Transferde sorunlar yaşayan Galatasaray dün 17'de ligin yeni ekiplerinden Hatayspor ile hazırlık maçında karşı karşıya geldi.
Türk Telekom Stadı'nda oynanan maç 1-1'lik beraberlikle sonuçlandı.
Dünkü Galatasaray'ın oynadığı futbol için iyi şeyler söylemek zor.
Sarı kırmızılılara imza atmadan önce uzun süre boyunca maça çıkmamış Arda'nın dünkü maçta takımın en iyisi olarak göze çarpması bile takımda bir şeylerin ters gittiğini görmek için yeterli.
Maçta Galatasaray'ın tek golü de Arda'dan geldi. 9 sene sonra Galatasaray formasıyla Türk Telekom Arena'ya kaptan olarak çıktığı ilk maçta gol atmış olması kendisi adına sevindirici.
Yazının başında da belirttiğim gibi, Galatasaray'ın önemli mevkilere önemli transfer takviyelerine ihtiyacı var ve yönetim geçtiğimiz senelerde olduğu gibi bu sene de şimdiye kadarki transfer sürecinde sınıfta kalmış durumda.
Mustafa Başkan ve yönetiminin maddi anlamda kulübe yaptığı hizmetler yadsınamaz fakat kendilerini transfer konusunda çok başarısız buluyorum.
Tabii yönetimin transfer için bir ayı daha var ama Galatasaray'ın bu kadar zamanı var mı orası tartışılır. Çünkü haftaya ligler, ondan sonraki hafta da Avrupa macerası başlayacak ve ne taraftarın ne de camianın mevcut yönetime transfer konusunda güvendiklerini sanmıyorum çünkü kendilerinin transfer planlaması konusundaki repütasyonlarının pek de iyi olduğunu söyleyemeyiz. Bu konuda sabıkalılar.
Çok net olarak takımdan gönderilmesi gereken bazı futbolcuların maliyetleri yüzünden hala takımda olmaları da taraftarı çileden çıkaran bir başka durum.
Fatih Terim de geçen sezonun mart ayında liglere verilen pandemi arasından beri fazlasıyla formsuz.
Bunu da en iyi yaptığı işi, disiplini, takımın geneline yansıtamayışından anlayabiliriz.
Geçtiğimiz aylarda koronavirüse yakalanıp atlatmış olmasının bu formsuzlukta bir etkisi var mıdır? Bilemem. Fakat Luyindama'nın hem stada geç kalıp ancak ikinci yarıda oyuna girebilmesi, girdikten sonra da inanılmaz savruk oynaması bir Fatih Terim takımında taviz gösterilecek durumlar değil normalde. En azından son döneme kadar bu böyleydi.
Bu olumsuzluklara ek olarak geçen sezonun ilk yarısındaki kısır futbol da geri gelmiş gibi görünüyor. Biraz önce de bahsettiğim gibi takım kağnı gibi ağır ve bunun sebebi kanatların, orta sahaların ve beklerin dinamik olmaması gibi görünüyor.
"Bunu Fatih Hoca göremiyor" demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Bunu geçen sene de zaten net bir şekilde gördü ama biraz geç gördü. Ardından da çözüm olarak Monaco'dan Onyekuru'yu ve Leipzig'ten Saracchi'yi kiralayarak sol kanada bir dinamizm getirdi. Takım bu takviyelerle birlikte ligin ilk yarısının en kötü takımlarından biriyken, açık ara en iyi top oynayan takımına dönüştü. Ta ki ligler durdurulana kadar.
A milli takım kampında bulunan futbolcuları, hafif sakatlığı bulunan Diagne'yi ve en geç ocakta sahalara döneceği açıklanan Muslera'yı düşünürsek kağıt üstünde çok da fena bir takım sayılmaz Galatasaray. Fakat geçen sene de kağıt üstünde kötü bir takım yoktu ortada. Ama sezon sonundaki sonuç hepimizin malumu.
Galatasaray geçen seneden ders çıkararak kanatlardan en az birisini sprinter özellikli oyunculardan seçmeli.
Fatih: Tecrübeli eldiven, Muslera'nın geçen sezonki sakatlığından sonra kaleye geçen ve göz dolduran bir performans sergileyemeyen Okan'dan sonra kalede güven verdi diyebiliriz. Muslera'nın yokluğunda ilk devre boyunca kale ona emanet olacak.
Saracchi: Hala çok dengesiz ama akan oyunda takımı hızlandıran nadir isimlerden. Set oyununda ise vasatın çok altında.
Marcao: Geçen sezondan bir tık iyi, ilk geldiği zamana göre ise aşırı kötü halde. Güven vermiyor ama takımın performans olarak en iyi stoperi.
Donk: Bu kadar hantalken kendine bu kadar fazla güvenmek özellikle stoper bölgesinde oynayan bir futbolcu için pek de iyi bir şey değil. Galatasaray'ın da defansif bir orta sahaya ihtiyacı varken bölgesi olan ön liberoda oynamalı.
Luyindama: Kumaş olarak takımın en iyi stoperi ancak sakatlık dolayısıyla futboldan uzak kaldığı zamanlarda hem disiplin, hem iş ahlakı, hem fizik, hem de futbol olarak geriye gitmiş. Şu haliyle Emin Bayram'dan bile formayı kapması mucize. Acilen sakatlık öncesi Luyindama'ya dönmeli yoksa Galatasaray'ı ve kendisini çok zor bir dönem bekliyor.
Şener: Söz etmeye bile gerek yok. Bursaspor'daki veya Fenerbahçe'de geçirdiği ilk sezonlardaki Şener ile uzaktan yakından alakası yok. Şu haliyle Galatasaray'ın topçusu değil.
Taylan: Geçen seneye göre hem zihinsel hem fiziksel olarak daha iyi olduğu gözle görülüyor. Selçuk İnan'ın emekli olup teknik ekibe katılmasıyla kendisi bu sene daha fazla şans bulacaktır. Bu fırsatları iyi değerlendirmesi hem kendisi hem de takım için çok önemli.
Belhanda: Adını anmak bile gereksiz. Acilen bonservisi eline verilerek gönderilmeli çünkü bu kontratı ve bu futboluyla Galatasaray'ın Belhanda'ya herhangi bir alıcı bulabilmesi imkansız.
Ömer Bayram: Aşırı özverili olmasına rağmen Galatasaray'da ilk 11 oynayacak seviyede değil. Fakat yedek kulübesi için iyi bir silah. Orta sahaya mücadele gücü lazım olduğunda sahaya sürülmesi gereken kozların başında geliyor.
Arda Turan: Takımın en iyisiydi. Attığı golden ziyade gol sevincindeki hırsı ve ikinci yarıda oyundan çıkana kadar gösterdiği özverili oyun çok daha önemliydi. Bir buçuk yıldır resmi maça çıkmayan 33 yaşındaki Arda'nın takımın en iyisi olması bile birçok sorunu gözler önüne seriyor aslında.
Sofiane Feghouli: Sağ kanadı boş bırakıp sağ içe kayma hastalığından acilen kurtulması gerek. Özellikle son bir senedir takıma zarar veriyor. Omar ile denenip son bir şans verilebilir ama sol kanada Emre Kılınç, ortaya Arda ve sağ kanada da Onyekuru'nun sağ kanat versiyonu tarzında, sprinter bir kanat oyuncusu Galatasaray için daha faydalı olabilir.
Radamel Falcao: Takımın Falcao ile olan saha içi pas bağlantıları geçen yıldan beri sağlıklı değil. Buna rağmen bulduğu pozisyonları da gole çeviremeyen bir Falcao ile karşı karşıyayız. Geçen sezon az bulduğu pozisyonları gole çevirerek takımına birçok maçta faydalı olmuştu. Bu sezon gelen yılki gibi sık sık uzun süreli sakatlıklar yaşamazsa her geçen gün Galatasaray'a daha da faydalı olacaktır. Sezonun bir kısmında Diagne ve Adem ile çift forvetli bir sistemde de denenmeli.
Yazı boyunca bu kadar karamsar bir tablo çizdikten sonra bu yazacaklarım sizin için ne kadar inandırıcı olur bilemiyorum fakat ben bu sene Galatasaray'dan umutlu olduğumu belirtmeliyim. Dünkü takıma Emre Kılınç, Omar, Diagne'nin ve yapılacak transferlerin dahil olacak olması Galatasaray'ın oyununu iki-üç seviye yukarı çıkaracaktır. İkinci yarıda dönüp kaleyi devralacak Muslera'nın takıma kazandıracağı psikolojik üstünlüğü de unutmamak gerek.