Son günlerde haberleri takip ettiyseniz, toplum olarak HIV/ AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili farkındalığımızı artırmamız gereken çok önemli bir noktada olduğumuzu biliyor olmalısınız. 13 yaşında bir çocuğumuzu AIDS nedeniyle kaybettik. Veriler can yakıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 38 milyon insan HIV/AIDS ile yaşıyor. 2023 itibarıyla her gün yaklaşık 4 bin kişi bu hastalığa yakalanıyor ve bunların önemli bir kısmını gençler ve çocuklar oluşturuyor. Özellikle çocuklarımızın böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalması, yalnızca onların değil, toplumumuzun sağlığını ve geleceğini de tehdit ediyor.
VAKALAR YÜZDE 400 ARTTI
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, son yıllarda HIV vakalarında yüzde 400’e yakın bir artış gözlemlendi. 2022 yılında yaklaşık 25 bin kişinin HIV pozitif olduğu tahmin ediliyor ve ne yazık ki vakaların bir kısmı çocukları kapsıyor. Ancak uzmanların belirttiği üzere, özellikle cinsel istismara uğrayan çocuklar arasında vakaların tam olarak rapor edilmesi mümkün olmuyor, çünkü pek çok mağdur aile ya da birey bu durumu gizliyor.
BİZE DÜŞEN GÖREVLER
Son dönemlerde, HIV/AIDS gibi ölümcül virüslerin, çocuklar arasında yaygınlaşmasının en büyük nedenlerinden biri, cinsel istismar ve taciz vakaları maalesef. Bu çocukların kendi güvenliklerini sağlayamayacak yaşta olmaları nedeniyle biz yetişkinlerin müdahalesi, ilgisi ve desteği büyük önem taşıyor. Burada yalnızca devlet kurumlarına değil, her birimize düşen sorumluluklar var:
-Cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında daha açık, bilinçli bir dil kullanmalıyız. Çocuklar için güvenli ortamda bilgilendirici eğitimler düzenlenmeli; aileler ve öğretmenler de bu konuda eğitimden geçmeli. Dünya genelinde yapılan araştırmalara göre, cinsel sağlık eğitimine sahip olan toplumlarda, gençler ve çocuklar arasında HIV bulaşma oranı yüzde 30 daha düşük seyrediyor.
-Çevremizde cinsel istismara uğradığını düşündüğümüz çocuklar olduğunda, gizlilik sağlanacağına inanarak ilgili kurumlara başvurmalıyız. Bu konudaki çekinceleri anlıyorum ancak gerçekten onların bizim cesaretimize ve duyarlılığımıza ihtiyaçları var. Çocukları istismar ve şiddet ortamından korumak hepimizin yasal ve ahlaki görevi, bunu ne olur unutmayın. UNICEF’in 2022 yılı raporuna göre, çocukların yüzde 12’si hayatlarının bir noktasında cinsel istismara uğruyor; ancak, bu çocukların yalnızca yüzde 2’si yetkili makamlara bildiriliyor. Bu düşük oran, toplum olarak ihbar konusunda cesaretlenmemiz gerektiğini gösteriyor.
-Acı tecrübelerle öğrendik ki, istismar aile içinden de kaynaklanabiliyor. Bu gibi durumlarda çocukların güvenliği her şeyden önce gelir. Devlet kurumları çocukları koruma altına alabilir. Bizler de çevremizdeki çocuklara göz kulak olmalı ve gerektiğinde müdahale etmeliyiz. İhbardan çekinmeyin, CİMER’e ulaşmak da çok kolay.
-Kendi mahallelerimizde, okullarımızda çocukları koruyucu bir kültür geliştirmeliyiz. Herkesin sağlığını ve güvenliğini önemseyen bir toplum yapısı, hepimiz için daha güvenli bir ortam sağlar. HIV/AIDS yalnızca bir hastalık değil, aynı zamanda istismarın, şiddetin ve ihmalkarlığın da bir sonucu olabiliyor. Çocuklarımıza sağlıklı, güvenli bir gelecek sunmak ve toplumsal yaralarımızı iyileştirmek için hep birlikte adımlar atmalıyız. Şu an ülkemiz hastanelerinde AIDS nedeniyle tedavi gören çocukların sayısının artmaması ümidi ve hedefiyle...