Bu köşede sorulara, sorunlara yer veriyorum hep. Çözümler sunmaya, yollar göstermeye çalışıyorum. Yıllardır yapıyorum bunu, bundan sonra da elimden geleni yapacağım. Ama sanmayın ki hep dikenli bu yollar. Sanmayın ki insanlar başaramıyor. Herkes çaresiz, herkes bezgin, herkes umutsuz sanmayın. Ne çok kadın küllerinden doğdu, doğuyor bir bilseniz. E madem konusu açıldı, bilin isterim.
TECAVÜZCÜYLE EVLİLİK
Hürnaz: Tecavüzcüsüyle evlendirildiğinde 13 yaşındaydı ve adet görmemişti. Bütün köy üstüne gelse de şikayetçi olmamayı ve sağda solda olanları anlatmamayı, açıktan okutulmak şartıyla kabul etti. O gün yapabildiği buydu. Okudu, öğretmen lisesini kazanınca kocasıyla şehre taşındı. Öğretmenlerinin desteğiyle boşandı ve üniversiteye başladı. Burslarla okuyan bir kız çocuğu olarak Avrupa’da kimya mühendisi olarak çalışıyor ve kendisi de kız öğrencilere burs yardımında bulunuyor.
ÇOCUKLARIYLA BİRLİKTE EVDEN KOVULDU
Pınar: Eşi tarafından defalarca aldatıldı ve sonunda da evden çocuklarıyla birlikte kovuldu. Ailesinin evinde kabul görmedi ama ablasına sığındı. Hiç de kolay olmayan yaşam koşullarında kurslara giderek estetisyenlik belgesini aldı. Evine yakın bir merkezde haftanın 5 günü çalışıyor ve lise öğrenimine dışarıdan devam ediyor. Büyüttüğü bir erkek bir de kız çocuğu için harika bir rol model oldu.
KOCASI PAVYONA SATTI
Sinem: Başlık parası karşılığı satılarak evlenen Sinem, kocası tarafından pavyona satıldı. 21 yaşından 29 yaşına kadar pavyonda çalıştı. Kaçtı, yakalandı ve fiziksel işkence gördü. Görme bozukluğu oluşunca baygın halde sokağa atıldı. Bulunduğunda rahim ağzı kanseri teşhisi aldı ve tedavisinin ardından hayata yeniden başladı. Belediyenin kurslarına giderek yeteneğini geliştirdi. Bir hazır yemek firmasında aşçı yamağı olarak çalışıyor ve eli çok lezzetli.
ŞİDDETLE GEÇEN 12 YIL
Derya: 16 yaşında aile bireylerinden üçünün birden tacizine uğradığı evinden kaçtı ve kendisinden 14 yaş büyük biriyle evlendi. Hayatı daha iyi olmadı. Şiddetle geçen 12 yılın ardından 2 kız çocuğunu bu keşmekeşten ve alışılmış bu düzenden çıkarmak istedi. Evden kaçtı, sığınma evinde yaşadı, merdiven sildi, dikiş dikti, evlere temizliğe gitti, ağdacılık yaptı. Kızlarını okuttu ve 35 yaşından sonra okuma yazma öğrendi. Kızlarının biri tıp fakültesi 5. sınıf öğrencisi, bir diğeri insan kaynakları sorumlusu. Bir daha evlenmedi. Yılda en az bir kez turlara katılıyor, yeni dostluklar hobiler ediniyor. Meme kanserini atlattığını da eklemeliyim.
PSİKOLOJİK VE FİZİKSEL ŞİDDET
Ayşen: Eşinin psikolojik şiddeti nedeniyle ağır travma altında uzun yıllar geçiren ve eşinin ölümünden sonra sokağa dahi adım atamayan bu genç kadın, yıllarca görüşmesi yasaklanan uzak bir akraba vasıtasıyla terapi alma şansı yakaladı. Jinekolojik muayenesinde, şiddetin yalnızca psikolojik değil fiziksel olduğu ve genital bölge bütünlüğünün neredeyse tamamen kaybolduğu ortaya çıktı. Tedavisinin ardından istihdam edildi, severek evlendi ve ikinci eşinin çocuklarına sevgiyle ablalık yapıyor.
TACİZDEN ÜNİVERSİTE SAYESİNDE KURTULDU
Hamide: Öz dedesinin tacizini yıllarca kimseye söyleyemeden içinde tuttu. Yıllarca kendini suçlayıp mide bulantısı çekerek tacizcisinin yüzüne bakmak zorunda kaldı. Okudu, ailesi karşı çıkmasına rağmen okudu ve üniversiteyi kazanarak bulunduğu kasabadan çıkabildi. Yıllar sonra itiraf ettiğinde ailesi tarafından yalancılık ve huzur bozmakla suçlanınca kız kardeşi hariç bütün ailesiyle bağlarını kopardı ve kız kardeşini uzaktan da olsa koruyarak yanına alma vaktinin gelmesini bekledi. O gün geldiğinde bunu başardı. Evlendi. İki kız çocuk annesi ve çocuklarının en yakın dostu. Mutlu bir ailesi ve kendi kararları var.
Bu insanlar ağızlarında gümüş kaşıkla doğmadılar, hayır. Başardıkları asla kolay değildi ve dikkat ettiyseniz desteğe de ihtiyaçları vardı. Bazen bir uzak akraba, bazen komşu, bazen kardeş, bazen öğretmenler ama illa ki çevrelerindeki akıllı, vicdanlı ve korkusuz birileri. Başardılar. Her şeyi başarmak mümkün değil, hayır. Çağımızın bu sihirli sözcükleri insanlara kendilerini daha kötü hissettirmekten başka bir işe de yaramıyor bana kalırsa. Ama yaşam çok kıymetli ve denemekten zarar gelmez. Denemeye değer çünkü ucunda yaşamak var, insan gibi yaşamak! Özgür ve mutlu yaşamak!