Giriş
Hamileliğin pek çok soru işaretiyle geldiği doğru. Üstelik bunlar kişiden kişiye artabilir, sınırları zorlayabilir bile. Ama tıpta cevaplar var, yeter ki arayalım. Kulaktan dolma bilgilere aldırış etmeyelim, rehberimiz doktorumuz olsun. Sonra da sağlıkla kavuşalım.
KORKUDAN SU İÇMEYE BİLE GİDEMİYORUM
SORU: Hocam, hamileliğimin riskli olduğu söylendi ve ilk 12 hafta yattım. Doktorum özenli olmamı ama normal hayatıma dönebileceğimi söyledi. Fakat ben su içmeye bile gidemiyorum korkudan. Düşük riskim devam ediyor olamaz mı?
CEVAP: Düşüklerin yüzde 85’ini 13. haftaya gelene dek görürüz. Ayrıca bunların da yarısından fazlası 9 haftadan önce yaşanır. 10-12 hafta arası risk de kısmen düşmüş olur. 12. haftada her şey yolundaysa rahat bir nefes alırız. Doktorunuz nefesi almış, sıra sizde. Böyle durumlarda kaygı düzeyinizin artması normal ama kaygıya teslim olmamalıyız, bu da bir gerçek. Bebekler, annelerinin mutluluğunu da hissediyor. Zamanın tadını çıkarın. Tabii ki kendinize yüklenmeyin, çok yorulmayın, ağır iş yapmayın, sağlıklı beslenin ama aynı zamanda sağlıklı biri olduğunuzu da unutmayın. Düzenli takibiniz zaten yapılıyor, güvendesiniz. Mutlu kavuşmalar diliyorum.
YA HEP YA HİÇ KURALI NEDİR?
SORU: Hocam, ben hamile olduğumu bilmeden batın ultrasonu çektirmiştim. Tabii hamileliğimi öğrenince çok büyük stres yaşadım. 6. haftam bitti şimdi. Danıştığım doktorlar, hamilelikte ya hep ya hiç kuralından bahsettiler. Bu doğru mu, sağlıkla doğurma olasılığım yüksek mi?
CEVAP: Hamilelikte ya hep hiç kuralı şu; gebeliğin en başında son adet tarihinden itibaren 30-45 gün içinde alınan ilaç, radyasyon vs. yani zarar vermesi muhtemel tüm içerikler ya fetüse zarar verip düşüğe neden olur ya da zarar vermez ve süreç ilerler. Elbette yüzde yüz böyledir diyemeyiz ama genel tablo budur. Ayrıca alt ve üst karındaki incelemeleri ultrasonla yaparız ve bu röntgenden farklıdır. Radyasyon içermez ve bebeğe zarar vermez. Durduk yere, sıkıldıkça yaptırdığımız işlemler değil bunlar. Gebeliği de ultrasonla takip ediyoruz zaten. Korkmayın, gerekli tüm tetkik ve takiplerle sağlıklı bir doğum yapmanızın önünde engel yok. Bundan bağımsız bir sorun yaşayabilir misiniz? Evet, herkes gibi. Ama iyiye güzele odaklanalım.
DÜŞÜKLERİN ESKİ EŞİMLE İLGİSİ OLABİLİR Mİ?
SORU: Hocam, eski eşimle düşükle sonuçlanan 3 gebelik geçirdim. 3 bebeği de 7. haftada kaybettim. Sonra boşandık, yeni bir evlilik yaptım ve 2. ayında hamile kaldım. Tabii ki çok korkmuştum ama 5. ayım bitti, iyiyim, hiç sorun yaşamadım. Düşüklerimin benimle değil de eski eşimle ilgisi olabilir mi?
CEVAP: Spermle yumurta kadın bedeninde döllendiği ve taşıyıcı da anne olduğundan düşüklerin tek nedeninin anne olacağı düşünülüyor. Oysa doğal seçilimle döllenmeye giren spermde bir anomali varsa bunun düşükte etkili olabileceğini ortaya koyan çalışmalar da var. Sperm parametreleri ileri derecede bozulmuş, FSH hormonu yüksek erkekler bu bakımdan risk grubunda sayılırlar. Her ne kadar kesin kanıtlanmış olmasa da, anormal morfolojili veya kalitesi bozuk sperm çıkaran erkeklerde böyle bir olasılığın araştırılması önemli. Eğer başka bir nedenle izah edilemiyorsa, düşük olgularında sperm kalitesini değerlendiren testlere başvurulması önerilir. Dolayısıyla evet bu da bir olasılık. Ama tabii ki bu bir suç değil. İster sizden ve o günkü bedensel, psikolojik koşullarınızdan ister eşinizin spermlerinden kaynaklansın, düşük de bir sağlık sorunu ve kimse suçlu değil. Ama tekrarlamasının nedeni her zaman araştırılmalı, bunu dipnot olarak bırakayım buraya. Şimdi mutluluğunuza odaklanın.
