Doç. Dr. Gökçen ErdoğanKötülük büyüyor

HABERİ PAYLAŞ

Kötülük büyüyor

Yıllar önce kadınlarla mesleğim gereği buluştuğum ücra bir Anadolu köyünde, zamanın darlığından sebep o kar beyaz yatağa girememiştim de üzülmüştüm. Yol boyu bir türkü tutturmuştum sonra. Bizim evin adetidir; hüzünler notalarla savrulur. Çocukluğumdan aşinaydım. Şehirli bir filmcinin ruhuyla tatlı bulmamıştım ben o yorganı, döşeği. Zaten tanıdıktı bana, şaşkınlık verdiği yoktu. Sadece ne kadar özlediğimi anlamıştım. İmecenin hayat bilgisi kitaplarında hapsolmadığını görmek iyi gelmişti. Benim köyüm gibiydi. Kışlıklar çoktan hazırlanmıştı, ayaz başlamıştı, mevsim biraz erken dönüyordu güze. Yolda geçirdiğim o geceyi uzun zaman unutmadım. Şehirdeki kalabalıkta kaybettiğim bir şeyler bulmuş gibiydim orada, o anda. Yurdum insanının yurduma vurgun aklı ve kalbi bakıyordu sanki bütün pencerelerden. Kapıların ardına doluşan utangaç yüzlerde her şey temize çekiliyordu aniden. Kötülüğün var olmadığına inandığım nadir anlardandı. Sonra vedalaştık.

Haberin Devamı

SABAH PROGRAM LARINI İZLERKEN DEHŞETE KAPILIYORUM

Yapanlardan olmayan, susanlardan oluyor. Bu ufak bir sorun gibi mi gözüküyor size? Hayır! İyiliğin kötülüğü yenmesi, yapanın karşısında susan değil konuşan, direnen, karşı duran olmasıyla mümkündür zaten. Kötülüğün kendine yer bulamaması, bir yerlere sığamaması, korkması ve sinmesiyle mümkündür. Herkesi ve her şeyi değiştiremezsiniz elbette ancak cüreti kırabilirsiniz. Kötünün cüreti, çürümenin tetikleyicisidir. Eskiden aileler çocuklarına büyük kentlerin zorluklarından, tehlikelerinden bahsederlerdi. Oysa bugün, bu gerçeğe rağmen şunu da fark ediyorum; büyük kentlerde yaşam telaşındaki insanların kötülüğe daha az fırsatı oluyor kırsaldakilerden. İnsanların köy kahvelerinde dedikodular, sevgisizlikten ilişkiler, meşgalesizlikten kavgalar ürettiğini düşünüyorum. Köy enstitüleri önemliydi. Tarım önemliydi, çiftçilik önemliydi, hayvancılık önemliydi. İnsanların, çalışmak suretiyle iyi bir yaşam inşa edebilmeleri, kendilerine yetebilmeleri, eğitilip geliştirilmeleri önemliydi. Baskılanmadan sosyalleşebilecekleri imkanları olması önemliydi. Hep önemli. Hala önemli. Belki de geç kalmamışızdır, öyle değil mi? Üç gün üst üste sabah kuşağındaki suç temalı programları izlesem, sabun kokulu o yataklar çıkıveriyor aklımdan. Yerini dehşet alıyor ve elbette üzüntü. Biz bu değiliz. Bu değildik, bu olmamalıyız. Kötülüğü yapan, kötülüğe susan, kötülüğü sıradanlaştıranlardan olmamalıyız. Kentten köye, iyilikten başka çaremiz yok bizim.

Haberin Devamı

Kötülük büyüyor

TOPLUMSAL ÇÖKÜNTÜ SADECE EKONOMİK DEĞİL

İyi insanlar her zaman vardı ve bundan sonra da var olacaklar. Süngüyü düşürmek yok elbette. Ancak bilgiye erişimimiz, sesimizi duyurmanın ve bazı sesleri duymanın yolları artınca anladık ki kötülük de hep var ve hep var olacak. Fakat kötülüğün karşısında duran mekanizmalar zayıfladıkça ve zihniyetler çürüdükçe kötülüğün çoğalması bariz biçimde ivme kazandı. Kazara sabah televizyon izleyebildiğimde dehşete düşüp ekrandan kaçıyorum. Başarılı gazetecilerimiz, televizyoncularımız var, hep de var olsunlar. Ama sanırım gündemi artık kalbim kaldırmıyor. Zihnimin bir köşesinde durup her düşündüğümde beni huzurla gülümseten o köy, o köyler yok mu artık? Bize ne oldu ya da bize bir şey mi oldu? Toplumsal çöküntünün yalnızca ekonomik olmadığını görmek ruhumu yaralıyor.

Haberin Devamı

Kadına yönelik tacizin, tecavüzün, çocuk istismarının, hırsızlığın, yolsuzluğun, yasaklı madde kullanımının, insan ticaretinin, kaçakçılığın, defineciliğin, adam kaçırmanın, rehin almanın, intikamın yani cümle suçların bu kadar yaygın olması ve normalleşmesi, çoluğun çocuğun yaşına inmesi, herkes tarafından bilinip hasır altı edilmesi, yılanların çeşitli anlayışlarla bin yıl yaşaması... Bunlar bizim toplumumuzun ayrılmaz birer parçası mı oldu? Elbette ekonomik güçlükler, eğitimdeki eksiklikler ve aksamalar, refah düzeyinin düşmesi, cezai yaptırımlardaki boşluklar besliyor bu olan biteni. Ama mayamız? İnsanın mayası bu kadar kolay mı çürümeli?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder