Uzun zamandır Masumlar Apartmanı’na misafir olmamıştık buradan. Gündem her geçen gün değişiyor, farklılaşıyor. Dizinin salı günü ekrana gelen bölümüyle uzun zamandır tebessüm ederek televizyon ekranına bakmadığımı fark ettim. Kadın cinayetleri, koronavirüs ve mutasyonları derken Rusya - Ukrayna savaşı patlak verdi. Tüm bu kötü olaylar içinde ne iyi geldi bu bölüm bana. Bir an olsun ruhumla birlikte bedenim de dinlendi. Uzun uzun seyre daldım bitmeyecek gibi.
Gerçek hikayelerin anlatıldığı dizileri izlerken hep o insanları düşünerek izliyorum. Hayata tutunmaya çalışan insanların acılarından sıyrılıp 3-5 dakika da olsa mutlu olduğunu düşünmek ayrı bir haz verdi bana. Diziyi izlerken de birkaç dakika süren kebapçıdaki mutlu hallerini izlerken ve sonrasındaki lunapark sahnesinde tebessüm ederken buldum kendimi. Merve Dizdar’ı “Gülben” gibi izledim, Ezgi Mola’yı “Safiye” gibi...
Dizideki karakterlerin yaşadığı mutluluk değildi aslında beni gülümseten anlayacağınız üzere.
E tabi bu kadar mutluluk fazlaydı, kısa sürdü. Safiye’nin çığlığıyla irkildim, kendime geldim. He bir de neredeyse Han’ın normale döndüğünü düşünmüştüm korku tüneli sahnesine kadar. Allah affetsin ama ben bu sahnede de güldüm ya! Ahhh Han inşallah sen de iyileşirsin ne diyelim!
Herkes Bergen”i bekliyor
"Acıların kadını" lakabıyla tanınan arabesk sanatçısı Bergen’in hayatını konu alan ancak koronavirüs salgını nedeniyle çekimleri ertelenen film nihayet yarın vizyonda.
Bergen için ilk isim Serenay Sarıkaya’ydı biliyorsunuz. Sarıkaya’nın film çekim takviminin başka projesiyle çakışmasıyla “Bergen” rolü Farah Zeynep Abdullah’ın oldu, iyi ki öyle oldu. Masumlar Apartmanı’nda "İnci" rolüyle performansına hayran kalmıştık zaten filmde de Bergen’i şahane oynamış Farah.
Farah Zeynep Abdullah’ın olağanüstü oyunculuğunun yanı sıra sesiyle de damga vurduğu filmi izleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler.
Senaryosunu Yıldız Bayazıt ve Sema Kaygusuz'un kaleme aldığı film, müzik tarihine geçen sesi ve konservatuvardan başlayan şarkı söyleme tutkusuyla tanınan ve "acıların kadını" olarak bilinen şarkıcı Belgin Sarılmışer'in (Bergen) hayatını konu alıyor.
“Adamın adı yok”
Dün aksam filmin galası yapıldı. Farah Zeynep Abdullah dedi ki “Filmin en sevdiğim yönü adamın adı yok. O adam aramızda. O bir canavar. Tatlı bir şekilde Bergen’in hayatına girip, tatlı davranarak, herkesi kandırabilecek, hepimizin tanıdığı adamlardan biri." Evet adı yok! Bergen’in önce gözünü sonra hayatını elinden alan o adamın hiçbir yerde geçmiyor adı. Daha çok etkilendim bunu öğrendiğimde.
Mezarı kafes içinde
Terk ettiği kocası tarafından yüzüne kezzap atılan ve daha sonra 6 kurşunla katledilen Bergen'in mezarı kafes içinde. Nedeni ise tüyleri ürperiyor insanın. Gerçekten dehşete düşüyor insan
Bergen'in mezarının kafes içinde olmasının nedeni; kocası, Bergen'i vurduktan sonra "Seni mezarında bile rahat bırakmayacağım" demiş ve Bergen'in annesi de, kızının mezarını saran kocaman bir kafes yaptırmış.
Albüm 8 Mart’ta
1989 yılında henüz 30 yaşındayken eski eşi tarafından öldürülen Bergen anısına saygı albümü hazırlandı. Albüm çok önemli bir günde çıkıyor, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde.
Albümde Bergen’in şarkılarını sekiz kadın; Bade Derinöz, Ceylan Ertem, Derya Uluğ, Feride Hilal Akın, Gülşen, Jehan Barbur, Melek Mosso ve Melike Şahin yorumladı. Bergen’in ailesi, albümün gelirinin tamamını Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na bağışlama kararı aldı.