Rutinleriniz var mı? Onlarla aranız iyi mi? Bu, sabahları 5 sayfa kitap okumak da olabilir, eve sevdiğiniz yoldan dönmek de. Çocuklarınızı bizzat uyutmak ya da yemeğin sonunda mutlaka kahve içmek de. Rutinler bana iyi hissettiriyor. Danışan ve hastalarımın, sağlık, ilişki sorunları ya da yalnızlıkla baş etmeye çalışan kadınların daha iyi olmalarına da çok yardımı oluyor rutinlerin.
Seyahat etmeyi çok seviyorum, yeni yerler görmeyi, gördüğüm yerlerde görmediğim şeyler keşfetmeyi, insanlar tanımayı, gözlem yapmayı, yeni öyküler dinlemeyi... Güvenli alanımda kalmak gibi bir takıntım yok ama her yeri kendim ve sevdiklerim için güvenli hale getirecek seyahat planları oluşturmak gibi bir hassasiyetim var. Gereksiz risklerden, zamanı katletme olasılığı olan eylemlerden kaçınmak gibi bir kaygım oluyor, inkar edemem. Bu nedenle özellikle seyahatlerde ticari tuzaklara kanmam, araştırmadan her şeye ‘tamam’ demem ve sürekli olarak bana zararı olmayan bir kabuğu kırmaya çalışmam. Zamanla bunun, rutinlerime olan sadakatimle ilgisi olduğunu anladım. Ha bir de kendimi ispat çabamın yaşım ve yaşam deneyimimle birlikte azalıp yok olmasıyla. Mesleğim itibarıyla ani müdahalelerin insanı olsam da rutinlerimi çok seven ve onlardan güç alan biriyim. İşte bu yüzden iyi bir dinlencenin üstüne, bugün çalışırken çok ama çok iyiyim.
HAYATIMIN YALIN HALİNİ ÇOK SEVİYORUM
Rutinleriniz var mı? Onlarla aranız iyi mi? Bu, sabahları 5 sayfa kitap okumak da olabilir, eve sevdiğiniz yoldan dönmek de. Çocuklarınızı bizzat uyutmak ya da yemeğin sonunda mutlaka kahve içmek de. Çok fazla çeşitlendirilebilir ve akla hayale gelmeyecek şeyler sizin rutininiz olabilir. Rutinler bana iyi hissettiriyor. Nereden dönersem döneyim eve dönmeyi, evde en sevdiğim köşede kitap okumaya devam edebilmeyi, çocukları öperek yola düşmeyi, en sevdiğim şarkıları bağıra çağıra söyleyerek işe gitmeyi, molalarda yanıma sevdiklerimi alıp uzaklaşmayı, boksa gitmeyi, ter atmayı ve daha birçok rutinimi çok kıymetli buluyorum. Dünya için özel ve önemli bulmuyorum, kendim için değerli buluyorum. Sürprizleri sevmekle birlikte sürprizsiz ve yalın bu halini çok seviyorum hayatımın. Çalışırken yenilikler yakamı bırakmıyor zaten. Her kadın başka dünya demek. Ama bütün bunların içinde bana ait olan, benimle ilgili olan, bana hitap eden küçük şeyler bulmayı ve dahası onları bizzat serpiştirmiş olmayı çok seviyorum. Rutin, yorgunken bile dinlenmiş hissettiriyor bana. Kendi alanımda soluklanmışım hissi veriyor. Adı konmamış, yaşam içi eser miktarda tatiller gibi.
KEYİF ALMADIĞINIZ HİÇBİR ŞEY İÇİN KENDİNİZİ ZORLAMAYIN
Danışan ve hastalarımın, sağlık, ilişki sorunları ya da yalnızlıkla baş etmeye çalışan kadınların daha iyi olmalarına da çok yardımı oluyor rutinlerin. Bazen farkında olmadan oluşturdukları ama orada olup olmadığına bakmadıkları rutinleri keşfediyor ve onlara sahip çıkıyor, onlarda soluklanmaları üzerine içsel bir çalışma yapıyorlar. Bugün bunu neden yazdım? Uzun bir tatilin sonunda, bir kısmı tartışmayla, yorgunlukla, mutsuzlukla, belki neşeyle, gezerek, eğlenerek, severek, sevişerek, kazanarak, kaybederek, nasıl geçmiş olursa olsun, sonunda yine ait olduğunuz döngüdesiniz. Ve o döngünün sizi boğduğunu ya da her haliyle size iyi geldiğini hissediyorsanız, hatta o döngüye dair hiçbir fikriniz yoksa; içinde kendiniz için köşeler oluşturun. Yolculuklar, duraklar, alanlar oluşturun. Eylemlerin adını koyun, bazılarını kendinize ayırın. Yanınıza alacaklarınızı seçin ve o rutinle iyileşecek misiniz, kendinize zaman vererek deneyin. Ufak büyük demeyin, tadına varmayı deneyin yeter. Rutinleriniz, ruhen ve fiziken sağlıklı olduğunuzu da fısıldayacak size. Keyif alırsanız ne âlâ ama keyif almadığınız hiçbir şey için de zorlamayın kendinizi. Zaman vermek... Asıl mesele bu ama. Kendiniz için yaptığınız her şeye yeteri kadar zaman vermek, deneyimi gerçekleştirmek... Anlaştık mı? Şimdi sizin için kahvemin ilk yudumunu alıyor ve günün şarkısını dinliyorum.