Bir keresinde bir kadın hastam demişti ki, “Kocama sadece şunu söyledim, ‘Beni aldatarak seni koşulsuz sevmemi zorlaştırdığın için kızgınım’”. Aldatılmak pek çok duygu uyandırıyor, evet biri de bu. Ha bir de duygusal aldatmanın öneminin pompalanması yoluyla fiziksel aldatmanın basitleştirilmesine karşıyım, onu da şuraya ekleyeyim de. Her ikisinin de duygusal sonuçları yok mu aldatılanda?
YAZIŞMALARINI OKUDUM, YÜZÜNE VURMALI MIYIM?
SORU: Hocam, eşimin biriyle yazışmasını gördüm. Ona söylemedim. Aslında var olan biri olduğunu bile düşünmüyorum. Daha ziyade fake bir hesap gibiydi. Ama yakın ve hatta erotik sayılabilecek konuşmalar vardı. Ve ağzını aramama rağmen böyle bir şeyden bahsetmedi. Yüzüne vurmalı mıyım, bu aldatma sayılır mı? Fiili bir şey olmadığından eminim.
CEVAP: Aldatma konusu kişisel yaklaşımınıza muhtaç aslında. Yani bana sorduğunuz için söyleyeyim; ben bir insanı aldattığımız tüm konuları ihanet kapsamında değerlendiriyorum. Eşiniz başka bir kadınla (o kadın var olmasa dahi var olduğuna inanarak ya da varlığından hoşlanarak) size söyleyemeyeceği konuşmalar yapıyorsa ben bunun aldatma olduğunu düşünürüm. Fiziken bir şeyler yaşanmış olma koşulu aramam. Ağzını aradığınızda da tabii ki böyle bir şeyi itiraf etmez. Ayol erkekler yatakta basılınca bile kabul etmiyor. Yaz kızım, 200 torba çimento! Ama buradaki mesele şu; aldatmayı affeder misiniz? Hangi biçimini affedersiniz, hangi biçimini asla sindiremezsiniz? Yüzüne vurduktan sonra devam edebilir misiniz yoksa o gerçek bir kırılma anı mıdır ilişkiniz için? Ona şans vermek istemeniz de çok normal, kişisel tercihiniz bu olabilir. Yani yaptığı şeyin yanlışlığını yüzüne vurup ilişkinizde bunlara yer olmadığını söylemek ve yeniden yaparsa ‘seni uyarmış, sana bir şans vermiştim’ demek isteyebilirsiniz. Siz yapsaydınız buna aldatma der miydi eşiniz? Cevabı neyse cevap da odur bence. Karar tamamen size ait, yüzüne vurmak, konuşmak, affetmek ya da affetmemek. Bunu bir kerelik sineye çekecekseniz de önemli olan şu (bence) samimi bir pişmanlık görmek.
HER İLİŞKİMDE NEDEN ALDATILIYORUM?
SORU: Hocam, her ilişkimde aldatıldım. İstisnasız, 7 kere. Ama ben sıkboğaz eden biri değilim, cinsellik yaşama konusunda kısıtlamam yok. Akıllı ve güzel bir kadın olduğumu söylerler hep. Buna rağmen ilişkinin bir yerinde mutlaka aldatılıyorum. Kiminde 4 yılın sonunda kiminde daha ilk ay. Neden olabilir bu?
CEVAP: Aldatmak, aldatanın sorumluluğundadır; aldatılanın değil. İlişkinin açık bir ilişki olacağına dair anlaşmanız yoksa, ilişkinin temelinde sadakat olmalıdır. Sağlıklı insan ilişkisi böyledir. Hisler bitebilir, ilişkinin çekiciliği azalabilir. Ancak orada da bu fikirdeki kişi gitmelidir. Hem kalıp hem de başka bir ilişki yaşamak değil burada doğru olan. Ve her aldatan karşıdakini suçluyor ama tahmin edersiniz ki ‘konuşarak gitme’ kartını oynamayan kişi o. Dürüst olmayan, sadık kalmayan o. İlişkinin gereklerine uyan kişinin suçlanması akıl kârı değil. Ama şunun üzerine çalışılabilir bence; partner seçiminizde baskın bir kriteriniz mi var, fark ettiğiniz ya da edemediğiniz? Travmatik etkilerden dolayı ya da başka nedenlerden dolayı aslında sadakat yönü güçlü olmayan bireylerden mi etkileniyorsunuz mesela? Ya da bunu değiştirebileceğinize, kendinizi sevdirdikçe bunu yenebileceğinize mi inanıyorsunuz? Yoksa gerçekten sürpriz mi oluyor? Burada suçtan bahsetmiyorum elbette. Kendinizi önceleyen ve koruyabilecek bir farkındalık yaratabilirsiniz, profesyonel destek alarak. En kısa zamanda sizi hak eden birini ve sağlıklı bir ilişki diliyorum.
EŞİMİ AFFETTİM AMA HÂLÂ SİNDİREMİYORUM
SORU: Hocam, eşim beni aldattı ama affettim. Çünkü geldi, kendisi itiraf etti. Dönemlik bir boşlukta yalnızca fiziksel bir şeyler yaşandığını anlattı. Ve kendisi için duygusal olarak hiçbir şey ifade etmediğini söyledi. Affetmemi istedi. Yaptım da. Ama yapabildim mi? Hayır. Sindiremiyorum. Asla unutamıyorum. 7 ay oldu. Asla eski ben değilim. Ne yapabilirim, ayrılmalı mıyım?
CEVAP: Aslında eşinizin yaptığı şeyle ilgili farklı görüşler var; kimi uzmanlar diyor ki, “size duyurmadan ve bu duyguyu size satmadan o ilişkisini bitirmeli ve yola sizinle devam etmeli”. İkinci bir görüş de diyor ki, “açık iletişimle gerçeklerden ve pişmanlıklardan bahsetmek iyileştiricidir, dürüstlük önemlidir”. Ben bir psikolog değilim. Hangisi doğrudur bunun kararını ben veremem. Yaşanmış olana bakarım. Bu size söylenmiş. Bir hatadan dönülmüş. Ve dolayısıyla önümüze bakalım. Özür samimi diye kabul etmek zorunda mıyız? Hayır. Kabul ettik, hemen normale dönmek zorunda mıyız? Hayır. Dolayısıyla yapılabilecek en iyi şeyin çift terapisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu süreçler desteksiz geçirildiğinde sonraki aşamada genelde, “Beni affettin ama hâlâ sorun çıkarıyorsun” suçlaması geliyor. Hayır, suçlanmayı hak etmiyorsunuz çünkü duygularınız var. Dolayısıyla bu duygularla başa çıkmak ya da ilişkiniz için doğru yolu görmek üzerine çalışabilirsiniz.