Çok güzel bir haberle geldim size. Özellikle kadınların dikkatini çekeceği ama erkeklerin de kayıtsız kalmayacağı bir haber… Konumuz cilt bakımı. Ama öyle bildiğiniz gibi “yüzünüzü sabah akşam temizleyin, aman ha cildinizi nemlendirmeye özen gösterin” gibi tavsiyeler vermeyeceğim. Müthiş bir yöntemden bahsedeceğim: Mezoterapi.
Cildinize sihirli bir değnek değmişçesine etki bırakan muhteşem bir yöntem.
Ben denedim ve beklemediğim kadar iyi bir sonuç aldım. İlk defa duymuştum 6 ay kadar önce, meğer zaten dünyada 30 yıldır uygulanan bir yöntemmiş.
Mezoterapi nedir? Mezoterapinin cilt üzerindeki etkileri nelerdir? Mezoterapi nasıl yapılır?
Bu soruların cevabını merak ediyorsanız, buyrunuz efendim.
Neye niyet, neye kısmet!
Dediğim gibi yaklaşık 6 ay önce tesadüfen öğrendim. Cahit Sıtkı Tarancı’nın “35 yaş” şiirindeki “Yaş 35 yolun yarısı eder” dizelerinde de dediği gibi, işte ben o yolun yarısını geçtikten sonra yüzümde ufak tefek mimik çizgilerimin oluşmaya başladığını fark etmiştim ki, iki kaşımın ortasında iki minik mimik çizgim oldukça derinleşmişti. Artık kaşlarımı çatmadığım halde çatık kaş görünümüm daimi olarak yerleşmişti yüzümde.
Buna çözüm aramaya başladım. O mimik çizgilerimi takıntı haline getirmeye başladığım dönemde botoks yaptırmakta buldum çözümü.
Botoks yaptırıp yaptırmamak arasında gidip gelirken “mezoterapi” diye bir yöntemden bahsetti bana, gittiğim güzellik merkezindeki uzman estetisyen Halide Sezgin.
İlk sorduğum soru: Botoks gibi belli bir süre sonra etkisini yitiren bir şey mi bu?
Mezoterapi kelimesine aşinaydım aslında ama bilgi sahibi değildim. Halide hanımdan öncelikle beni çok detaylı bir şekilde bilgilendirmesini istedim, uzun uzun anlattı ve ben “Hadi başlayalım hemen” dedim. Botoks hakkında bilgi almaya gittim, mezoterapi yaptırıp çıktım merkezden.
Test ettim, onaylıyorum
4 seans mezoterapi işlemi uygulandı. Bazı seansların biraz acılı geçtiğini belirtmek istiyorum çünkü iğneli mezoterapiydi yaptırdığım. 1 hafta mezoterapi seansı bir hafta peeling şeklinde devam ettim. “Seanslar bittikten sonra bir mucize yaşadım, 10 yaş birden gençleştim” demeyi çok isterdim ama öyle bir şey olmadı tabii. Yine de sonuçtan son derece memnun kaldım.
Cildimde ne mi oldu? Hemen anlatayım.
Öncelikle daha parlak ve pürüzsüz bir cildim oldu. Ama benim en çok hoşuma giden şey, öncesinde farkında olmadığım, genişlemiş gözeneklerimin küçülmesi oldu. Seanslar bitip de gözeneklerimin neredeyse fark edilmediğini gördüğümde anladım aslında ne kadar geniş olduklarını.
Somon DNA ile yorgun görünen yüz hatlarıma veda ettim
Evet, mezoterapi uygulaması sonrası en çok hoşuma giden etkilerden ikincisi de, seanslar bittiğinde yorgun görünen yüz hattımdan eser kalmamıştı artık.
Yüzümüzde burun yanından başlayıp dudaklarmızın köşesine kadar uzanan o mimik çizgisi var ya, ondan bahsediyorum. Bu yüz çizgilerinin oluşmasının nedeni yanaklarımızda bulunan yağ ve kas dokularının sarkmasıymış ve bu sarkma da yaşlı ve yorgun görünmemize sebep oluyormuş.
