Giriş
Bazı konularda meslektaşlarımın özellikle de genç meslektaşlarımın soru ve mesajlarını da paylaşıyorum. Çok şanslıyım ki sıklıkla iletişim kuruyor ve bilgi alışverişi yapıyoruz. Birbirimize güzel şeyler söylemekten yüksünmeyen ve aynı zamanda bilmediklerimiz, geliştirmek istediklerimizle ilgili dürüst davranıp sonuca odaklanabilen dostlarız biz. Birbirimizi hiç görmemiş olsak bile. Ve bugün sizinle topluma da aynı tutacak bazı mesajlar paylaşmak istiyorum. Neyle ne biçimde mücadele ettiğimizi daha iyi anlayabileceğinizi düşünüyorum.
BİLGİ GÖKTEN YAĞMIYOR
* Hocam, zorunlu hizmetimi henüz tamamladım. Halkın özellikle kadın bedeni ve cinsellik konusunda bilgisiz olması, başlarda beni öfkelendiriyordu. Ancak sonra bilginin gökten yağan bir şey olmadığını, elçilere ihtiyaç duyduğunu söylediğiniz bir konuşmanızı dinledim. Ve o elçi olabileceğimi anladım. Ne biliyorsam paylaşmaya, olabildiğince çok kadınla kontakt kurmaya çalıştım. Sanırım başardım da. Vajinismus çok yaygın buralarda. Genç kadınlar, bir mal gibi baba evine bırakılıyordu. Başlık parası geri istenerek! Tamamen bitmedi, belki bitmeyecek ama yine de ilk günle son gün arasında kayda değer bir fark gördüm. Bu konuda çabanızı paylaşan ve sizin videolarınızdan çok yardım alan bir meslektaşınız olduğumu söylemek istedim.
* Değerli meslektaşım, bu ülkenin ilerlemeye, gelişmeye ihtiyacı var. Ancak bu geriden yürüme hali için kimseyi suçlamıyorum artık. Çözüme odaklanıyorum. Çünkü kadınlar da erkekler de yıllardır süregelen bir suskunluğun ve kulaktan kulağa yayılan yanlışların, dayatılan yaşayışların sonucunda buradalar. Fakat ilerleyebilirler. Ben yıllar içinde bunu defaatle tecrübe ettim. Sistem bazen tıkansa da bilgi herkesi cezbediyor. Eninde sonunda herkes iyi, sağlıklı olmaya gönül veriyor. Sayenizde. Toplumsal bilinci büyüteceğiz.
ÇOCUĞUM OLMADIĞI İÇİN BENİ İSTEMİYORLAR
* Gökçen abla, sizin gibi bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanıyım. Sebebi bilinmeyen infertilitem var. Birçok tedavi gördüm ama sonum hüsran. Çok defa tüp bebek tedavisinde de sonum hep hayal kırıklığı. Küçük bir yerde görev yapıyorum. Çocuk sahibi olamadığımı bilen kadınlar, beni istemiyorlar. Elimde olmadan buna içerliyorum. Ancak sizin daha önce çok defa bahsettiğiniz yanlış inanışlardan biri bu da. Ve bu inanışı doğrusuyla değiştirmekten vazgeçmek istemiyorum. Benim sağlık sorunlarım, mesleğimde yetersiz olduğum anlamına gelmez. Belki çok şanssız olduğum anlamına gelir. Ama ben yine de bebek sahibi olmak isteyen kadınların çaresi olmak için çalışmaya devam edeceğim.
* Hayallerinizi, isteklerinizi hissedebiliyor ve duygularınızın ağırlığını paylaşıyorum. Ancak çocuk sahibi olun ya da olmayın, pek çok çocuğun vesilesi ve ebesi olma şansına, yetisine sahipsiniz. Hastalarınız çok şanslı. Duygularınızı ve bazen de kırgınlığınızı kenara koyup, yemininize sadık biçimde hastalarınızın sağlığı için ne gerekirse onu yapıyorsunuz. Sizinle gurur duyuyorum. Sizin de söylediğiniz gibi; çok fazla yanlış bilgi, inanış, önyargı ve çekince var. Ama hepsini değilse bile elden geldiği kadarını kıracağız. Çünkü kadın da yaşamı da çok değerli. Anne olsun ya da olmasın. Doktor olsun ya da olmasın. Bu satırları okuyan herkese, önemli birer mektup yazmış, o mektupları da elden ele uzatmış oluyoruz. İyilik, güzellik, sağlık; bizim ellerimizle hep yayılacak.
CİNSEL ŞİDDET MAĞDURU KADINLAR
* Hocam, ben, babası, annesini defalarca bıçaklamış bir çocuğum. Annem yan odamızda defalarca tecavüze uğradı ve şiddet gördü. Ve bunu yapan kocası olduğu için kaçmadı, şikayetçi olmadı. Zorlu yaşam yolculuğumun sonunda bugün bir meslektaşınızım. 5 yılı geride bıraktım. Şiddet mağduru kadınlarla çalışıyor ve cinsel şiddet kavramının olağanlaşmasına karşı duruyorum. Bunun bir suç olduğunu anlatıyor ve kadınlara çıkış yolları gösteriyorum. Kadınlar için yapılabilecek en önemli şeyin, onlara önemli olduklarını hatırlatmak olduğunu sizinle öğrendim. “Dünya erkeklere terk edilemeyecek kadar güzel. Vazgeçemeyiz.”
* Gözlerimi doldurdunuz. Emekleriniz için tüm kadınlar adına teşekkür ederim. Çünkü birimiz iyiysek diğerimiz de iyi. Kadının toplumdaki yerini değiştirmeden, gördüğü saygıyı hak ettiği seviyeye getirmeden ve haklarının teslimini sağlamadan bireysel olarak iyilik halimiz bir yere kadar sürer. Hep birlikte iyi olmaya ihtiyacımız var. Birbirimizi kollamaktan yorgun düşebiliriz ama sizin de dediğiniz gibi bundan ve yürümekten vazgeçemeyiz. Her kadın biriciktir, her kadın insanca yaşama hakkına sahiptir ve her kadın dokunulmazdır. Aksi düşünülemez.
