Giriş
Tatile gitmeden önce valizime iki küçük yağ şişesi atarım. Biri sarı kantaron yağı, diğeri de lavanta yağı.Her derde devadır bu iki yağ. Bana göre çocuklu ailelerin de kurtarıcısıdır. Bu sezonun ilk tatilinde de yanımdan eksik etmedim. İyi de yapmışım, çünkü bu doğal şifa kaynaklarına yine ihtiyaç duyduk. Her ne kadar çocuklara güneş koruyucu kremler sürüp, onları güneşin en keskin saatlerinde dışarı çıkarmasak da güneşten etkilenmelerini engelleyemedik.
Özellikle açık renk tenli olan Derin, tam bir domates kıvamına geldi. Sarı kantaron yağının hem ufak tefek çiziklere, hem de güneş yanığına iyi geldiğini bildiğimden, kızaran narin cildine biraz bu yağdan sürdüm. Bu yağın mucizevisonuçları beni her defasında şaşırtmıştır. Kumda oynarlarken sürtünmeden kaynaklı ciltlerindeki ufak tahrişlere de, güneşten kaynaklanan hafif yanıklara da çok iyi geldi bizim sarı kantaron yağımız. Sinek, böcek, arı sokmalarına karşı da, lavanta yağı çok etkili oluyor sevgili anneler.
Ayrıca baş ağrısına, güneş yanığına ve buna bağlı hafif ateşte de yine lavanta yağını tavsiye ederim. Çocuklarda gün içinde 3-4 damlayı geçmeden, çok yoğun olarak sürmeden durumu kurtarabilirsiniz. Bir minik tüyo daha; limon otu yağı, biberiye yağı, nane yağı ve citronella yağını bir şişede karıştırıp vücudunuza sürerseniz, sivrisineklerden en doğal yollarla kurtulmuş olursunuz. Bu küçük mucize yağları tatil çantanızdan hiç eksik etmeyin derim.
Çocukları televizyon ile oyalamadan önce bir kez daha düşünün!
Çocukları oyalamanın en kolay yolunun tablet bilgisayar ya da televizyon olduğunu ben de biliyorum. Gelin görün ki, çocukların gelişimindeki baş düşmanlardan biri de maalesef bunlardır. Yapılan araştırmalarda çocuğun el göz koordinasyonunu olumsuz etkilediği yıllardır söyleniyor. Bakmayın arada çıkan olumlu haberlere, bana göre göz boyamak ve teknolojiyle barış sağlamak için yapılan haberlerden başka bir şey değil.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Kurt, “Son dönemde teknolojinin de gelişmesiyle çocuklar bilgisayar ya da televizyonla 8-10 saat kalkmadan vakit geçiriyor. Bunlar çocuklara kontrolsüzce verilen vizyoner uyaranlar. Bu nöbet potansiyeli olan çocuklar için ciddi bir risk faktörü. Sağlıklı bir çocuğun da nöbet geçirme ihtimali var. Böyle bir durumda sağlıklı bir çocuk bile epilepsi nöbeti geçirebilir. Beynin gelişiminin tamamlandığı dönemler ilk 5 yıldır. 5 yaşına kadar çocukları cep telefonundan uzak tutun” diyor. Tüm bu olumsuz haberlere rağmen çocuğunuzu ekran başından alamıyorsanız, en azından bir limit koymanızı öneririm.
Benden iki tane lazım
Kızlarım doğduğundan beri neredeyse bir ahtapot gibiyim. Vücudumdaki tüm uzuvları aynı anda kullanabiliyor ve 3 işi birden halledebiliyorum. İlk yıllar aynı anda anne kucağı krizleri yaşardık ve ben her ikisini de yüklenir, evin içinde tura başlardım. Evin içinde eşim bana yardım etmek için birini almak istese de, anne kucağı pek kıymetli olur, asla paylaşılamazdı. O zamanlar 4 kolum ve 4 bacağım olsun isterdim haliyle. Ara sıra ufak krizlerde yine paylaşılamasam da, zaman geçtikçe isteklerini dile getirmeye ve birçok işi kendileri halletmeye başladılar ve bu sorunumuz da ortadan kalktı.
