Başta PKK, FETÖ ve DEAŞ olmak üzere ne kadar terör örgütü varsa hepsiyle mücadele kendisine bu ülkenin vatandaşı diyen herkesin ortak ve milli meselesidir. Hele ki 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra gördük ki bizim bizden başka dostumuz yok.
Hal böyleyken biz bir olmak, diri olmak zorundayız. Aylardır bunu yazıyorum. Vatanımızı tehdit eden bu terör koalisyonu dağılana kadar milletimizin bu mücadelede devletin arkasında saf tutması şart. Bu kenetlenmeyi besleyen en büyük damar ise Yenikapı ruhu.
★
Allah aşkına söyler misiniz hal böyleyken; YÖN FM’i, Hayatın Sesi TV’yi, İMC TV’yi kapatmanın mantığı nedir?
Gazetecilik mesleğini terör örgütü propagandasına çeviren, haberciliği-yayıncılığı terör örgütlerinin yönlendirmesiyle yapan tipler varsa bunları tespit eder gerekli cezayı verirsin. Ama topyekun bir kanalı, bir radyoyu ya da bir gazeteyi kapatmak nedir? “Suç bireyseldir” demiyor muyuz hep?
Kimse kanunlarda azade değil. Patronuysa patronuna, programcısıysa programcısına... Hukuka aykırı bir iş yapılıyorsa yasalar çerçevesinde hesabını bizzat o suçu işleyene sorarsın.
Topyekun bir kurumu cezalandırmak kapısına kilit vurarak, televizyon-gazete kapatmak olacak iş mi? Kaldı ki devletin vazifesi yaşla kuruyu ayırmaktır. Işıkçısından makyajcısına, yönetmeninden çaycısına bir kurumun bütün çalışanlarına toptan terörist muamelesi yapıp, işsiz bırakmak değil.
★
Zor bir dönemden geçiyoruz... Karşımızda bir terör koalisyonu ve arkalarında kim bilir kaç devlet var? 15 Temmuz gecesi işbirlikçi hainlerle birlikte karşımıza tankla, uçakla çıktılar, eğilmedik.
Şimdi çok daha iyi biliyor ki; biz yekvücutken; iriyken, diriyken yıkılmayız artık. Tek umutları kaldı: Bizi bize düşman etmek. Bölmek. Ayrıştırmak. Ne olur ekmeklerine yağ sürmeyin!
05 Ekim 2016, Çarşamba 16:00
Haberin Devamı