Çocuğu olmayan kadınlar da erkekler de korkunç baskılar görüyor. Oysa tıp ilerledi, bilim insanlık için sürekli gelişen çözümler sunuyor. Kafalardaki karanlığı bitirebilirsek sıra onlara gelecek. Evlilik birliğini hangi amaçla sürdürdüğünüz, ondan ne beklediğinizse sizi ve eşinizi ilgilendirir. Böylesi özel bir konuda üçüncü şahısların söz hakkı olmamalı. Ne hikayeler duyuyorum, bir bilseniz...
BENDE BİR SORUN YOK AMA KAYINVALİDEM EŞİMİN DOKTORA GİTMESİNE İZİN VERMİYOR
SORU: Hocam, 12 yıldır çocuğumuz olmuyor. Bende hiçbir sorun çıkmadı, rahmim, yumurtalıklarım sağlam. Kistim, hormonal bozukluğum hiçbir şeyim yok. Ama eşim doktora gitmiyor. Daha doğrusu ikna edecek gibi olduğumda kayınvalidem izin vermiyor. Büyük bir aşiretler ve erkeğin çocuğunun olmamasının dillendirilmesini istemiyorlar. Muhtemelen herkese benden kaynaklı olduğunu söylüyorlar yani. Ama ben çözümü de mümkünken anne olmamayı kabul edemiyorum ve eşimi çok sevdiğim halde ayrılmayı düşünmeye başladım. Bencil biri değilim ama yaşım geçiyor. Bunun benden esirgenmesini affedemiyorum. Ne yapmalıyım?
CEVAP: Bunun bencillik olduğunu asla düşünmüyorum, kimse de düşünmez. Diyelim sizin ya da eşinizin infertilite sorunu var; çözüm için uğraşırsınız, yine de olmaz. Ben bunu anlarım, konuşursunuz, sarılırsınız, evlat edinmeyi düşünürsünüz ya da “İki başımıza iyiyiz” dersiniz devam edersiniz. Hatta biri der ki, “Biliyorsun hayatta en çok istediğim şey anne ya da baba olmak, o yüzden ben bu evliliği sürdüremeyeceğim”. Bu senaryoların hepsi kendince haklı, hepsi yaşanabilir. Ama çözüm aramayı geçtim, sorunun ortaya çıkmasını bile engellemek asla kayınvalideye düşmez. Bu akraba kayınvalide olur, başkası olur, sizin tarafınız olur ya da eşinizin tarafı olur, hiç fark etmez. Bu iki kişilik bir meseledir. Dolayısıyla bu konuda birlikte terapi alabilir, çözüm sürecine öyle girebilirsiniz. Net bir konuşma yapmanızı öneririm. Ayrıca söylemezseniz duymazlar. Her şeyi duyurmak zorunda mısınız? El ele tutuşun gidin doktora. Sonra da tedavi şansınız varsa başlayın. Bu bir kusur değil, bir suç değil. İnfertiliteyle üzülen insanlar bir de toplumun bakışıyla mücadele ediyor, çok üzücü. Sorunu iki kişi arasına alın ve çözüm için kararlı davranın derim. Olmazsa yine olmaz ama ihtimalleri değerlendirmelisiniz. Her şey denensin, sonra karar verirsiniz ne yapacağınıza.
EŞİM SADECE ÇOCUK İÇİN Mİ BENİMLE EVLENDİ ACABA?
SORU: Hocam, 1 yıl önce evlendim. Eşim benden önce bir evlilik yapmış ama detaylarını bilmiyordum. Yeni öğrendim ki birbirlerini çok sevmişler ama kadının çocuğu olmuyor diye aile baskısıyla boşanmışlar. Ben 9 yaş küçüğüm eşimden. İlk eşi 2 yaş büyükmüş. Birbirimizi seviyoruz ama ben şu an damızlık olarak mı alındım diye düşünmeden edemiyorum. Çünkü çocuk mevzusu hiç kapanmıyor. Nasıl emin olurum bu sevgiden? Emin olmadan çocuk doğurmak da istemiyorum.
CEVAP: Kadınlara hissettirilen şeyler canımı öyle sıkıyor ki... İlk eşin durumu da çok korkunç. Acaba tedavi görebildiler mi ve çocuksuz devam etmeme kararında eşiniz ne kadar etkiliydi? Aile baskısına direnemediği için boşandıysa çok yazık... Ama olanlar olmuş ve şu anki eşi sizsiniz. Birbirinizi sevip sevmediğinizi en iyi siz anlarsınız, bunu bilmem imkansız. Ancak kararınızı destekliyorum. Çocuğu siz ikiniz de istediğinizde yaparsınız. Bunun zamanını belirlemek kimseye düşmez. Damızlık falan... Kaldı mı böyle şeyler diyeceğim ama biliyorum ki bu coğrafyada bazı soyların üremesi, yürümesi, diğer pek çok şeyden (niyeyse) önemli. Eşinizle her şeyi açık açık konuşun. Şeffaf iletişim için en doğru zaman bence. Elbette insanların anne baba olma hakları vardır ve bu bir evliliğin sonlandırılmasına da neden olabilir. Ama nasıl yapıldığı, bu kararı kimin aldığı, kimin bu karar sonucunda mağdur edildiği de önemli. Sürecin yönetilmesindeki sorunlar, insanların hayatlarını etkileyen travmalara dönüşüp mevcut travmaları büyütebiliyor çünkü. Dilerim arzu ettiğiniz zamanda anne olursunuz. Sevgiler.