türkiye’nin en parlak sosyal demokrat aydınlarından biri olan Anayasa Profesörü Süheyl Batum ‘Parti İçi Disiplin’i bozduğu gerekçesiyle CHP’den ihraç edildi.
Ne yaptı Batum?
CHP’nin disiplin kurulan sevk ederken yaptığı resmi açıklamadan okuyalım:
“...partiyi kamuoyu önünde doğrudan tartışmaya açtığı ve parti bütünlüğünü sarsan tutum içine girdiği...”
* * *
Anlamadım!
Batum, partiyi kamuoyu önünde doğrudan tartışmaya açmak yerine
- CHP’nin geçmişte alışık olduğu gibikapalı kapılar ardından kulis yaparak yönetimi devirmeye mi çalışmalıydı?
‘Partinin bütünlüğünü sarsmak’ ne ayrıca?
Batum, silahlı örgüt kurup parti yöneticilerine suikast mi düzenledi?
Siyasi partiler ordu değildir.
Futbol takımı da değildir.
‘Parti bütünlüğü’ ne demek ya da ne işe yarar bilmiyorum, ama farklı fikirlerin, eleştirinin yükselmesi o siyasi hareketin değerini artırır, düşürmez.
* * *
Kendisine sosyal demokrat diyen bir siyasi partinin bu tahammülsüzlüğüne söylenecek tek bir söz var: Yazık.
İsmail Dümbüllü diyor ki, “Demokrasinin yaşlısı makbul.
Bizimki gibi genç olunca herkes ırzına geçmeye çalışıyor.”
Mevzu demokrasi olunca...
Al iktidarı, vur muhalefete!