Sanıyorsun ki hep bulunduğun köşede oturacak ve sana emredilen, dayatılan, layık görülen hayatı yaşayacaksın. Ama hayır, en azından denemen gerekmez mi? Döngüyü bir yerinden kırmayı, hayata özgür kanatlarınla karışmayı denemeye değmez mi? Ekonomik özgürlüğünü eline almak için, kendine ufak da olsa bir alan açabilmek için yapabileceklerin üzerine hiç düşündün mü? Destek alabileceğin kimse yok mu sahiden? Belki de vardır. Görmek için bak ve harekete geçmek için ayağa kalk. Bu özgürlük, sadece maddi imkanlara sahip olmak değil, aynı zamanda kendi ayakları üzerinde durmak, hayallerini kovalamak ve kendi kaderini çizmek demektir.
EKONOMİK ÖZGÜRLÜK YIKICI GÜÇ DEĞİL GÜVENCEDİR
Ekonomik güç, daha güçlü bir kadın demektir. Kadın pek çok toplumda olduğu gibi ve hatta bizim toplumumuzda biçilen rol itibarıyla daha da baskın biçimde, ailenin kalbidir. Toplumun yapıcı ayağı, derleyicisi kadındır. Ancak bu durum, kadının üretimden ayrı tutulması ve görevlerinin sabitlenmesi anlamına da gelebiliyor maalesef. Peki bu sadece maddi zorluklara mı yol açıyor dersiniz? Aynı zamanda özgüven eksikliği, şiddete maruz kalma riski ve hayallerinden vazgeçme gibi birçok olumsuz sonuçla karşı karşıya değil miyiz? Ekonomik özgürlüğe sahip bir kadın, kendi geçimini sağlayabilir, çocuklarına daha iyi bir gelecek sunabilir ve toplumda saygın bir yer edinebilir. Bu sayede, aile içi şiddete karşı daha dirençli hale gelir ve hayallerini gerçekleştirmek için cesaret bulur. Bizim toplumumuzda bunun neden bu denli ısrarla engellendiğine gelince; size erkek bir hastamın ağzından aktarmak isterim, “Gitme şansı olmasın diye”. Kalıp çalışıp üretebiliriz ama gitme ihtimalimiz toplumun öncelik verdiği şey oluyor. Çünkü gitmek için nedenlerimizin çokluğu herkesçe biliniyor. Oysa bir kadın, sevmek, mutlu olmak için evleniyor ve bu mutlulukla daha çok üretebilir, özgürleştikçe yaşamdan ve yaşamındakilerden daha çok keyif alabilir. Ekonomik özgürlük, bizde algılandığı gibi yıkıcı bir güç değil, bir güvencedir.
KIZ ÇOCUKLARINIZA CESARET VERİN
Unutmayalım ki, her kanat çırpışı bir değişimin başlangıcıdır. Ekonomik özgürlüğe sahip bir kadın, sadece kendi hayatını değil, toplumun tamamını da dönüştürme gücüne sahiptir. Kanatlarımızı açalım, uçmaya varız! Hepimizin bu düşün gerçekleşmesi için yapabileceğimiz şeyler var. Kız çocuklarınıza cesaret verin, hayallerini kurmaları ve gerçekleştirmeleri için onları destekleyin. İmkanı olanların burs vermesi işte bu noktada çok önemli. Ev işlerini ve çocuk bakımını eşit şekilde paylaşın. Kadına zimmetlemeyin. Yetişkin tüm bireyler bu işleri yapma yetisine de sahiptir. Kadın girişimcilerden ve kadın emeğinden üretilen ürünlerden alışveriş yapın. Bu konuda sosyal medya hesaplarımdan da yıllardır çeşitli dönemlerde hareketler başlatırım. Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda sesinizi yükseltin. ‘Bana olmaz’ demeyin. Çürüme herkesi ve her şeyi önüne katar. Elinizin ve aklınızın yatkın olduğu, ufak da olsa bir imkan yaratarak üretebileceğiniz her şeyi deneyin ve kendi yapabildiklerinizi asla küçümsemeyin. İnanın, birlikte hareket ederek, her kadının kanatlarını açıp özgürce uçabileceği bir dünya yaratabiliriz.
CİNSİYET EŞİTLİĞİ SAĞLANMALI
Türkiye’de de kadınların ekonomik özgürlükleri konusunda önemli adımlar atılmış olsa da, henüz olmamız gereken yerde değiliz, katedilmesi gereken çok yol var. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, geleneksel roller ve ayrımcılık gibi faktörler, kadınların işgücüne katılımını ve ekonomik bağımsızlıklarını engelliyor. Peki bu konuda sen, ben, hepimiz, ne yapabiliriz? Kız çocuklarının eğitime erişimi ve mesleki beceriler kazanmaları teşvik edilmelidir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet gibi konularda farkındalık çalışmaları yapılmalıdır. Annelerin işgücüne katılımını kolaylaştıracak esnek çalışma modelleri ve kreş imkanları sunulmalıdır. Kadın girişimcilere finansal ve teknik destek sağlanarak kendi işlerini kurmaları teşvik edilmelidir. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için erkeklerin de aktif rol alması ve sorumluluk paylaşması önemlidir.