HPV aşısına dair vurgular sonrası mutlaka çok sayıda soru alıyorum. Aslında 2024 yılı için hayalim aşının çok daha yaygın biçimde kullanılmış olmasıydı ama yine de fena gitmiyoruz. Bilgilerimizi tazeleyelim mi?
HPV (Human Papilloma Virus), dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda en sık görülen rahim ağzı kanseri başta olmak üzere, çeşitli kanserlere neden olan önemli bir sağlık sorunu maalesef. Ülkemizde yapılan çalışmalar, kadınların yüzde15- 20’sinin hayatlarının bir döneminde HPV ile enfekte olduğunu gösteriyor. Bu oran dünya geneline kıyasla düşük görünse de, her bir vaka bir ailenin hikayesini etkileyen ciddi bir sağlık riskini temsil ediyor.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ YETERSİZ KALDIĞINDA KANSERE DÖNÜŞEBİLİR
HPV’nin yarattığı en büyük tehlike, bazı türlerinin kansere yol açabilecek hücresel değişikliklere neden olması. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, HPV ile enfekte olan her bireyde kanser gelişmez. Vücudun bağışıklık sistemi çoğu zaman virüsü temizler. Ancak bağışıklık sisteminin yetersiz kaldığı durumlarda, özellikle yüksek riskli HPV türleri kansere dönüşebilir. Türkiye’de rahim ağzı kanseri oranı, Batı ülkelerine kıyasla daha düşük olmasına rağmen, tarama ve aşı oranlarının artırılması, bu kanser türünü neredeyse tamamen önleyebileceğimizi gösteriyor. Öyleyse durmak yok. HPV aşısı, özellikle yüksek riskli türlere karşı etkili bir koruma sağlar. Aşı, genç yaşlarda (ideal olarak 9-14 yaş arasında) yapılırsa en yüksek koruma sağlanır ancak aşı, daha ileri yaşlarda da fayda sağlıyor tabii. Dünya genelinde yapılan araştırmalar, HPV aşısının rahim ağzı kanseri riskini yüzde 90’a kadar azalttığını gösteriyor. Bu kadar etkili bir yöntemin elimizde olması, onu kullanma sorumluluğunu da beraberinde getiriyor elbette.
ÜLKEMİZDEKİ KULLANIM ORANI DÜŞÜK
Ne yazık ki, Türkiye’de HPV aşısı oranları hâlâ oldukça düşük. Bunun en büyük nedenlerinden biri, aşı hakkındaki bilgi eksikliği ve yanlış inanışlar. Ve en üzücü kısmı ise aşının maliyeti nedeniyle ona ulaşamayan çok sayıda kadın olması. Aşının sağladığı uzun vadeli koruma düşünüldüğünde, bu bir maliyet değil, geleceğe yapılan bir yatırım ama bizimki gibi ekonomik açıdan zorlu süreçlerden geçen ülkelerde maalesef aşıyı öncelik haline getirmek oldukça güç. Biz doktorların en önemli görevlerinden biri, hastalarımızı bilimsel gerçeklerle aydınlatmak. Ben de bunu elimden geldiğince yapma gayretindeyim. HPV konusunda da sorumluluğumuz büyük. Bir enfeksiyonun nasıl bulaştığını, nasıl önlenebileceğini ve aşının ne kadar hayat kurtarıcı olduğunu insanlara anlatmayı elbette vazifem sayıyorum. HPV aşısı, toplum sağlığını korumak adına devrim niteliğinde bir buluş. Ancak bu buluştan daha fazla insan yararlanmalı.
RAHİM AĞZI KANSERİ ÖNLENEBİLİR
Aşılamanın yaygınlaşması için şunu bilmek çok önemli: HPV aşısı sadece bireyi değil, tüm toplumu korur. Çünkü aşı olan bireylerin enfeksiyon riski azaldıkça, virüsün toplumda yayılma oranı da düşer. Biz doktorlar, yalnızca bir hastaya değil, o hastanın ailesine ve çevresine de dokunuyoruz. Bu halkayı genişleteceğiz, inanın başka yolu yok. Rahim ağzı kanseri önlenebilir bir hastalıktır. Aşı, bu hastalığı önlemenin en güvenilir yoludur. Bir anne, bir baba ya da birey olarak, geleceğinizi korumak için HPV aşısı hakkında bilgi alın ve harekete geçin. Hep söylediğim gibi, koruyucu sağlık hizmetleri, her zaman tedaviden daha kolay ve etkilidir. Unutmayın, HPV ile mücadelede en güçlü silahımız aşımız.