Cinsellik, insan olmanın doğal bir parçası olsa da, cinsel hastalıklar ne yazık ki hâlâ toplumda tabu olarak görülüyor. Bu durum hem hastalığa yakalanan bireyler üzerinde damgalama ve utanç yaratıyor hem de hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde gecikmelere yol açıyor. Peki, cinsel hastalıklar dünyada ve toplumumuzda nasıl bir kabul görme sürecinden geçiyor? Bu konuda yıllardır çalışan ve toplumun bilinç geliştirmesi için mesleki yetkinliğini kullanan biri olarak konuyu biraz açmak istedim. Çünkü işler yalnızca burada böyle değil.
CİNSEL HASTALIK UTANILACAK BİR ŞEY DEĞİLDİR
Dünyada, cinsel hastalıklara karşı bakış açısı zamanla önemli ölçüde değişti. Geçmişte, bu hastalıklar utanç verici ve gizlenmesi gereken bir şey olarak görülüyordu. Bu durum, hastalıkların yayılmasını engellemek yerine, teşhis ve tedavide gecikmelere yol açtı. Ancak son yıllarda, cinsel sağlık ve bilinçlendirme konusunda önemli gelişmeler kaydedildi. Medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla, cinsel hastalıklar hakkında daha açık ve dürüst konuşulmaya başlandı. Bu sayede, insanlar hastalıklarla ilgili doğru bilgi edinme ve gerekli önlemleri alma imkanı buldular. Mahremiyetin yanlış anlaşılmasının ve cinsel tüm bilgileri kendine saklamakla ilişkilendirilmesinin de bu süreci olumsuz etkilediğini söylemeliyim. Ülkemizde de cinsel hastalıklara karşı bakış açısı yavaş yavaş değişiyor. Artık insanlar bu konuda daha rahat konuşabiliyor ve bilgi edinmekten çekinmiyor. Yeteri kadar rahat mı derseniz, hayır değil. Ama bir her zaman sıfırdan büyüktür. Elbette hâlâ yapılacak çok şey var. Biz ne güne duruyoruz ve sizler de bizim paydaşlarımız olarak bu işin bir ucundan tutacaksınız, yanılmıyorum değil mi? Cinsel hastalıklar hâlâ damgalama ve önyargılarla karşılaşıyor. Bu durum, özellikle gençler ve dezavantajlı gruplar için teşhis ve tedaviye erişimi zorlaştırıyor. Yine de aynı bilinçle hareket edince zinciri kırmak mümkün.
ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ
Toplum olarak bu önyargıları yıkmak ve cinsel hastalıkları kabullenmek için hepimize görev düşüyor. Doğru bilgi edinerek, açık ve dürüst iletişim kurarak ve birbirimize karşı saygılı davranarak bu konuda önemli bir fark yaratabiliriz. Unutmayalım ki, cinsel hastalıklar kimse için utanç kaynağı değildir. Erken teşhis ve tedavi ile bu hastalıkların üstesinden gelmek mümkün. Cinsel sağlığımızı korumak ve toplumda daha sağlıklı bir ortam oluşturmak için hepimize sorumluluklar düşüyor. Ve hatırlatmalıyım ki bu sorumlulukların birincisi; eğer varsa cinsel hastalığımızı partnerimizle paylaşmak. Buna ek olarak; cinsel hastalıklar hakkında doğru bilgi edinin ve çevrenizdekilerle paylaşın. Cinsel ilişkiye girmeden önce kondom kullanın. Düzenli olarak cinsel sağlık taramalarından geçin. Cinsel hastalıklarla ilgili önyargılara karşı mücadele edin. Cinsel hastalık yaşayan kişilere karşı saygılı ve anlayışlı olun. Her nesil, bir sonrakini iyileştirerek geçip gitmeli. Bunun için de önce tabudan kabule geçmeli.