Kilo verme programı uygulayan kişiler çoğunlukla bir çokmazda takılıp kalırlar; kilo vermeleri durur ve kilo vermeyi bırakırlar. Bu duraksama genellikle rejiminizin ilk ayından sonra olur. Daha az kalori ve daha çok egzersiz gerçeğine alınan vücudunuz tembelleşmeye başlar. Ancak, bu problemi çözmek için uygulayabileceğiniz etkili değişiklikler var. İşte karşınıza çıkan duvarı yıkmak ve kilo vermeye devam etmek için yapabilecekleriniz:
1. Güne bu karışımla başlayın
Bu karışım hem lezzetli, hem de metabolizma hızlandırıcı bir kahvaltılık. Süzme yoğurt, muz, çilek, tatlandırılmamış hindistan cevizi, çekilmiş keten tohumu, ve benim gizli malzemelerinden biri olan matcha yeşil çay tozu (pudrası). Bu karışımı yedikten sonra güne yağsız protein ve iyi yağlarla başlamış olacaksınız. Üstelik hem Japonya hem de Güney Amerika’da sağlığa olan yararlarından dolayı takdir edilen matcha yeşil çayın, metabolizma hızlandıran özelliğinden faydalanmış olacaksınız. Yeşil çayın diğer çeşitleri gibi matcha sadece metabolizmanızı hızlandırmakla kalmaz aynı zamanda antioksidanlar ve stres azaltmaya yardımcı, kolesterol düşürücü, beyin sağlığını destekleyici ve kanserle savaşıcı başka mucize özelliklerle doludur. Matcha, toz halinde olabiliyor ve doğal gıda satılan marketlerde bulunabiliyor.
Kilo verdiren kahvaltılık karışım
Her zaman yaptığınız kahvaltı yerine güne bu metabolizma hızlandırıcı karışımla başlayarak sabahtan yağ yakmaya başlayın. Protein açısından zengin ve iyi yağlar içeren bu karışım matcha yeşil çay dolayısıyla biraz da kafein içeriyor. Böylece güne enerjik ve taptaze bir başlangıç yapmış oluyorsunuz. Bu karışım kilo vermesi duraklayanların tek ihtiyacı olan şey olabilir...
Malzemeler
-1/2 bardak az yağlı süzme yoğurt
-1 muz
-1/2 bardak çilek
-bir tutam tatlandırılmamış hindistan cevizi
-çekilmiş keten tohumu (istenilen miktarda)
-bir tutam matcha yeşil çay tozu (pudrası)
Hazırlanışı: Bütün malzemeleri karıştırın. Afiyet olsun.
2. Kalori alımını sabit tutmayın
İstikrarlı bir şekilde rejiminize devam ediyor olabilirsiniz ancak her gün aynı miktarda kalori almak kilonuzun aynı yerde kalmasına neden olabilir. Örneğin, vücudunuz kendini günde 1200 kaloriye alıştırır ve zayıflamayı durdurur. Kilo vermeye devam etmek için, aldığınız kalori miktarını çeşitlendirin. Örneğin; bir gün 1200 kalori alın, ertesi gün bu miktarı 1000’e düşürün ve sonraki gün de 1100 kalori alın. Bu şekilde devam ederseniz vücudunuz kendini alıştırmak için daha fazla enerji harcayacaktır ve bu da daha fazla kilo vermenizi tetikler.
3. Suyu ‘yiyin’
Yapılan son bir araştırma, su içeren yiyecekleri tüketen kadınların ilk 6 ayda düşük yağ diyeti uygulayan kadınlardan yüzde 33 daha çok kilo verdiğini gösterdi. Hem su açısından zengin hem de besin değeri yüksek yiyecekleri tercih edin. Kavun gibi meyveler ve kereviz, marul gibi sebzeler bol miktarda su ve vitamin içerir. Düşük sodyumlu et suyundan yapılan çorbalar da iyi bir seçenek olabilir. Bol su içeren besinleri tüketerek aslında hem daha çok yiyecek tüketmiş hem de aynı zamanda kaloriyi azaltmış olursunuz.