Daha ilk seansta yanaklarımdaki o sarkma neredeyse tamamen toparlandı.
Buradaki mucizenin adı, cildime enjekte edilen Somon DNA. Başka biri anlatsaydı inanmayabilirdim ama gerçekten şaşırtıcı derecede etkili oldu Somon DNA.
Somon DNA, ciltte azalan proteinlerin yerine konulmasını ve cildin sıkılaşmasını sağlıyor. Aslında bir nevi cilde enjekte edilen vitamin takviyesi. Bunlar benim size aktarabileceklerim.
Bir de mezoterapiyi işin uzmanından öğrenelim.
Mezoterapide hedef orta deri
Mezoterapi nedir, nasıl uygulanır? Yan etkileri nelerdir? gibi merak edilenleri Uzman Estetisyen Halide Sezgin posta.com.tr okuyucuları için anlattı.
“Mezoterapi daha çok cilt yenileme, anti-aging, bölgesel zayıflama, selülit, çatlaklar, lekeler, yara izleri, saç tedavisi için uygulanabilen ve iğneli - iğnesiz olmak üzere farklı şekillerde yapılabilen bir gençleştirme işlemidir. Sorunlu bölgede vitaminlerin, minerallerin, aminoasitlerin, enzimlerin tek başlarına ya da kokteyl halinde derinin orta tabakasına mikroenjeksiyon ile uygulanan bir tekniktir.
Derinin orta tabakasına enjekte edilen vitaminler sayesinde ciltte yenilenme, sıkılaşma meydana gelir ve kişinin daha genç bir görünüme kavuşması sağlanır.
Kişiye ve uygulama bölgesine özel olarak yapıldığı için de çok iyi sonuçlar elde edilir.
Mezoterapi, sorunlu bölgelerde mikro iğneler ile cilt altına ilaçların, enzimlerin, vitamin, mineral ve bitki özlerinin enjekte edilmesi ile gerçekleştirilmektedir.
Mezoterapi hangi durumlarda uygulanır?
“Bu işlemde hyalüronik asit, Somon DNA, vitamin kokteylleri gibi özel etkili mezoterapi ürünleri kullanılır.
Bu yöntem yüz, boyun, saç ve ellere rahatlıkla uygulanmakta ve son derece başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Genel olarak 2 - 3 hafta aralıklarla 3-6 seans yeterli olmaktadır.
Cilt mezoterapisiyle de güneş, stres, çevresel etkenlere bağlı olarak ciltte oluşan deformasyonlar, yüzdeki sarkmalar, kırışıklıklar giderilir ve daha canlı, daha genç ve çok daha sıkı bir cilde kavuşulur. Mezoterapi ile sadece hasarlı cildi onarmakla kalmıyoruz aynı zamanda yaşlanmayı da geciktirebiliyoruz.
Mezoterapi aynı zamanda bölgesel zayıflama ve selülit için de kullandığımız bir uygulamadır.”
Kimlere mezoterapi uygulanmaz?
“18 yaşından büyük ve sağlıklı bireylere mezoterapi yapılabilir ancak bazı durumlarda uygulanması son derece sakıncalıdır.
Hamile ve emziren annelerde, İnme (felç) geçmişi olanlarda, şeker hastalığı olanlarda, kanser hastalarında, kan pıhtılaşma sorunu yaşayanlarda mezoterapi uygulamasını önermiyoruz.
Çok nadir de olsa kişinin mezoterapi için hazırlanan kokteyllerin içerisindeki herhangi bir etken maddeye alerjisi söz konusu olabilir. Bu da çok sık rastlanılan bir durum değildir. Bunun haricinde bilinen bir yan etkisi bulunmamaktadır.”
Peki ya iki kaşımın ortasındaki mimik çizgilerim ne oldu?
Derinlikleri hafiflese de hala benimleler. Yeni yöntemler yeni çözümler arıyordum, bulduğumu düşünüyorum. Eğer bulduğum bu yeni yöntem işe yararsa sizlerle seve seve paylaşacağım.
Sağlıklı yaş alın ama yaşlanmayın.