Sezon başındaki tempo, uzun bir aradan sonra yeniden Kadıköy’deydi. Maç öncesi İsmail Kartal’ın futbolcuları ortada toplayıp yaptığı konuşma (amatör takımlarda görülse bile), tribünlerin coşkusu, futbolcuları ateşledi. Hırs, hız, mücadele beklentileri karşıladı. Üst üste ataklar ve sonucunda pozisyonlar buldu Fenerbahçe. Kayserispor kalecisi Bilal, daha ilk yarıda farkın büyümesine engel olan isimdi. Becao, Djiku, Çağlar, Oosterwolde, Ferdi, Fred, Batshuayi müthiş hırslarıyla dikkat çekti. Özellikle Oosterwolde...
Çok ciddi sakatlık sonrası dönüşü müthiş oldu. Helal olsun. Cengiz Ünder bile bu tempoya ayak uydurmak için çabaladı. Her ne kadar skora etkisi olmasa da. Kaleci Livakovic de bir iki pozisyonda net kurtarışlarıyla arkadaşlarının hırsına ortak oldu. Oyunun ikinci yarısında ‘istifa’ sesleri yükselse de Fenerbahçe ritmini bozmadı ve net bir galibiyetle sahadan ayrılıp, mucizeyi kovalamaya devam etti. Yazının sonunda Fener adına can alıcı soruyu soralım. Bu tempoyu özellikle ligin ikinci yarısının birçok haftasında neden yapamadı Fenerbahçe? Yapsaydı, şimdi en azından Galatasaray’ın sahasına şampiyonluğun en büyük favorisi olarak giderdi. Galatasaray’ın son dakika golüyle kazanıp 6 puan farkı koruması futbolcular üzerinde nasıl bir baskı oluşturur haftaya oynanacak derbide göreceğiz.