Reza yakalanmadı teslim oldu

Dünyada İran’a yönelik ambargonun bayraktarlığını Amerika yaptı, yapmaya da devam ediyor. Amerikan devletinin bu konudaki “hassasiyetini” bilmeyen yok. Öyle ki Amerika, uluslararası kamuoyunun gözü önünde ambargoyu delen bankalara son 5 yılda 60 milyar dolardan fazla ceza kesti.

Hal böyleyken Türkiye ve dünyadaki en büyük “şöhreti” İran’a yönelik ambargoyu delen adam olan Reza Zarrab bir sabah uyanıp eşi ve çocuğuyla Amerika’ya gezmeye gitmeye karar veriyor.

★

Yahu siz bizi salak mı sanıyorsunuz? Bunu kim yer?

★

Reza denen sahtekarın ortağı olduğunu itiraf eden Babek Zencani İran’da idama mahkum edildi.

Zarrab da biliyor ki; bir şekilde İran’ın eline düşerse kendisinin de akıbeti farklı olmayacaktı. Amerika’da kendisini bekleyen son da İran’dan farklı değil.

Dolayısıyla önünde iki seçenek vardı; ya günün birinde İran’a veya Amerika’ya paketlenmeyi beklemek ya da Amerika’ya “sığınıp”, bir şekilde itirafçı olup yırtmanın yolunu bulmak. Reza’nın karakterine en uygun olanı ikinci seçenekti. O da bunu seçti.

★

İran’a yönelik ambargoyu delen bir adamın dünyada gidebileceği birçok ülke var ama gitmemesi gereken tek bir ülke var: Amerika.

Reza Zarrab’ın Amerika’ya gitmesi için ya geri zekâlı ya da Amerika’yla anlaşmış olması gerekir.

Reza denen rüşvetçi sahtekarın Amerika’ya gidişi başından sonuna kadar planlanmış bir operasyondur. Bir kumpastır.

Dolayısıyla tanık sandalyesinde oturan sahtekara bakıp yanılmayın, Amerika’da bir mahkeme, bir yargılama seyretmiyoruz. Her safhası, her ifadesi, sözüm ona her delili önceden hazırlanmış bir operasyon seyrediyoruz.

Ve haberiniz olsun: Sanık sandalyesinden Reza’yı kaldırıp yerine oturttukları da Türkiye’den başkası değil.