Sevgili dünlük, bugün bayramın son günü. İtiraf etmeliyim ki bayram sabahları ben, 6 yaşında bir kız çocuğu olarak uyanıyorum. İşim, yaşım, sorumluluklarım, hayatın zorlukları, ödemeler, gelecek planları filan bir anda yok oluyor. En güzel giysilerimi giyip, en sevdiklerimle en güzel bayram kahvaltısını yapmak için kalbim kuş gibi çırpınıyor. Uyanır uyanmaz kafamın içinde Barış Manço’nun; “Bugün bayram/Erken kalkın çocuklar/Giyelim en güzel giysileri/Elimizde taze kır çiçekleri/Üzmeyelim bugün annemizi” şarkısı çalmaya başlıyor.
Ve bayram sabahı yapmayı en sevdiğim şey, fırına gitmek sanırım. Mis kokulu gevrek, çıtır çıtır boyoz ve sucuklu yumurtaya banılmak üzere sıcak ekmek alırım. Elim kolum yana yana götürürüm eve. Elimdekileri görenin yüzünde güller açar. Biri çayları doldurur, biri ekmekleri keser, biri de “Hadi herkes sofraya otursun”cudur. En nihayet masada buluşulur. Geçmiş yılların bayramlarında yaşanan komik olaylar gelir akla, sonra ikinci çaylarla beraber kaybettiklerimiz anılır. Gözler nemliyken biri bir şaka patlatır, yeniden aydınlanır yüzler. Bayram böyledir, ailenin birbirini ne kadar çok sevdiğini hatırlaması için bir vesiledir.
Ben her bayram sabahı 6 yaşında bir kız çocuğu olurum. Rengarenk şekerlerden bir avuç alıp cebime atarım. Günler geçer, bayram biter ama elimi cebime her attığımda, ağzımızın tadı gelir aklıma, şükrederim...
BAYRAM SOFRASI
Her ailenin bayram sofrası klasiği başkadır. Rahmetli anneannem etli nohut, tereyağlı tel şehriyeli pilav, börek, zeytinyağlı yaprak sarması, domates salatası yapardı. Onu kaybettikten sonra da bu ritüelden çok
uzaklaşmamaya çalıştık. Kalabalık ailelerde her bir eve bir görev verilmesi çok keyifli oluyor bence. Diğer yandan bayramda en çok beklenen de tabi ki tatlı! Bizim evde ve yaygın olarak Ege’de bayram tatlısı bol cevizli kalburabastıdır.
HAFTA SONU NEREYE GİDELİM?
Son 15 gündür en çok aldığım soru bu galiba. “Bayramda bir yere gidilir mi?” Aslında bu tam olarak ne yapmak istediğiniz ve ne kadar mücadele motivasyonunuz olduğu ile ilgili. Bayram, pek çok insan için neredeyse tek tatil fırsatı oluyor. Böylece yollarda başlayan trafik, neredeyse herkesin aynı anda bir yerlere gitmeye çalışması, biraz yıpratıcı olabiliyor. Oteller, plaj işletmeleri, milli parklar ve daha pek çok yer kalabalık olacaktır. Bunun üstüne düşünmeye bile gerek yok. Peki ne yapmak lazım? Önerim, yine keşif yönünde olacaktır. İzmir ve çevresinde hala keşfedilmiş ya da en azından ismi ‘Google’a yazılınca çıkmayan koylar var. Bunların pek çoğunda; yol, işletme, duş ve tuvalet yok. Doğal güzelliği de tam olarak buradan geliyor. Size nokta nokta söyleyemem ama Foça, Dikili, Çandarlı, Özdere, Kuşadası, Çeşme, Karaburun ve Urla’da keyif yapabileceğiniz nefis yerler var. Buraları en favori koylar hali ile listeliyorum;
* Foça-İngiliz Burnu
* Dikili-Küçük Zindancık
* Çandarlı-Kaleönü Plajı
* Özdere-Maydanoz koyu
* Kuşadası-Yılancı Burnu
* Çeşme-Kocakarı Plajı
* Karaburun-Eğriliman
* Urla-Bodrum koyu