Futbol teröründen yakın zamanda vahşice etkilenen hakem Halil Umut Meler. Sahada futbolcular iyi niyetli, vur-kır yok. Fenerbahçe Fred’in nefis golüyle öne geçiyor, sonra tribünler başlıyor hareketlenmeye. Ufak ufak pet şişeler meşaleler atılıyor. Fred skoru 2-0 yaptıktan sonra şişe, para, meşale ne varsa yağıyor... İsmail Kartal bir maddeyle yaralanıyor, maç maç olmaktan çıkıyor.
Hem futbolcular hem de yardımcı hakemler ‘Acaba ne zaman kafama bir şey gelecek?’ diye oyuna konsantre olamıyor. Burada anında devreye girmesi ve radikal karar vermesi gereken Meler. Ancak maçı oynatma çabası karşılık görmüyor. Fenerbahçe ceza sahası içinde meşale yanarken Trabzon atak geliştiriyor, sonrasında frikikten Bardhi nefis bir golle ateş içinde olan sahada takım arkadaşlarını da ateşliyor. 2-2’den sonra tribünler durulur gibi oluyor ancak Batshuayi’nin golü sonrası yine madde yağmuru ve atılan parayla Livakovic’in çenesi yarılıyor. Bu mu futbol? Bırakın Allah aşkına...
Yazının sonuna geldik, kim ne oynadı anlatamadık maalesef. Özet geçersek maça sezon başındaki gibi baskıyla başlayan Fener, sonrasında gereksiz yere çekiliyor. Kartal ‘Baskılı oyuna devam’ dese, Fener yüklense farkı daha da açacak. Livakovic yine uzaktan gol yeme hastalığında. Djiku’nun gereksiz hamlesi penaltıyı getiriyor. Fener’in en büyük derdi bu zaten. Sakin kalıp, baskıyı kursa çok rahat kazanacağı maçı, stres yüklü bitirdi yine. Kartal, buna çare bulduğu an Fenerbahçe belki de tarihinin en anlamlı şampiyonluğunu kazanacak.