Bazı insanlar, çocuk doğurmayı düşünmeyen kadını, kadın olmamakla suçluyor. Çocuk doğurmak ve doğurmamak, sağlık koşullarına bağlı olarak, tamamen bir seçimdir. Ve olağan bir seçimdir. Bütün kadınlar anne olmak zorunda değildir, bunu istemek zorunda değildir. Anne olmayı tercih etmeyen ya da anne olamayan kadınlar da tam anlamıyla kadındır.
ZORBALIK HERKESE YAPILIYOR
Çok değil 10 gün önce 'çocuk ne zaman?' sorusunun ünlüler üstünden aklanmaya çalışıldığını ve bu sorunun bir magazin değeri olmadığını, toplumda kadına yapılan çocuk baskısını meşrulaştırdığını yazmıştım burada. Birkaç gün önce sevgili Özcan Deniz’in ikinci bir çocuk düşünmediğini söylemesi ve değerli eşi Samar Dadgar'ın da çocuk doğurmayı tercih etmediğini belirtmekten kaçınmaması üzerine kadına yönelik korkunç ve anlamsız bir linç başladı. Özcan Deniz’in önceki evliliğinden bir oğlu var ve daha sonra evlendiği Samar Hanım da bildiğim kadarıyla sevgiyle yanlarında oluyor. Ve tahmin edebildiğiniz üzere evlilik birliği kurulmadan önce de çocuk sahibi olmama kararı konuşulmuş, taraflar kendi açılarından gerekçeleriyle birlikte bu kararı ortak biçimde vermiş. Öyleyse bize ne oluyor? İsimlere takılmayın, onlar Ayşe’yle Ali, Derya’yla Samet. Bu zorbalık, bu çocuk baskısı herkese yapılıyor. Ünlü ya da ünsüz. Hayır, bunu normalleştiremeyiz.
BÜTÜN KADINLAR ANNE OLMAK ZORUNDA DEĞİL
Bir kısım insan, kadının bugün değilse bile yarın çocuk sahibi olmak isteyeceğini iddia ederek konuya dahil oluyor. Kaldı ki böyle olsa dahi o, o günün sorunu olur; bugünün değil. Ve yine kendilerini ilgilendirir. Bir kısım insan, çocuk doğurmayı düşünmeyen kadını, kadın olmamakla suçluyor. Çocuk doğurmak ve doğurmamak, sağlık koşullarına bağlı olarak, tamamen bir seçimdir. Ve olağan bir seçimdir. Bütün kadınlar anne olmak zorunda değildir, bunu istemek zorunda değildir. Anne olmayı tercih etmeyen ya da anne olamayan kadınlar da tam anlamıyla kadındır. Çocuk doğurmak, kadınlığı tamamlayan bir merhale değildir. ‘Anne olamayan’ da dedim, dikkat ettiniz mi? Çünkü neden hâlâ doğurmadığını sorduğunuz pek çok kadının doğurganlıkla ilgili çeşitli sağlık sorunları oluyor ve siz yalnızca magazinsel bir merakla, sınırları aşarak bir insanın yarasını kanatıyor, bahçesine izinsiz giriyor, çimlerin, çiçeklerin üstünde tepiniyorsunuz. Evet, özel hayat etrafı çitlerle çevrili bir bahçedir ve siz istediğiniz an elinizi kolunuzu sallayarak içeri giremezsiniz. Ünlü insanların da özel hayatı vardır üstelik. Onlarla ilgili de sınırlar vardır. Yalnızca tanınan insanlar oldukları için ünlü kadınları, çocuk doğurma ve doğurmama kararları üzerinden taciz edemezsiniz. Kadın hakları dediğimiz şey, ünlüleri meselenin dışında bırakmıyor.
BASKI GÖREN KADINLAR İÇİN BURADAYIM
Bir kadının dünyaya olan ilgisini çocuk sahibi olma kararıyla eş tutan anlayışın çok eskidiğini düşünüyorum. Dünyayı, insanı, canlıları sevmenin ‘anne olmuş olmak’ gibi bir ön koşulu yok ve hiç olmadı. Doğurmadığınız bir çocuğa sevgi göstermek, hiçbir zaman doğurma ihtimaliniz olmayan bir kediye, köpeğe annelik etmek, doğayı, yeşili, var oluşu sevmek, insanı anlamak; yalnızca anne olmuşların kalbinde yeşeren duygular değil. İki çocuk annesi bir kadın olarak elbette anneliğin ne kadar değerli olduğunu biliyorum ancak bu anne olmayanların hanesindeki bir eksi değil, onlar hâlâ tamamlar. Hayatlarımızdan türlü mutluluk biçimi geçiyor, birimizden biri geçiyor, diğerimizden biri. Benim hayatımdan anne olma mutluluğu geçiyor, bir başka kız kardeşimin hayatından onun arzu ettiği türden bir mutluluk. Ve bu bizi birbirimizden ayrı yerlere koymuyor. Beni daha kutsal, onu daha sıradan yapmıyor. Samar Hanım kendisini zaten açıklıkla savunup seçiminin arkasında duruyor. Yani ben onu savunmak için burada değilim. Ben onun nezdinde, çocuk sahibi olmak istemediği ya da çeşitli nedenlerle olamadığı için kötü hissettirilen, baskı gören kadınlar için buradayım. Çünkü onlar maalesef epey çoklar. Toplumun anlayışını değiştirmesi ve kadınları var oluşları sebebiyle kadın olarak kabul etmesi, onlara salt kadın oldukları için seçimleri ve yaşamlarıyla saygı duyması gerekiyor. Bugün değilse bile bir gün bunun başarılmış olması için kadınların seçimlerini sonuna dek savunacağım.