Daha önceki yorumlarımın birinde Mourinho için ‘Büyük fotoğrafa bakıyor’ demiş ve bunu doğru bulmuştum. Ancak Galatasaray maçlarını mutlaka ayrı bir yere koymalıydı. Haftalar geçtikçe Türkiye’nin gerçeklerini öğrenmeye başladığını söylemişti, ancak Galatasaray maçlarının ne anlama geldiğini öğrenememiş. Hele kaybettiğinde daha 6’ncı haftada ezeli rakibiyle puan farkının 5’e çıkacağını ve bunun moral motivasyon olarak camiayı sıkıntıya sokacağını kimse söylememiş. Büyük fotoğrafa bakmasına hala karşı değilim. Ancak bu olmadı. Takım derbiye hiç hazırlanmamış. Mourinho’nun klasiği ‘önce güvenlik’ de bu maçta yerle bir oldu. Torreira’nın biraz da şansla attığı müthiş gol Kadıköy’ü sessizliğe boğdu. Tribünler de derbiye iyi organize olamamış. Birkaç grubun cılız tezahüratları takımı canlandırmaya yetmedi. Bekler Mert ve Oosterwolde, stopherler Çağlar ve Djiku yokları oynadı. Böyle olunca Galatasaray bazen öyle rahat pozisyonlar buldu ki, Fener ceza sahasında cirit attı. İsmail Yüksek’in dev maçlardaki çaresizliği yine ortaya çıktı. Fred etkisizdi. Szymanski’nin pres hamleleri yetersiz kaldı. Tadic sahada gezindi durdu. Sadece Maximin rakip adına tehlike oluşturan futbolcuydu, o da bir yere kadar. Galatasaray bu maçta Mourinho’nun önüne takımın bütün foyalarını ortaya koydu. 3-1’lik net galibiyeti hak ettiler. Daha sezonun başı, enseyi karartmaya gerek yok. Ancak bu derbi özelinde çok önemli dersler de mutlaka çıkarılmalı.
22 Eylül 2024, Pazar 07:00
Haberin Devamı