Selçuk Şirin Hoca’yı tanımayan yok. Hoca eğitim alanında Türkiye’nin dünyada gururu. Selçuk Hoca ile birlikte Kafa Çocuk ve Bilim Dergisi’ni birlikte yapıyoruz. Geçenlerde Selçuk Hoca ile konuşurken bir araştırmanın çok can yakıcı sonucunu öğrendim:
“Türkiye’de her üç kişiden ikisi okuduğunu anlamıyor.” Bu korkunç bir rakam! Hayatın her alanında bu okuduğunu anlamama halinin yansımalarını görüyoruz.
Ama her üç kişiden ikisi ne demektir arkadaş??? Selçuk Şirin bunun en büyük sebebinin çocuklara erken yaşta kitap okuma alışkanlığının aileler tarafından verilmemesi olduğunu söylüyor. Çocuklarının eline bir iPhone, iPad verip zombiye çeviren aileler Allah aşkına Selçuk Şirin’in sesine kulak verin. Çocuklarınızın elinden alın o makineleri! Canınızı sıkacak bir istatistik de ben vereyim: Türkiye’de 8 kişi 1 kitap okuyor, Fransa’da 1 kişi 14, Japonya’da 1 kişi 22 kitap okuyor.
YETER ARTIK YİNE NE ERKEN SEÇİMİ!
Birileri yine Türkiye’nin gündemine erken seçim tartışmalarını sokmak istiyor. Dün Devlet Bahçeli erken seçime karşı olduklarını söylemiş. Bahçeli haklı. Arkadaş ne erken seçimi? Bu nasıl iştir artık neredeyse her yıl bir seçim yapılır oldu Türkiye’de! Sandık demokrasinin gereğidir tamam ama bunun adı artık saçmalamaktan başka bir şey değil. Bir ülkede her yıl, iki yılda bir seçim mi yapılır?
Ayrıca her seçim milyarlarca lira demek. Bunun bir kuralı, kanunu var. Yeniden seçim yapmaya gerek duyacak ne oldu da seçime gideceğiz ayrıca? Ayıptır yahu. Nedir bu böyle canı sıkılan erken seçim çağrısı yapıyor!
VATANDAŞI AİLESİNİN FERDİ GİBİ GÖREN POLİSLERE ALKIŞ!
Diyarbakır’da bir meydanda görev yapan trafik polisleri direksiyon başında bir sürücünün fenalaştığını fark ediyorlar. Anında müdahale ediyorlar. O anlar kameralara yansıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya rica ediyorum lütfen o videoyu bulun ve seyredin. İşini yaparken vatandaşı kendi ailesinin ferdi gibi gören bu polisleri ödüllendirin. Ödüllendirin ki sayıları daha da artsın.
BAŞKALARININ HAYATLARINA ODAKLANMAK...
Bir arkadaşım şahane bir alıntı gönderdi: “Başkalarının hayatlarına odaklanmaktan kendi hayatını yaşayamamak... Geri kalmaya mahkum toplulukların bir hastalığıdır bu...” Ne kadar Türkiye’yi anlatan bir tespit öyle değil mi?