Kadınların sosyal medya sınavı, erkeklere kıyasla daha çetin geçiyor. Enteresan sayılmaz, neredeyse alıştık. Doğurduğu için şişman bulunan da doğurmasına rağmen zayıf bulunan da linç ediliyor.
Sosyal medya, nasıl kullanırsanız öyle bir yer. Fayda için kullanırsan faydalı ve fayda sunabileceğiniz; zarar için kullanırsanız zararlı ve zarar verebileceğiniz bir yer. Ben yıllardır bireysel ve toplumsal fayda için kullanıyorum. Sosyal medya aracılığıyla bana zarar vermek isteyenler olmadı mı? Elbette oldu. Ancak ben kendimi bildikten sonra başkalarının yargı ve tacizleriyle kötü hissetmeyecek, dibe çökmeyecek kadar çok şey yaşadım, büyüdüm ve kendimi bu yönde iyileştirdim. Fakat herkes için durum bu kadar basit değil, biliyorum. Sosyal medyanın insan hayatını ne denli zorlaştırabildiğini çokça gördüm.
LİNÇ KÜLTÜRÜ
Kadınların sosyal medya sınavı, erkeklere kıyasla daha çetin geçiyor. Enteresan sayılmaz, neredeyse alıştık. Doğurduğu için şişman bulunan da doğurmasına rağmen zayıf bulunan da linç ediliyor. Sevgilisiyle yaşayan da sevgilisi olmayan da. Özel hayatını paylaşan da kendine saklayan da. Gündemle ilgili paylaşım yapan da paylaşım yapmayan da. Üstelik ne paylaşırsanız paylaşın sizin gibi düşünmeyenlerin saldırısına uğruyorsunuz. Düşünce özgürlüğü, burada da lafta var. İcraatta var olansa şiddet; siber zorbalık.
KÖŞEYE SIKIŞIYORUZ
Bedensel özelliklerimiz, yaşam tarzımız, kusurlarımız, özelliklerimiz ya da davranışlarımız ve hatta davranmayışlarımız nedeniyle köşeye sıkıştırılabildiğimiz bir yer sosyal medya. Ve sonra sıkıştığımız köşede, fırsatçıların da üstümüze çullandığı bir yer aynı zamanda. İlk taşı biri atıyor ki o kişi günahsız olmuyor tabii. Sonra da taşlar peşi sıra geliyor. Sürekli hesap sorulan, türlü şey için açıklama ve özür beklenen, herkesi bir başkasını kendi çerçevesinde yontmak istediği bir yer.
DİRENMELİSİNİZ
Her insanın psikolojik durumu aynı değil; dolayısıyla herkes baskıyla aynı biçimde, derecede ve kararlılıkla mücadele edemiyor. Kulak ardı etmek herkes için mümkün değil; olamıyor. Bu noktada size şöyle yapın, böyle yapın demem de faydasız biliyorum. Ama direniş de ufak adımlarla başlıyor. Evet direniş. Varlığınızı dilediğiniz biçimde sürdürebilmek için sosyal medyada da direnmelisiniz.
HERKESİ MEMNUN EDECEK BİRİ OLMANIZ İMKANSIZ
Her ne yapmak istiyorsanız ve dahası nasıl yapmak istiyorsanız öyle yapın. Başkalarının beğenmesi, takdir etmesi ve etkileşim almak elbette hoşa gidiyor. Ancak bunun esiri olmadan var olmayı da öğrenmemiz gerek, bunu anlamalısınız. Çünkü herkesi aynı anda, aynı oranda memnun edecek biri olmanız imkansız. Fiziksel olarak kusursuzun peşine düşmenizi isteyen siz misiniz, başkaları için mi istiyorsunuz; bunun ayrımına varmalısınız. Ya da düşünmediğiniz şeyleri, yadırganmamak, ötekileşmemek için söylemek zorunda mı kalıyorsunuz; üzerine düşünmelisiniz. Yaşamdaki alışkanlıklarınızı gizlemeye çalışıyor, utanılacak şeyler olduğunu düşünmediğiniz halde bilinmesini önlüyor musunuz; peki ama neden? Profilinizde gezinip kimin için neler yaptığınızı gözden geçirmelisiniz belki de. Ve değer mi; düşünmelisiniz. Mutsuz olacaksınız çünkü ve belki de oluyorsunuz bile.
İNSANLARI KENDİSİ GİBİ OLMAYA ZORLAYANLARDAN OLMAYIN
Bizler, toplumun kalanına onlar gibi olmayı borçlu değiliz. Kendimiz gibi olma borcumuz var, o da kendimize; yine bir başkasına değil. Dayatmalardan, linçlerden, gözdağından dolayı sinersek sonunda olmadığımız birine dönüşürüz ki bunu hak etmiyoruz. Ve onlardan olmayın. İnsanları kendiniz gibi olmaya zorlayan, hareket alanını kısıtlayan, size benzemeyenleri taşlayan, yaşama dair öfkesini başkasından çıkaranlardan olmayın. Sosyal medyada hepimize yer var. Aynı olup da n’apacaksınız? Renklerimizle, farklarımızla güzel değil miyiz? Başka başka düşünmemiz ve davranmamızla... Siber zorbalığın bir parçası olmayın.
HER ZAMAN DOĞRU OLDUĞUNA İNANDIĞIM ŞEYLERİ YAPIYORUM
Ne zaman kendini açık etme cesareti bile bulamayan bir hesaptan olmayacak bir mesaj ya da bir yorum alsam ya da adıyla sanıyla birilerini benim yanımdan kendi yanına çekmek isteyen birine rastlasam; onun gelişimindeki eksiklik için üzülüyorum ama bu da milisaniye falan sürüyor. Evet hiçbir şeyi fazlaca uzatmıyorum. Sonra kaldığım yerden devam ediyorum. Çünkü her zaman doğru olduğuna inandığımı yapıyor ve bende olanı yaşıyorum.