Ama okulların kapanmasıyla birlikte, unuttuğumuz bu problem bir anda hortlayıverdi.
Mavi: Derin sol tarafına yatmış, ben de oraya yatmak istiyorum!
Ben: Maviciğim sen de sağ tarafıma yat.
Mavi: Hayır ben de sola yatacağım!
Ben: Peki, Derinciğim sen sağıma geç de kardeşin yatsın.
Derin: Hayır ilk önce ben yattım bu tarafa! Ya da...
Derin: Hep Mavi’yi kucağına alıyorsun, beni de al!
Ben: Derinciğim daha 5 dakika önce sen kucağımdaydın unuttun mu?
Bu muhteşem diyaloglar her gün tekrarlanmaya başlayınca, inceden sinir uçlarınızda bir elektriklenme de başlıyor doğal olarak. Okulların kapanmasıyla birlikte anne düşkünlüğünün bu boyuta gelmesi, özellikle ailece çıktığımız tatilde beni epey yordu. Yaz sonuna kadar sinirlerim yıpranmadan bu işe bir formül bulmalıyım, yoksa bu eve benden bir tane daha lazım.
Hayat kurtaran oyuncaklar
Uçakta deli gibi ağlayan bir çocuk ve onu oyalamayı beceremeyen anne babalar size de denk gelmiştir. Her türlü terslenme ihtimaline karşı, böyle durumlarda çok müdahale etmişliğim vardır. Çocuk dediğin, ilgisini dağıtacak herhangi bir şeyle anında oyalanabilir aslında. Çocuğu olan her anne babanın da özellikle seyahatlerde, çocuğunu oyalayacak minimum 2 oyuncak alması gerekir yanına bana göre.
Tatile giderken ister uçak yolculuğu olsun, ister araba, yanınıza alacağınız boyama kitapları hayatınızı kurtarır. Geçen hafta arabayla çıktık tatile. Arabalı feribotlarda, çocukların eğlenebileceği küçük bir alan vardır. Biraz olsun enerjilerini atsınlar, 2-2.5 saat süren deniz yolculuğunda sıkılmasınlar diye bu alana çocuklar için bir de televizyon koymuşlar. Şahane! Neyse ki televizyon yukarıda ve sesi de kısık.
Çocuklar televizyonu görmüyorlar bile. Ama çocuk dediğimiz cinsin oyalanma süresi yarım saat, bilemediniz 45 dakika olunca, 2-2.5 saatlik yolculuktaki oyun alanı onlara yetmemeye başlıyor. Bir süre sonra ağlamalar, krizler, kendi aralarında kavgalar kaçınılmaz oluyor. Başımıza bunların gelebileceğini bildiğimden, yanımıza boyama kitapları, renkli kalemler ve oyun hamurları aldım. Sırt çantasında acil durumlarda çıkarılacak oyuncaklar, bir süre sonra feribottaki neredeyse tüm çocukları susturmuştu.
İkişerli gruplar halinde bizim kızların yanına gelen çocuklar, kendi sayfalarını boyayıp sırayı yeni gelenlere bırakıyorlardı. Yerlere uzanıp doya doya resim yaptılar. Bazen evde çocuğunuzun önüne koyduğunuzda yüzüne bakmayacağı oyuncaklar, başka çocukların oynadığını gördüğünde kıymete biner ya, işte feribottaki durum da aynen böyleydi. Üç beş tane boya kalemi o kadar kıymetli oldu ki, sayfaları bitmesin diye beyaz alan bırakmadan boyayıp durdu çocuklar. Size nefes alacak vakit yaratmak istiyorsanız, mutlaka el becerilerini geliştiren oyuncaklar alın yanınıza.
(13.07.2014 tarihli ekten alınmıştır)
