Komedyen Şahan Gökbakar, beş ayda 28 kilo verdiğini ve bunu ketojenik diyet ile başardığını söyledi. Nesrin Cavadzade uzun süredir ketojenik besleniyor. Aslı Enver geçtiğimiz haftalarda ketojenik diyete başladı. Haliyle herkesi ketojenik diyet merakı sardı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu Dr. Can Çiftçi ‘Ketofasting’ adını verdiği kitabında tüm merakımızı giderdi. Çiftçi diyor ki: “Bu bir diyet değil bir beslenme şekli.”
Son zamanlarda herkesin dilinde ‘Ketojenik diyet’. Nasıl bir diyet türü?
Aslında bu bir diyet değil, bir beslenme şekli. Yağ ağırlıklı bir beslenme. Uygulanışı kişiye özeldir. Klasik yöntemde günlük 40 gramdan az karbonhidrat tüketimi esastır. Geriye kalan kalori ihtiyacını kişinin kilosuna göre sınırlı protein ve bol yağ ile tamamlıyoruz.
ŞAHAN GÖKBAKAR OBEZİTE SINIRINDAYDI
Popüler diyetleri hemen herkes uygulamaya çalışıyor. Ketojenik beslenme kimler için uygun?
Ketojenik beslenme tarihin ilk zamanlarından beri insanların farkında olmadan uyguladıkları bir sistem. Hatta Hipokrat’ın iki günlük açlık ile beraber kişileri fark etmeden tedavi ettiği yine bilinen bir gerçek. Son zamanlarda ise artan araştırmalarla beraber ketojenik diyet çok konuşulur hale geldi. Her ne kadar mucizevi etkileri olsa da ciddi yan etkilere sahip bir beslenmedir ve dikkatli uygulanmalıdır.
Şahan Gökbakar bu yöntemle beş ayda 28 kilo vermiş. Kısa zamanda bu kadar kilo vermek tehlikeli değil mi?
Şahan Bey morbid obezite sınırındaydı. Bu tip kişilerde tıbbi olarak kontrol dahilinde hızlı kilo vermeyi onaylıyoruz. Sanılanın aksine hızlı kilo vermek aşırı kilolu bireylerde ilk tercihimizdir. Zira o kiloda kaldığı her saniye ölüm riski artıyor. Ama sektör hastaları elinde tutabilmek için sürekli yavaş kilo vermeyi öneriyor. Ben ikinci ve üçüncü sınıf obez hastalarımda ayda 6-10 kilo arası vermeyi hedeeyerek ilk aylarda ölüm riskini düşürmeyi amaçlıyorum. Tabii bu yoğun takip gerektiriyor.
Kilo vermek zor ama almak çok kolay. Ketojenik beslenmenin kiloyu koruma süreci nasıl devam ediyor?
Kilo almanın kolay olmasının sebebi bireylerin bir beslenme tarzına sahip olmaması ve diyet bitiminde eski alışkanlıklarına geri dönmesi. Ketojenik beslenme daha kolay yaşam tarzı haline getirilebilir bir beslenme tarzı. O yüzden kilo koruma evresinde de uygulanabilir. Bu da kişinin kilo almasını zorlaştırır. Aynı zamanda insülin direncini yenme konusunda çok başarılı bir beslenme şekli. İnsülin direnci iyileşen bireyler kolay kilo almıyor.
Siz metabolizma yaşı diye bir şeyin olmadığını savunuyorsunuz. Peki neden bazılarımızın metabolizması hızlı, bazılarımızın değil?
Tartılarda hesaplanan yaş tamamen basit bir formülün çıktısından ibaret ve çok az değişkeni baz alıyor. Bu sebeple doğruyu yansıtmadığını düşünüyorum. Metabolizma hızı ise bambaşka bir konu. Bağırsaktaki bakteri çeşitliliğinden, insülin direncine yatkınlığa, mitokondri sağlığından, besin tercihine kadar birçok değişken var. Eğer metabolizma hızını tek bir değişkende ararsak hata yaparız.
SPOR AYRI ŞEY DİYET AYRI
Sporu ve diyeti bir arada nasıl yürütmeliyiz?
Öncelikle ‘Sporsuz diyet olmaz’ ya da ‘Diyetsiz spor olmaz’ krini kafadan çıkartmak lazım. Çünkü ikisini birleştirirseniz biri sekteye uğrayınca diğeri de uğrar. Uygulama konusunda da abartıya kaçmamak esas. Egzersiz ve diyeti aşırı boyutlara taşıyıp beraber yapmak kişinin zarar görmesine neden olabilir.
BEN DE ESKİ BİR OBEZİM
Her şey çabuk olsun isteyen bir milletiz, bu yüzden aşırı boyutlara taşıyabiliyoruz. Kilo verme yavaşlayınca sıkılıp tekrar alma evresine geçiyoruz...
Ben eski bir obezim ve üniversite döneminde 130 kilodan, 80 kiloya düştüm. Bunu yaparken sıkıldığım ve diyeti bıraktığım dönemler oldu. Ama hiçbir zaman eski alışkanlıklarıma dönmedim. Diyeti bıraksanız bile beslenme alışkanlıklarınızı bırakmayın. Günde 1400 kalori alıyorsanız diyete ara verdiğinizde 2000 kaloriye çıkın ama temiz beslenmeyi bırakmayın. Bu sayede bir süre sonra tekrar motive olup sürecinizi tamamlayacaksınız.
Kilo verme konusunda ümidini tamamen yitirmiş elinde cips paketiyle bizi okuyan birine ne söylerdiniz?
Umudunuzu yitirmeniz sandığınızın aksine güzel bir şey. Çünkü saf kilo verme amacı, temiz beslenme için yeterli motivasyonu oluşturmaz. Şöyle düşünün, yediğiniz o cips sizin erken ve acılı bir şekilde ölmenize sebep olacak. Çocuğunuzun düğününü göremeyecek, eşinizin yanında olamayacaksınız. Hâlâ o cipsi bitirmekte kararlı mısınız?
RUTİNİ OLMAYAN BİREY KİLO ALMAYA MAHKUMDUR
Hastalarınıza her görüşmenizde “Bunu mutlaka yapın” dediğiniz neler var?
Hastalarıma her zaman öncelikle kendilerine ait bir rutinleri olması gerektiği. Çünkü rutini olmayan birey kilo almaya mahkumdur. Şişman kişileri zayıfardan ayıran sanılanın aksine metabolizma hızı değil rutindir. Çünkü eğer dümeni olmayan bir gemiyseniz er geç bir kayaya çarpıp batarsınız!
MUCİZE BESİN YOKTUR, DUYGU SÖMÜRÜSÜ VARDIR
Her dönem bir yiyecek veya baharat popüler oluyor. Sizin mucize olarak gördüğünüz yiyecekler var mı?
Mucize yiyecek değil, kişilerin duygularını sömürü vardır. Herkes kolay yoldan zayıfamayı ya da hastalıklardan kurtulmayı amaçlıyor. Bunu bilen sektör ise kişilerin bu isteğini kullanarak ürünlerini popüler hale getirmeye çalışıyor. Avokado, hindistan cevizi yağı, yaban mersini, brezilya cevizi gibi besinleri daha çok diyete dahil ederek olumlu etki oluşturulabilir. Yani mucize besin yoktur, faydalı besin vardır.