Neden ağlarız?
Bunun yanıtını hala kesin olarak bilemiyoruz. Anahtar kelime ‘prolaktin’ olabilir. Bu temel hormon, stresle birlikte artar ve ağlamakla bağdaştırılır. Vücuttaki prolaktin seviyesi ve duygusal ağlama sıklığı arasında pozitif bir bağ vardır. Ufak bir kanıt mı istiyorsunuz? Genel olarak, kadınlar erkeklerden daha sıklıkta ağlar (bir araştırmaya göre bu sıklığın oranı 4 kat daha fazla) ve kadınlarda prolaktin seviyesi erkeklere göre daha fazladır (yüzde 60 daha fazla). İlginç olan şu ki, diğer türlerde duygusal gözyaşları ya çok nadir ya da hiç yok. Birkaç ağlayan goril ve fil hikâyesini saymazsak (kanıtlanmamış olsa da bir gün kanıtlanabilir) yalnızca insanlar ağlar diyebiliriz. Belki de insanların duygusal süreçleri daha gelişmiştir ve duygusal gözyaşları derin duygularımızı açığa vurmak için ortaya çıkıyor. Ağlamak, vücudunuzun tükenmesi, ümidinin bitmesi gibi görünebilir ancak bu daha çok vücudunuz için zararlı olan bir seviyede strese ulaştığınız için onu dışarı vurmanız gerektiğindendir. Ağlamak kötü bir şey değildir.
MAGNEZYUM AÇISINDAN ZENGİN BELENMENİN YARARLARI
Magnezyum, metabolizmayı düzene sokmak için gereklidir. Kan basıncını düşürmeye ve atardamarların genişlemesine yardımcı olur. Magnezyum zengini bir diyet uygulamak (kadınlar için 400, erkekler için 333 miligram) sizi yaklaşık bir yıl gençleştirebilir. Magnezyum genellikle tam buğday ekmeği ve gevreklerde bulunur ayrıca soya fasulyesi ve lima fasulyesinde bir porsiyonda 100 miligram magnezyum bulunur. Avokado, pancar, kuru üzüm ve hurma da magnezyum içerir.
Hormon takviyesi almak neden zararlı olabilir?
Amerikalıların ‘ne kadar çok, o kadar iyi’ olarak düşündükleri kesin. Geçici çözümler üreten birçok firma kilo alımından güçsüz kaslara kadar bütün sağlık problemlerine çözüm olarak ekstra hormon sunuyor.
Ancak, hormon sistemimiz bir hesap defterinden daha karmaşık olduğu için ‘ne kadar çok, o kadar iyi’ felsefesi burada geçerli değil. Nasıl ki evinizdeki bütün muslukları aynı anda açamaz, ısıyı artıramaz veya bütün ışıkları açmazsanız, vücudunuzda da bunu yaptığınızda sisteminize aşırı yüklenme yapılmış olur ve bu da kısa devreye sebep olur. Hormonlarınızı kilo vermek veya diğer rahatsızlıklar için kendi başınıza anabolik steroidlerle yüklediğiniz her seferde vücudunuzun kontrolden çıkmasına neden olursunuz.
Örneğin: Sıklıkla, testosteronu metabolize eden androjenik steroid veya diğer takviyeler kullanan atletlerde ilgili haberleri okuduğumuzda görürüz. Bu aşırı testosteron büyük problemlere neden olabilir, o erkeğe bir silah vermeyeceği gibi kardiyovasküler sorunlar ve böbrek problemleri gibi daha ciddi sıkıntılar yaratabilir. Vücudunuzu hormon takviyeleriyle desteklemeye çalışıyorsanız sizin için olabilecek en iyi şey sadece para kaybedecek olmanızdır.
Dr. Öz Show Digitürk Home TV’de hafta içi her gün 13:30 ve 19:00’da.
Bu yazı 27 Mart 2011 tarihli Pazaı Postası'ndan alınmıştır.
2