Mehmet Müezzinoğlu: Onu ilk tanıdığımda AK Parti’nin İstanbul İl Başkanı’ydı. Parti içinde Erdoğan’dan sonra en etkili isim olarak gösteriliyordu. İstanbul her seçimde AK Parti’nin göğsünü kabartırken başarının altında onun imzası yatıyordu. Müezzinoğlu müthiş bir teşkilat adamıdır. Siyaseti çok iyi bilir. İstanbul İl Başkanlığı’ndan milletvekilliğine geçtiğinde herkes “Kesin bakan olacak” diyordu. Ama olmadı...Başbakan onu yine parti içinde yönetici olarak kullandı, MKYK’ya girdi. Son seçimlerde Edirne gibi zor bir yerden seçildi. Müezzinoğlu, Erdoğan’ın en eski yol arkadaşlarından biridir. Başbakan ona ‘doktor’ diye hitap eder. Sağlık teşkilatının iyi tanıdığı ve sevdiği biridir. Kavgadan ve çatışmadan uzak durur. Sakin ve uzlaşmacı bir üslubu vardır.
* [[HAFTAYA]]
Muammer Güler: Bana sorarsanız İstanbul’un gelmiş geçmiş en meşhur valisi... Müthiş sempatik bir adamdır. Espritüeldir. Hazır cevaptır. Nazik bir üslupla öyle bir cevap verir ki gole giderken gol yersiniz! Bir keresinde kendisine “Neden bu kadar hızlı konuşuyorsunuz? Aceleniz mi var?” diye sormuştum. “Acelem var tabi kardeşim ben İstanbul’un valisiyim benim için vakit çok önemli, her dakikam kıymetli... Lafa ayıracak çok zamanım yok” demişti. Siyasete uzun süre görev yaptığı Gaziantep’ten ya da İstanbul’dan girmeyi bekliyordu. Başbakan sürpriz yaptı: Mardin’den aday oldu. Çok çalıştı ve zor bir seçim kazandı. “Kesin bakan olur” deniyordu. Olmadı. Emniyet teşkilatı başta olmak üzere İçişleri’nde çok sevilen biridir. Devletçi gelenekten gelmiş olmasına rağmen İstanbul’da bürokrasiyi yıkıp yeni ve farklı işler yapmak adına çok çaba sarf etti.
*
Ömer Çelik: Türk siyasetinde Ortadoğu’yu en iyi bilen 3 kişi sayın deseler Ömer Çelik’i mutlaka sayarım. Son AK Parti kongresinde de gördük ki Çelik, Ortadoğu’da özellikle kanaat önderleri bağlamında müthiş bir ağ kurmuş. Bu ağ süreç içinde Türkiye’nin çok işine yaradı. Çelik benim gözümde Türkiye’nin Davutoğlu’ndan sonraki dışişleri bakanıydı. Çok da yakışırdı. Genç ve yetenekli bir adam. Çok iyi ve etkili konuşuyor. Dış görünüşüne çok dikkat ediyor. Farklı bir tarzı var. Ömer Çelik’i tanıyıp da sevmeyen birine daha rastlamadım. Gerektiğinde özeleştiri de yapabilen samimi bir üslubu var.
*
Nabi Avcı: Nabi Avcı ya da herkesin bildiği şekliyle Nabi Hoca... Hoca ile tanışıklığım iletişim alanında yazılmış en iyi 10 eserden biri olarak kabul edilen kitabı Enformatik Cehalet sayesinde olmuştu. “Nereden bulacağım bu kitabı hiçbir yerde yok?” diye sitem ederek aramıştım. Nabi Hoca, her zamanki nezaketiyle aynı gün kitabın elektronik kopyasını göndermişti. Bu arada ‘malumat’ sahibi olmakla ‘bilgi’ sahibi olmak arasındaki farkı anlatan müthiş bir kitaptır Enformatik Cehalet... Okumayanlarınız varsa ne yapın edin okuyun! Nabi Avcı’yı anlatmak için çok uzun cümleler kurmayacağım. Tek bir diyeceğim var: Bu ülkede milli eğitim bakanı olabilecek en iyi adam milli eğitim bakanı oldu. Sonunda...
27 Ocak 2013, Pazar 04:00
Haberin Devamı