● Kendinizi acımasızca eleştirseniz ne söylerdiniz?
“Ağlamanı anladık ama bu kadar çabuk ve çok… Niye ki?”
● Kendinizle sevgili olur muydunuz?
Kesinlikle, sanırım kendim gibi birini, kendimi aradığım için uzun süremedi hikayeler.
● Kıskanç mısınız?
Sevgi konusunda öyleydim. Törpülüyorum sürekli. Az kaldı ama bitmedi.
● Mutluluğun resmini çizseniz içinde kimler nasıl olurdu?
Ailemle eksiksiz halde birlikteyim, herkes kendisini iyi hissediyor, sahnede şarkı söylüyorum.
● Hayatınız bir film olsa hangi oyuncunun sizi oynamasını isterdiniz?
Hayatta olsaydı kesinlikle Heath Ledger. Joaquin Phoenix ve Ryan Gosling de olur.
● Kadın olsanız kendinizin en çok neyinden etkilenirdiniz?
Fiziksel olarak bakışlarımdan, diğer açıdan pratik ve çözüm odaklı halimden.
● Hiç terk edildiniz mi?
Terk edilmek mi, o ana denk gelen yol ayrımı mı bilemedim. Ama öyle hissettiğim oldu, evet.
● Bir sevgi uğruna yaptığınız en büyük fedakarlık neydi?
Gerçekten çok yaptım, yaparım da… Kulak zarı çökme sorunum vardı, asla uçağa binmemeliydim ama bindim.
● İnsanlara güncelleme gelse isteyeceğiniz ilk özellik ne olurdu?
Bir başkasını kolayca yargılayamamak.
ASIL HİKAYE 35 SONRASI BAŞLIYOR
● Bir kadının en güzel yaşı kaçtır?
Tribüne oynamadan söylüyorum, hayat ve kendi farkındalığı gelişmiş, frapan olmayan her kadın her yaşta güzel ama asıl hikaye 35 sonrası başlıyor. Bir takım lüzumsuz yük ve telaşların geride kalmasıyla, güzel gülebilmelerini de ekleyelim.
AŞKIN DİLİ OLSA “SANA BORÇLUYUM” DERDİ
● Aşkın dili olsaydı sizin için ne söylerdi?
“Şaka bir yana sen hakkımı verdin, sana borçluyum” derdi.
● Size söylenen en güzel söz neydi?
Çok var ama Nükhet Duru bir kere ‘paşa çorbası’ demişti hep aklıma geliyor, güzel tınlamıştı.
● Buradan birine seslenecek olsanız, kime ne derdiniz?
Benden hiç hoşlanmadığını söyleyen birine, “Bir kahve içimlik sürede farklı düşüneceksin” derim.
● En tuhaf karşılanacak takıntınız?
Otel odalarında yatağın yerleştirildiği yeri çok değiştirmişliğim var.
● Bir yetişkin olarak yaptığınız çocuksu şeyler var mı?
Denizdeysem genelde yetişkin gibi yüzüp çıkmıyorum, suyla ilişkim çocukça.
● Ölmüş ve ölmemiş dört kişilik bir sofra olsa kiminle oturmak isterdiniz?
Nietzsche, Einstein, Freud ve ben müthiş olurduk... Listem kalabalık benim. Ama Aşık Veysel’le de yan yana gelebilsem konuşacağım çok şey olurdu.
HÜLYA AVŞAR ÜZÜLÜNCE ÇOK AZ KİŞİ ONU TESELLİ EDEBİLİRMİŞ GİBİ...
● En güzel vücudu nasıl tarif edersiniz?
Kendisiyle barışık bir ruh ama barışığım diye de üzerine olur olmaz kıyafetler geçirmemiş.
● Türk starları arasında sizde en çok şefkat uyandıran isim? Neden?
Hülya Avşar... Üzüldüğü zaman çok az kişi onu teselli edebilirmiş gibi geliyor bana. Sanki o anlarda çok yalnız olacak hissi yaratır bende. O da bana şefkatli yaklaşır.
ÖNCE SEVMEK SONRA SEVİLMEK
● Zamanı geri alma şansınız olsa hangi zamana gitmek isterdiniz?
Sanırım çocukluğuma. Ama aynı hikayeleri yaşayıp bugüne geleceksek anda kalsak daha iyi.
● Size verilebilecek en güzel hediye nedir?
Çakma duygularla ve çıkar sebebi olmayan her şey. Ama en küçük şey de olsa kaliteli olsun.
● 100 yıl sonra uyansanız Google’da ilk neyi aratırdınız?
Yaşam biçiminin vardığı şekli ve kendimi aratırdım sanırım.
● Sevmek mi sevilmek mi?
Sevebilmek zengin bir ruhun işi. O yüzden ilk tercihim sevmek. Gücünüz varsa yapabiliyorsunuz... Sevilmek de ayrıcalıklı ve çok başka tabii.